Norveçli ve Türk mimarların benzer şekilde karşılaştığı zorluklar konusunda bir diyalog ortamı oluşturmak, mimarlık alanındaki evrensel sorunlara çözüm aramak amacıyla 8 Mart’ta Yapı-Endüstri Merkezi’nde “İki Ülkede Mimarlık: Norveç ve Türkiye Arasında Diyalog Başlatma” konulu bir seminer düzenlendi.
Norveçli ve Türk mimarların benzer şekilde karşılaştığı zorluklar konusunda bir diyalog ortamı yaratmak; iki ülke arasında oluşturulabilecek bir birlik ile mevcut mimarlık alanındaki boşlukları kaldırmak; uzmanlık, deneyim ve iyi uygulamaları artırma yollarını aramak amacıyla 8 Mart 2016 tarihinde Yapı-Endüstri Merkezi’nde (YEM)“İki Ülkede Mimarlık: Norveç ve Türkiye Arasında Diyalog Başlatma” konulu bir seminer düzenlendi.
Norveç Danışman Mimarlar Birliği (Arkitektbedriftene), İstanbul Serbest Mimarlar Derneği, Urban Land Institude Türkiye (ULI Turkey) ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) üyelerini Norveçli mimarlar ile buluşturan diyalog ortamında “Giderek artan sürdürülebilirlik karmaşasında mimariye görev yükleyen bir çevreyi nasıl geliştiririz? İnsan ikametine daha uygun olan ekolojik tepkiler gösteren ve uygun kolektif alanlar sağlayan kentler tasarlayabilir ve inşa edebilir miyiz? Mimari kaliteyi nasıl artırabilir ve tasarladığımız ve inşa ettiğimiz her şeyde bunun uygulamasını nasıl garanti ederiz?” gibi sorulara yanıt arandı.
Etkinliğin moderatörlüğünü Innovation Norway Türkiye Direktörü Kristianne Storehaug ile RCAT Direktörü/Oslo Mimarlık ve Tasarım Okulu öğretim üyesi Prof. Michael U. Hensel üstlenirken; Norveç Delegasyonu adına Arkitektbedriftene Proje Direktörü Peter Butenschon, Atelier Oslo ortağı Jonas Norsted, Snohetta Proje Yöneticisi Erik Vitanza ve Nordic Office of Architecture ortağı Hanne Hamsen seminere konuşmacı olarak katıldılar.
Seminer, YEM Etkinler Yöneticisi Zeynep Gülşen’in açılış konuşmasıyla başladı. Her iki ülkenin mimarlarını bir diyalog ortamına davet ederek buluşturmaktan mutluluk duyduklarını belirten Gülşen, sözü Norveç Danışman Mimarlar Birliği (Arkitektbedriftene)'nin Proje Yöneticisi ve Danışmanı Defne Sunguroğlu Hensel’e bıraktı. Hensel, üç bölümden oluşacak seminerin sırasıyla boşlukların, potansiyel projelerin ve yeni pazar segmentlerinin belirlenmesine ve yeni Türk-Norveç ortaklığından faydalanacak “Rejeneratif Tasarım ve Geliştirme” için çeşitli yatırım fırsatlarına odaklanacağını açıkladı.
Seminer programı Vizyon Atölyesi’nden Elis Mutlu’nun “81 Kent 81 Vizyon Planı” adlı araştırma sunumuyla devam etti. Kentsel Strateji, TAK ve Vizyon Atöyesi işbirliğiyle Anadolu’da nüfus kaybeden ve yoğun göç alan şehirlere odaklanan ve göçmenlerin şehre entegrasyonunu sağlayan ekonomik bir kent modeli üzerinde çalışan proje, iki ülke mimarları ve tüm konferans katılımcıları tarafından ilgiyle karşılandı.
ULI Türkiye Başkanı Ayşe Hasol Erktin, sunum ardından katılımcılara, her iki ülkenin de ortak problemi olan “göçmen krizi” sorununa odaklanmayı ve mimarinin sosyal amacının da altının çizilmesini sağlayacak konuyla ilgili çeşitli çözüm ve formüller üzerine düşünmeyi önerdi. Kars gibi çok kültürlü bir şehrin pilot bölge olarak ele alınabileceğini ve her iki ülkenin ortak çalışması sonucu bu şehir için geliştirilecek projenin uluslararası anlamda da ses getirebileceğine değinen Ayşe Hasol Erktin, Norveçli mimarlardan sosyal tasarım konusundaki deneyimlerini paylaşmalarını istedi.
