Studio Vertebra imzasını taşıyan Diyarbakır Halk ve Çocuk Kütüphanesi, geleneksel referanslardan beslenen tasarımıyla kentin yeni yapılaşan bölgesine farklı bir soluk getiriyor.
Kentin batıya doğru gelişen yeni yerleşim bölgesinde konumlanan Diyarbakır Halk ve Çocuk Kütüphanesi, kent mimarisinin geleneksel referanslarından besleniyor.
Kütüphanenin tasarımında Suriçi bölgesinin sokak-avlu ilişkisi ve dam kullanımından türeyen kademeli yapısından esinlenen Studio Vertebra, yapının ortasındaki avlunun etrafında 'halk kütüphanesi' ve 'çocuk kütüphanesi' olmak üzere iki ana program oluşturmuş. Bu iki yapı için ortak etkinlik alanı olarak kullanılan avlu, iki ana girişi birbirine bağlayan bir aks görevi de görüyor. Avlu, kentin geleneksel referanslarından hareketle çeşme ve ağaç merkezli bir orta bahçe şeklinde tasarlanmış.
Diyarbakır Halk ve Çocuk Kütüphanesi tasarımının parsel sınırına çekilmesiyle bahçe duvarı ve bina arasında boşluklar oluşunca, bunlar kütüphanenin amacına uygun olarak çocuk oyun alanları şeklinde değerlendirilmiş. Bu çekilme, halk kütüphanesinde dış mekandaki gürültüyü yalıtan sakin bahçelerle rekreasyon meydanına ve kütüphane için çalışma alanına dönüştürülmüş.
Sokak-avlu ilişkisi ve dam kullanımından türeyen kademeli bir yapının uygulandığı projede, zemin üstü katlardaki kütlesel farklılaşmalar avlu ve bahçelerde gölgelik alanlar oluştururken ikinci katta teras alanı olarak kullanılmış.
Yapı kabuğunda kullanılan iki ana malzeme ile kütlesel etkiyi vurgulanmış. Özellikle dış çeperde tercih edilen korten çelik, dokusu ve oluşturduğu hissiyat nedeniyle Suriçi bölgesine gönderme yaparken, aynı zamanda yapıyı çepeçevre saran ve bazı yerlerde görsel ilişkiyi kesmemek için saydamlaşan “akıllı bir zar” olarak tasarlanmış. Korten çelik, oluşturduğu gölgelik alanlar sayesinde yapıda konforlu açık mekânlara da imkân vermekte.
Diyarbakır Halk ve Çocuk Kütüphanesi, yaklaşım senaryosuna göre kabuktan merkeze doğru bir çekim oluşturacak şekilde ana girişleri oluşturmuş. Dışarıdan bakıldığında arkasında kalan kademeli yapı için saydam bir baza oluşturan kabuk, iki ana hacmi, avluyu ve iç bahçeleri bir arada tutan bütünleştirici bir örtü gibi davranıyor.
Geleneksel Diyarbakır mimarisinde sıkça rastladığımız doğal taş, kullanım yaygınlığı ve erişilebilirlik gibi nedenlerden dolayı tasarımın ana malzemelerinden birisi olarak ele alınmış. Bu doğrultuda ana kütlelerde ağırlıklı olarak doğal taş tercih edilirken, cepheyi saran kabukta korten kullanılmış.
Studio Vertebra ekibi ile gerçekleştirdiğimiz Çat Kapı söyleşisini buradan okuyabilirsiniz.