Deprem sonrası bölgedeki hayatların normale dönmesi için verilen çabalara destek olmak amacıyla düzenlenen “Sürdürülebilir Normale Doğru” temalı AURA & İPA Yaz Akademisi tamamlandı.
AURA & İPA Yaz Akademisi “Sürdürülebilir Normale Doğru” 17 - 30 Temmuz tarihleri arasında, İPA Kampüs'te gerçekleşti. Etkinlik; deprem coğrafyasındaki Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illerinde bulunan 9 üniversitede Mimarlık, İç Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Peyzaj Mimarlığı eğitimi alan 2. 3. ve 4. sınıfı tamamlamış öğrencileri kapsadı. Öğrenciler tarafından yoğun ilgi gören programa başvuruda bulunan adaylar arasından; şehir, üniversite, bölüm, lisans seviyesi gözetilerek yapılan seçim sonucunda 25 kişilik ekip oluşturuldu.
Program dahilinde; genel katılıma açık seminer dizisi ve çeşitli atölyeler gerçekleştirildi.
Atölye çalışmalarında Hayriye Eşbah Tunçay, Ebru Bingöl, Serhat Cengiz ve Sevgi Görmüş Cengiz’in yürütücülüğünde “Sürdürülebilir Normale Doğru” teması; Güngören, Küçükçekmece ve Yedikule alanları üzerinden ele alındı.
AURA & İPA Yaz Akademisi “Sürdürülebilir Normale Doğru” final sunumları:
Dokuma Güngören
Burak Turhan, Hakan Güçlü, İlayda Özköse, Serra Küsmüş, Zeynep Sönmez
Stüdyo Asistanı: Su Sezer
Bu projenin ana teması, Güngören’in yoğun kent dokusu ve tekstil sanayisi arasındaki iç içe geçmiş örüntünün yeniden ele alınmasıdır. Bölgedeki tekstil sanayisinin yerel halk üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak, konut ve sanayi dokusunun ekolojik alanlarla bütünleştirilerek yeniden düzenlenmesi proje için en önemli hedeflerinden biridir. Proje, deprem sonrasında daha yaşanabilir, üretken ve yüksek istihdam sağlayan bir kent olan Güngören vizyonu üzerine inşa edilmiştir. Bu vizyon doğrultusunda stratejik planlar ve bu planlara uygun hedefler ve eylemler belirlenmiştir. Benimsenen stratejiler doğrultusunda, ar-ge olanaklarının geliştirilmesi, fırsat eşitliği sağlanması, kriminalize olmuş gençlerin istihdama katılımı ve yerel işgücünün desteklenmesi hedeflenmiştir. Deprem ve taşkın gibi afetlere karşı dirençli stratejiler belirlenmiştir. Bu stratejiye uygun olarak depreme dayanıklı yapıların tasarlanması ve rekreasyon olanaklarının artırılması hedeflenmektedir. Aynı zamanda kentsel ulaşımı geliştirmek amacıyla ekolojik yeşil alanlar artırılacak ve alternatif ulaşım olanakları oluşturulacaktır. İklim değişikliğine dirençli bir kent stratejisi belirlenmiştir. Taşkın alanlarının kontrol edilmesi ve karbon stoğu potansiyelinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu projenin hayata geçirilmesiyle Güngören, ekonomik olarak güçlü ve afetlere karşı dirençli bir kent olmayı hedeflemektedir.
Geçirimli Güngören
Abdullah Said Çubuk, Ayşe Bozbay, Buket Avcı, Büşra Özdemir, Samet Alp
Stüdyo Asistanı: Başak Bul
Proje, Güngören için kentsel dayanıklılığı arttıran bir yaklaşım kurgusu ortaya koymaktadır. Bu proje, stratejik bir vizyonla Güngören’i kentsel dayanıklılığın merkezine yerleştirme amacı gütmektedir. Kentsel dayanıklılığı artırmak için sosyal ve ekonomik dengesizlikleri ele almak ve ilçenin ekolojik çeşitliliğini İstanbul’un kuzeyinde bulunan habitat parçaları ile birleştiren bir koridor sayesinde geliştirmek projenin stratejik hedefler arasında yer almaktadır. Proje, Güngören’in ekolojik ve sosyo- ekonomik süreçlerini bütüncül bir yaklaşımla ele alarak kırılganlığını azaltmayı hedeflemektedir. İlçedeki yeşil alanların artırılması ve su akışlarının restore edilmesi, sürdürülebilir bir çevre oluşturacak ve toplumun refahını artıracaktır. Projenin temel hedefleri arasında Güngören ilçesinin ekolojik dengesini ve dayanıklılığını güçlendirmek, kentsel ısı adasını azaltmak ve iklim değişikliğine karşı direncini artırmak yer almaktadır. Ayrıca, yeşil alanları ve su yüzeylerini artırarak toplumun rekreatif ihtiyaçlarını karşılamak ve sağlıklaştırmak, sosyal dengesizlikleri ele alarak toplumsal refahı artırmak, yerel halkın katılımını ve güçlendirilmesini sağlamak, çevre ve toplumun sürdürülebilir bir gelecek için hazırlıklı olmasını sağlamak projenin hedefleri arasındadır. Projede bostan alanlarının kurularak üretken peyzajın oluşturulması, yeşil alanların artırılması ve kentsel ısı adasının azaltılması için yeşil çatılar ve dikey bahçelerin tasarlanması planlanmıştır. Deprem riskini azaltmak için yapı güçlendirmesi ve afet yönetim planlarının hazırlanması da proje kapsamındaki önemli eylemler arasındadır. Güngören ilçesinin kentsel dayanıklılığını güçlendiren bu proje, sürdürülebilir bir geleceğe doğru önemli bir adım olacaktır.