İlk çözüm önerisi Snohetta Proje Yöneticisi Erik Vitanza’dan geldi. “Pratik ve basit bir çözüm olabilir ama işe öncelikle düşük bütçeli oyun alanları yaparak başlanmalı,” diyen Vitanza, daha sonra projeye okulların ve insanların bir araya gelebileceği aktivite alanlarının dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Göçmen sorununa çözüm getirecek daha kapsamlı bir proje için öncelikle projenin çerçevesinin çizilmesinin ve ekonomik açıdan fizibilite çalışmasının yapılmasının gerekli olduğunu dile getiren konferans katılımcıları, bir yandan da devlet işbirliğinin, sponsor firma bulmanın önemine değindiler.
Gün boyu süren seminerin ikinci bölümü ULI Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Firuz Soyuer’in OECD ülkeleri üzerine yapılan bir araştırmadan derlediği sunumla başladı. Soyuer sunumunda, 32 ülkenin kentsel yaşam kalitesi hakkında bilgi veren araştırma raporunda yer alan Türkiye ve Norveç arasındaki rakamsal değerlerin farklılıklarına dikkat çekti.
Atelier Oslo’un kurucu ortaklarından Jonas Norsted, 80’li yıllara kadar Norveç’in çok da zengin bir ülke olmadığını, şehir planlamacılığı konusunda fikir üretmeye ancak 80’li yıllardan sonra başladığını söyleyerek planlı bir biçimde yeniden yapılandırılan Drammen şehrini örnek verdi. Yapılan sunumun ve örneklemenin ardından konferans katılımcıları Kars için oluşturulacak kent projesinin bir eşinin Norveç’te eşzamanlı olarak yürütülmesi ve bir takım oluşturulması gerekliliği üzerinde durdular. Buna ek olarak seminerde hem Türkiye, hem de Norveç’te gerçekleştirilecek proje için deneyimli mimar ve akademisyenlerin dönüşümlü olarak çalışabilecekleri bir model yaratılabileceği konusu ve bir proje yarışması yapılabileceği de gündeme geldi.
İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İpek Akpınar, çalışmaya öğrencilerin de dahil edilebileceğinin altını çizerek İstanbul'u konu alan küçük ölçekli bir başka projenin de oluşturulabileceğini dile getirdi.
Seminerin son ve üçüncü etabı, MEF Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arda İnceoğlu’nun sunumuyla başladı. MEF Üniversitesi öğrencileriyle gerçekleştirdikleri bir sosyal sorumluluk projesini gündeme getiren İnceoğlu, inşa etme sürecine dahil olan mimarlık öğrencilerinin deneyimlerini aktardı. Ayazağa Ortaokulu için ağaç tomruklarından öğrenciler tarafından tasarlanan köprü projesi Norveçli mimarların uzmanlık alanı olan mimaride ahşap kullanımını gündeme getirdi. Mimar Brigitte Weber bu konuda Norveçli mimar ve tasarımcıların know-how’ına ihtiyaç duyulabileceğine dikkat çekerek Türkiye’deki mimarlık ortamını uzun yıllar İstanbul’da yaşayan bir Avrupalı mimar gözünden aktarmaya çalıştı. Mimaride ahşabın inovatif kullanımı konusunda özellikle kentsel bağlamda giderek artan uluslararası ilgiyi gündeme getiren konuşmacılar, mimaride ahşap kullanımı konusunda bir yaşam geleneğine sahip olan Norveçli mimarlarla işbirliği yapma konusunda geniş bir potansiyel bulabileceklerini dile getirdiler.
Her iki ülkenin temsilcileri arasında diyalog tabanlı bir işbirliği için sağlam zemin oluşturmak üzere sabah 10.00’da YEM’de başlayan 3 etaplı semimerin son bölümü, öğleden sonra saat 17.00’de son buldu.