Birleştirici bir içerik olarak düşünülen Calling’20’nin onuncu bölümüne “Yayındayız” başlığı altında tanıdık yayınların moderatörleri konuk oldu. Söyleşi konukları Ali Dur, Celal Abdi Güzer, Görkem Volkan ve Heval Zeliha Yüksel; farklı formatlarda hazırladıkları çevrimiçi söyleşilerdeki moderasyon deneyimlerini paylaştılar.
Calling serisi 10. bölümünü, yaşadığımız bu süreçte başlayan ya da dönüşen öncü dijital yayınların moderatörleri ile birlikte kutladı. Birlikte olunca her şeyin değerli ve anlamlı olduğu düşüncesiyle pandemi döneminde gerçekleşen tanıdık yayınların moderatörleri Calling’in 10. bölüm konuklarıydı. KHAS Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi Ali Dur (Hazır Evdeyken), CAG Mimarlık Atölyesi Kurucusu ve ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Celal Abdi Güzer (Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor), GVDS Kurucusu Görkem Volkan (Kaydetmeden_20) ve Akademisyen, Yazar ve Medipol Üniversitesi Eğitim Görevlisi Heval Zeliha Yüksel (Uzaktan Eğitim), Anylab Kurucusu Nurgül Yardım ve Yapı Medya İletişim Etkinlikler ve İletişim Yöneticisi Nurullah Kaya’nın sorularını yanıtladı.
2 Temmuz Perşembe günü yayınlanan buluşmadan kısa başlıklar:
Kendinize ne sorardınız?
Görkem Volkan: “Ne olmazsa olmaz”? bu dönemde ev sevdiğim soruydu. Pandemi sırasında bazı şeylere ulaşamadık ama bazıları da çokça vardı tüm bunların arasında bu filtre bir soruydu. Bu dönemde çoğu mimar arkadaşımız bu sorunun cevabını “dostlar” diye verdi. Bence de dostlar olmazsa olmuyormuş, en çok birbirimizden beslendik. Bu yayınları ve podcastlerin yapılıyor ve izleniyor olmasının sebebi de insanlardan beslenmenin önemi. Bu tamamen Levent Çırpıcı ile İdealist için ikili konuşmamızda ortaya çıkan bir fikirdi. Bundan sonrada “kaydetmeden” devam edecek herhalde.
Abdi Güzer: Olağandışı bir dönemden geçtik. Konuşanlardan daha büyük bir kuşağı temsil ediyorum, biz 12 Eylül’de benzer bir şey yaşadık. Dolayısıyla çok daha kolay adapte olduğumuz başka önceliklerle süreci algıladık. Benim gözlemim bir sürü problemin dışında bu dönemin bazı imkanları da beraberinde getirmesi. Söyleşilerde bahsettim Anadolu’dan bir çok mimarlık öğrencisi yazdı; “Bir şekilde eşitlendik Hocam” dediler. Bu konu nerede olursa olsun fark etmeden bir yandan duygusal olarak insanı düşündüren, çok önemli bir şey. Bu ortama farklı bir sinerji ve dinamiklik getirdi. Benim daha bir arşiv oluşturmaya yönelik çabam var, oluyor da zaten. Bir yandan hoş değil tabii kısıtlandık, ama bir yandan da yeni ufuklar açılıyor. Kendime sorsaydım; bu imkanlarla ve kısıtlar arasındaki git gel dengesini sorardım ki onunda kolay bir cevabı yok. Hepimiz için geçerli sevdik biz bu yaşamı; evimizi yeniden keşfetmeyi, online iletişim kurmayı, imkanlarını… Bir yandan da şikayet ettik; seyahat edemiyoruz, insanlarla yüz yüze gelemiyoruz. Garip bir ikilem var.
Gerçekleştrdiğiniz yayınlarda sizi şaşırtan sorular oldu mu?
Ali Dur: Benim 4 tane konuğum oldu, ikinci hafta Bahar Türkay’dı konuğum. İKSV Tasarım Bienali’nde beraber çalışmıştık. Onunla yaptığım sohbet ilginçti. Konukları nasıl seçtiği, hikayeleri oluşturmasını, soruları nasıl belirlediğini sorunca ondan gelen cevaplar çok öğretici ve ilginç olmuştu. Konuk olarak sürekli konuk ağırlayan ya da sürekli hikayeler getiren birisinin hikayesini deneme durumu olmuştu. Cevaplarından ve güdülerinden etkilendim diyebilirim.
