Mimari projesi Teğet Mimarlık tarafından hazırlanan, Türkiye İş Bankası’nın Beyoğlu’nda yer alan tarihi binasının müze olarak yenilenmesi için restorasyon inşaatı önümüzdeki günlerde başlayacak.
Türkiye İş Bankası’nın resim koleksiyonuna ev sahipliği yapmak üzere müze olarak tahsis edilen Beyoğlu Şubesi'nin tarihi binasının restorasyonu için uzun zamandır devam eden proje çalışmaları ve izin süreci tamamlandı. Tarihi binanın müze olarak yenilenmesi için inşaat çalışmaları önümüzdeki günlerde başlatılacak. Müzikten plastik sanatlara, müzecilikten arkeolojik çalışmaların desteklenmesine pek çok alanda faaliyet gösteren İş Sanat’ın çatısı altında hayata geçirilecek yeni müzeyle Beyoğlu’nun sanat rotasına önemli bir durak daha eklenecek.
İstiklal Caddesi’nde Odakule’nin hemen yanında bulunan, 1953-2016 yılları arasında İş Bankası’nın Beyoğlu Şubesi olarak hizmet veren tarihi eser statüsündeki binanın restore edilerek resim müzesine dönüştürülecek olmasından sevinç duyduklarını belirten İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten, “Beyoğlu’nun kültürel kimliğinin kıymetli öğelerinden biri olan tarihi binamızın restorasyon projesi için izinlerimiz uzun bir sürenin ardından tamamlandı. Proje süreci her ne kadar meşakkatli görünse de böylesi mimari yapıların kent belleğinin korunmasında ve geleceğe aktarılmasında önemli bir yeri olduğunun bilinciyle çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Tarihi binaların müze olarak değerlendirilmesi konusunda deneyimimiz var. İstanbul’da Eminönü’nde Yenicami Şubemizin tarihi binasında 2007 yılında açılan Türkiye İş Bankası Müzesi ve Ankara Ulus’ta, tarihi Genel Müdürlük binamızda geçen yıl hizmete başlayan İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nin ardından 3. müzemizin hazırlık çalışmalarında büyük bir adım atmış olmanın heyecanı içerisindeyiz. Resim müzesi olarak hizmet verecek olan binada İş Bankası’nın 1940’lı yıllardan bu yana oluşturduğu sanat eserleri koleksiyonu sergilenecek” dedi.
Türkiye İş Bankası’nın ilk tabloları İkinci Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nden seçilen Hikmet Onat’ın “Peyzaj Ortaköy”, Şevket Dağ’ın “Rüstem Paşa Camii” ve Vecih Bereketoğlu’nun “Kayık ve Evler” isimli eserleriydi. 1940’lı yılların sonunda 23 resme ulaşan koleksiyona eser alımı 1950’lerden sonra hızlandı. Aralarında Osman Hamdi Bey’den Şeker Ahmet Paşa’ya, Hoca Ali Rıza’dan İbrahim Çallı’ya pek çok usta sanatçının eserlerinin yer aldığı koleksiyon, bugün 800’ü aşkın sanatçının, 2 binden fazla eseriyle ülkemizin en geniş koleksiyonlarından biri olarak biliniyor.
“20. asır başına tarihlenen heybetli bir Beyoğlu apartmanı”
1900’lü yılların başında zemin katı ticari amaçlı, diğer katları konut olarak inşa edilen bina, bodrum ve zemin katların yanı sıra beş normal kat ve bir teras katından oluşuyor. Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiş olan yapı, Beyoğlu’ndaki 20. yüzyıla ait apartmanlar arasında gerek konum gerekse mimari açıdan dikkat çeken örneklerden biri olarak değerlendiriliyor. Mimari projesi Teğet Mimarlık tarafından hazırlanan binanın restorasyon inşaatı önümüzdeki günlerde başlayacak.
Proje sürecinin heyecan verici olduğunu söyleyen mimari projenin müellifi Teğet Mimarlık’tan Ertuğ Uçar, “Yapı, etkileyici, heybetli bir Beyoğlu apartmanı. Koleksiyon ise Türk sanatının Cumhuriyet dönemindeki en önemli temsilcilerinin ilk kez gün ışığına çıkacak eserleri. İstiklal’in yeni müzesi, zemin kata yayılarak Odakule meydanına açılan kitabevi, sanat kütüphanesi, çok amaçlı salonu, atölyeleri ve sergi katlarıyla tamamen kültür sanat işlevleriyle donatılmış bir yapı olacak. Mimarı olmanın dışında, bir kültür sanat izleyicisi olarak da heyecan duyuyorum.
Koruma disiplininin alışkanlıklarını sorgulayan bir tasarım yaklaşımıyla, 20. asır başına tarihlenen bu tipik Beyoğlu apartmanının orijinal atmosferini yaşatırken günümüz çağdaş müzesinin ihtiyaçlarına cevap oluşturmayı amaçladık. Bu doğrultuda cephe hattının hemen gerisindeki oda silsilesini, yapının ana merdivenini ve tarihi asansörü tüm süsleme, bezeme ve malzemesiyle yerinde koruyoruz. Müzenin ihtiyacı olan daha geniş sergi holleri, servis asansörleri, yangın merdiveni ve teknik şaftlar içinse yapının merkezinde ince uzun bir dilimi, deyim yerindeyse bir keson yapı olarak bodrumdan çatıya tekrar kuruyoruz. Binanın merkezindeki bu betonarme çekirdek aynı zamanda yapının meyvesinin, yani koruduğumuz büyük ve değerli kısmının ayakta kalmasını sağlayan bir güçlendirme işlevi de görecek.
Yukarıda kısaca değindiğim inşaat süreci çetin olacak gibi görünüyor. Proje müellifi olarak bu sürece dahil olacağız ve İş Bankası Beyoğlu Resim Müzesi’nin en iyi şekilde tamamlanıp İstanbul'un ve İstiklal Caddesi'nin kültür sanat hayatının bir parçası olması için elimizden gelen katkıyı sağlayacağız” dedi.