Doğayla Barışık Küçükçekmece
Ahmet Anıl Cender, İrem Ceyda Gök, Mina Şimşek, Nuri Nacar, Reşit Baran
Stüdyo Asistanı: Meltem Güller
Projenin vizyonu “Doğayla Barışık Küçükçekmece” olarak belirlenmiştir. Vizyonun kapsadığı hedef kitlesi insanlar, kuşlar, balıklar, bitkiler, bakteriler ve mikroorganizmalardır. Stratejiler üç ana başlık altında geliştirilmiştir. Ekolojik onarım, kendi kendine yetebilme ve kentsel ısı adasını iyileştirme. Stratejiler kapsamında geliştirilen tasarım fikirleri doğa ve kültür bileşenlerinin birlikte yaşamına vurgu yapan pratiklerden oluşmaktadır. Doğa-kültür bileşkesi Doğa bileşenlerin ekolojik onanmı ve kültür bileşenlerinin üretime kazandırılması ile kentsel ısının indirgenmesi sağlanmaktadır. Ekolojik onarım su iyileştirici bitkiler ile sağlanmıştır. Kıyı hattı boyunca ve Bioswale içerisinde ağır metallerle birlikte kirliliği temizlemek, besin değişimindeki aşırı artış sonucu oluşabilecek ötrofikasyon ve kirlilik problemini engellemek hedeflenmiştir. Göl çeperindeki tarımsal üretim derelerden oluşturan kanal bağlantıları ile desteklenmektedir. Dere kenarlarında bulunan tarım alanların Akuaponik tarım ve biyolojik hendek (bioswale) uygulamaları sayesinde tarım bölgeleri de ilişkili hate getirilerek kendi kendine yeterlilik sağlanmıştır. Tasarımda Kibrithane ile Mimar Sinan köprüsü arasında yeşil aks kurgulanmıştır. Aks, olası bir deprem durumunda bölge halkının açık alanlara tahliyesini sağlayacaktır. Alandaki bu önermeler ekosistemin zarar görmesinin önüne geçerek ekolojik restorasyonu sağlayacaktır.
Habitat Küçükçekmece
Büşra Ateş, Gizem Koç, Malokhatkhon Valieva, Onur Ozan Doğru, Şeyhmus Yıldız
Stüdyo Asistanı: Ebru Şevli
Küçükçekmece, göl ve deniz arasında kalan ve bu ara kesitte farklılaşarak çeşitli ekolojik ve mekansal değerler üreten bir yaşam alanıdır. Deniz, göl, kumul, lagün habitatları ve bu habitatların aktörleri kapsayıcı bir onarım hedefi ile çalışmaya yön vermiştir. Habitat aktörleri arasındaki etkileşim ağları ve bu aktörlerin yaşam biçimleri planlama ve tasarım kararlarında yönlendirici olmuştur. Çalışma farklı bağlamlar üzerinden bu ilişkiler ağını anlamayı, anlatmayı, onarmayı ve korumayı amaçlamaktadır. Küçükçekmece havzasını terk eden türler ve tehlike altında olan türleri geri çağırmak ve yaşam desteği sağlamak için, ekosistem onarımları önerilmektedir. Sazlıdere ve Küçükçekmece Gölü’nü kapsayan havza çanağında göl ve dere kıyılarının çeperinde taşmayı önleyecek ve kıyı habitatını onaracak çözüm önerileri geliştirilmiştir. Havzada göle bağlanan üç dere koridorunun göl ile birleşim noktalarındaki kirliliği önlemek için sanayi atıkları, ağır metaller, tarım ilaçları ve evsel atıkların suya karışmasını engellemek için çözümler önerilmiştir. Kültür ve doğa arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi bu çalışmanın yaklaşımını oluşturmaktadır. Göl-Lagün-Kumsal arakesitindeki kıyılarda, sürekliliğin hem ekolojik hem de gerekli yerlerde kamusal erişime açık hale getirilmiştir. Alana yeniden canlandırılması istenen habitatların sürekliliği ve habitatlar arası ilişkinin geliştirilmesi için ekolojik köprüler, yeşil yollar ve ekolojik eşikler oluşturulmuştur. Tasarım anahatlarıyla; habitat onarımı ve esnek döngüsel tasarım ilkeleri ile farklı bağlamlar ve ölçekler-arası çözüm önerileri üzerinden Küçükçekmece ve etki alanını daha yaşanılabilir, doğa tabanlı mekanlar haline getirmiştir.