Dijital dönüşüm sizce neleri tetikledi?
Abdi Güzer: Daha önceki çekimleri yayınlarken pek kurgu yapmıyorduk, adeta online gibi. Çünkü insanlar çok doğal bir şekilde konuşuyorlar ve tekrar bunu bir kurgudan geçirmeye gerek kalmıyor, bu çok önemli bir şey. Online olunca aşağı yukarı aynı formatta devam ettik. Eleştiri alıyoruz, insanlar galiba söyleşi formatına çok alışkınlar benim yaptığım format karşılıklı olarak tartışma. Konuk kadar konuşuyorum bu yadırganıyor, istiyorlar ki sorular olsun onun üzerinden gidilsin. Biz aslında oturmamış formatı deniyoruz. Pandemi ile birlikte bu ortadan kalktı çünkü herkes bir tarafından tutu söyleşi formatlarının. Görkem’in programı ile mesela konukları bir mimar olarak değil bir insan olarak görmeye başladık. Bunlar birbirini tamamlayan şeyler. Şengül Öymen Gür’e adanmış bir kitap var orada mimarlık eleştirisi ile sosyal medya arasında ilişkiyi irdeleyen bir yazı bir yazı yazdım. İlginç bir yazı herkese tavsiye ederim. Bu ortam her şeyi hafifleştirip üstünü örtüp derinlikten amade bir halde yeniden sunmaya açık bir ortam. Buna karşı uyanık olmak lazım. Bütün avantajlardan yararlanmak gerek ama mesafeyi korumak önemli.
Konukları nasıl seçiyorsunuz?
Heval Zeliha Yüksel: Bunun nerede yayınlanacağı ile ilgili çok önemli bir kıstası var. En önemlisi gönül vermek, motivasyon. Ben kendimi mimarlığa gönül vermiş biri olarak görüyorum. Konukları nasıl bulduğumuza gelince çok uzağa gitmemek lazım, o anda okuduğunuz bir kitap oradan aldığınız bir not, gittiğiniz bir gezi... Sektörel dergi içerisinde amacım yapı tanıtmaktı, özellikle periferdeki yapılara odaklanırdım. Hepsi kendi kişisel merakımdan, bazıları buna arayış der. Meraklı biriyim. Beni izleyen öğrenci arkadaşlarım vardır mimarlık en basit tanımıyla gönül işidir. Bizim bu yaptığımız farklı disiplinlerde olan kişilerin bunu basılı ya da dijital olarak kayıt altına alarak arşiv oluşturma niteliğinde yapması, tamamen merak işi.
(.....)
Kendilerini son dönemde heyecanlandıran ve genel olarak gündeme dair fikirlerini paylaşmaları istedğimiz konuklardan Abdi Güzer;gençlerin aktif, katılımcı ve daha fazla sorgulayıcı olması gerektiğine dair görüşlerini aktardı. Abdi Güzer’e istinaden Görkem Volkan Güzer’in haklı olduğunu ancak gençlerin, öğrencilerin konulara tepki gösterdiklerini fakat talep etmeyi bilmediklerini söyledi. Ali Dur da Abdi Güzer ile ayrı jenerasyon ama benzer düşüncede olduğunu; ışığı mimarlığın içinden değil de dışından geldiğini gözlemlediğini söyleyerek dünyada olup bitenlerden örnekler verdi. Abdi Güzer’in konuşmasını gençlere bir çarı niteliğinde olarak değerlendiren Dur; Türkiye’de biraz zor da olsa ufak ufak bir takım seslerin ortaya çıktığını söyledi. Kendisini heyecanlandıran konunun ise insanların çok farklı ve hızlı şekillerde bir araya gelebilmesi olduğunu belirtti. Zeliha Yüksel ise gençler ile sürekli bir arada olduğunu söyleyerek beğenmediklerini söyleyip popüler olana yönelimde olduklarını ama içlerinde mevcut durumun bilincinde olmayan öğrencilerin olduğunu ve yönlendirmeyle ortaya çıkacağını söyledi.
Söyleşinin tamamını izlemek için tıklayın. Tüm Calling’20 söyleşilerine www.youtube.com/mimarizm adresinden ulaşabilirsiniz.