Yeşil Tarih Yedikule
Ahmet Fadıllıoğlu, Alperen Ceviz, Elif Nur Asoğlu, Eren Arda Yıldız, Ferhat Hastürk
Stüdyo Asistanı: Şevval Büşra Özmen
Proje bostan kültürünün kaybını önemli bir sorun olarak kabul ederek, kültürel bir bellek alanı olarak Yedikule vizyonunu temel almaktadır. Bu kapsamda işlevsel ve kültürel katmanların ön plana çıkarılması hedeflenmiştir. Projenin işlevsel katmanının en önemli bileşeni, birbiriyle etkileşimli bütüncül açık yeşil alan sistem kurgusunun oluşması olup, bu bağlamda uzun dönemli yeşil sistem öngörüsü Tarihi Yarımada’yı saran yeşil omurga olarak ortaya konulmuştur. Böylece birbirinden bağımsız olan açık yeşil alanların birbirine entegre edilmesi önerilmektedir. Yarımadada bulunan tarihi sur kapılarının şehre açılan yolları yeşil omurgaya katılan bahçeler ve parklarla bütünleştirilmektedir. Yeşil omurga ile bahçelerin kente entegrasyonu , günümüzde küresel bir sorun olan yüzey sıcaklık artışına da çözüm niteliği taşımaktadır.
Özellikle, Surların arkasında bulunan Yedikule bostanlarıyla birlikte, proje kapsamında önerilen yeşil alanlar arasında yeşil bir koridor oluşturulacak ve bu şekilde yeşil aks ile bütünleşmiş bir form elde edilecektir. Bioswale tekniği, 10. Yıl Caddesinde mahalle ölçeğinde önerilen iç bahçeler, kompost alanları ve bostanlarla birleştirilerek yeşil koridor ağı desteklenecektir. Bu sayede yağmur suyu yönetimi ve çevre dostu su kullanımı sağlanmış olacaktır. Bu kapsamlı kentsel tasarım projesi, yerel bağlama saygı göstererek, çevre dostu ve yaşanabilir bir şehir için önemli adımlar atmaktadır. Yeşil alanların arttırılması, su yönetimi ve ulaşılabilirlik konularında yapılan öneriler, kent sakinlerinin yaşam kalitesini ve deneyimini geliştirmeyi hedeflemektedir.
Yedikule’yi Görünür Kılmak
Büşra Nur Kurşap, Ebru Begün Saçıkara, Gizem Nur Arslan, Nuray Akçakale, Zeynep Sude As
Stüdyo Asistanı: Doğukan Kurt
Bugünkü Topkapı’dan Yenikapı’ya inen aksta çok katmanlı bir oluşum kendini göstermektedir. Katman deşifresi atıl kalan surlar, ayakta durmaya çalışan bostanlar, metropolün getirdiği araç aksı araç aksının diğer tarafında da bütünden koparılmış Kazlıçeşme mahallesi şeklindedir. Yapılan alan ve katman deşifreleri sonrasında buradaki temel problemlerin Yedikule’nin kentte bir hayalet olarak kendini var etmesi olmakla birlikte Yedikule halkı, bostan, bostancı ve park eksikliği paradoksudur. Stratejik planın temel hedefi Yedikule’yi görünür kılmaktır. Görünür kılma durumu deneyim silsilesinin bir deneyim rotası üzerinden kurulanması ile gerçekleştirilmektedir. Deneyim rotası oluşturulurken ziyaretçi-üretici-tüketici deneyimlerinin bütünleştiği bostan-atıl alan-kültürel miras ve mahallenin kendisinin deneyimlendiği bir yaratıcı yer yapma taktiğine başvurulmuştur. Bu bağlamdan yola çıkarak alanın deneyim rotasına entegre edilebilmesi için Yedikule’nin peyzaj hafızası , katmanları irdelenerek bir tasarım rehberi ve deneyim tasarımı kurgulanmıştır. Oluşturulan deneyim rotasında müştereklerin oradaki deneyimlerini iyileştirmek adına mekânsal öneriler, kentsel mobilya ve donatı önerileri de düşünülmüştür. Rotanın içerisindeki bir alanın yapılaşması yerine müşterek ihtiyaçlara cevap verecek müdahaleler önerilmiştir. Yedikule’yi görünür kılmak ve yaşatmak hedefi ile yola çıkılan bu projede son aşamada İstanbul ölçeğindeki etkinliklere nasıl adapte edilebilir sorusu irdelenmektedir. Dönem dönem gerçekleşen gelenekselleşmiş etkinliklerin bir matrisi çıkartılarak deneyim rotasına nasıl entegre edilebilir sorularına cevap aranmaktadır.
Proje sunumları, program kapsamında gerçekleşen seminerler ve ayrıntılı bilgi için tıklayın