Laleli Keşif ve Kentsel İnfografik Atölyesi Ürünleri

mimarizm.com / 23 Mart 2022
İstanbul Laleli ve çevresinde, 19 Şubat - 06 Mart 2022 tarihleri arasında ‘alanı ve kullanıcıları anlamak’ temalı olarak düzenlenen keşif ve kentsel infografik atölye çalışmaları sonuçlandı.

Laleli Keşif ve Kentsel İnfografik Atölyesi Çalışma Süreci

İstanbul Tarihi Yarımada’daki kapsayıcı yayalaştırma çalışmalarının paralelinde İBB Ulaşım Dairesi Başkanlığı, Ulaşım Planlama Müdürlüğü ve Şehrine Ses Ver işbirliği ile Ordu Caddesi ve çevresine yönelik düzenlenen Laleli Keşif ve Kentsel İnfografik Atölyesi çalışmalarını sonuçlandırdı. Atölye çalışmaları, alanda kentsel tasarım projesinin uygulanmasının öncesinde, alandaki kullanımları görmek, potansiyelleri ortaya çıkarmak ve hareketliliği ölçmek gibi ihtiyaçlar üzerine, “alanı ve kullanıcıları tanımak” temalı olarak yapıldı.

Atölye Süreci

Atölye yürütücüleri şöyle bir ekipten oluştu: Dilek Yördem (MSGSÜ Uzem, İnteraktif Medya Tasarımcısı, İllustrator), Engin Aktürk (İBB EuroVelo Koord, Y. Mimar, Tarihi Çevre Koruma Uzmanı), Ersan Avcı (Tarihçi, Antropolog, Stratejist), Kemal Şahin (MSGSÜ Enformatik Bölümü, İnfografik Tasarımcısı), Levent Ören (Şehir Plancısı, Kentsel Strateji Danışmanı), Merve Akdağ (İBB EuroVelo Koord, Şehrine Ses Ver Kurucusu, Mimar, Sosyal Girişimci)

19 Şubat - 6 Mart 2022 arasında yapılan atölye çalışmalarına çeşitli deneyim ve uzmanlık alanlarına sahip kişiler başvurdu ve atölye katılımcıları, yürütücü ekip tarafından seçildi. İlk gün tanışma toplantısı ile başlayan çalışmalarda, odak konular sunuldu.

Odak konuları ve alt başlıklar, alan ile ilgili paydaşlar ile birlikte şu şekilde oluşturuldu:

YAPISAL DEĞİŞİM
Ekonomik, sosyal dönüşüm
Sosyo-kültürel dönüşüm

KÜLTÜREL MİRAS
Somut kültürel miras öğeleri
Somut olmayan kültürel miras öğeleri
Kültürel peyzaj

KENTSEL HAREKETLİLİK
Ulaşım sistemlerinin dönüşümü
Yolculuk türleri ve ilişkileri
Rotalar ve kesişimler
Karşılaşma alanları & etkileşimler

ERİŞİLEBİLİRLİK
Mahalledeki kullanıcı profilleri
Ulaşımda ve kullanımda çeşitlilik
Kamusal alan ve mekanların güncel kullanımı ve erişim
Alandaki kapsayıcılık durumu

Odak konuları katılımcılara sunulduktan sonra yürütücüler tarafından Laleli üzerine mimari, kentsel tasarım, tarihsel ve sosyolojik dönüşüm konulu sunumlar yapıldı. Alanın çeşitli dönemlerden süregelen omurga işlevinin alan oluşumlarına katkısı ve dönüşümleri aktarıldı. Alınan ana plan kararları ile bölgedeki alan kullanımı ve kot değişimlerinin uzun vadede gözlemlenen kullanıma etkileri değerlendirildi. 1950’lerdeki Ordu Caddesi genişletme çalışmalarının, Suriçi'ne yansıyan kullanım ayrımlarına sebep olduğu tartışıldı. Tarih boyunca Mese Odos ve Divan Yolu olarak bilinen caddenin, kültürel peyzaji ve kültürel miras ögeleri ile ilişkileri anlatıldı. Ordu Caddesi ve çevresinde 2021 Ağustos ayından itibaren gün içinde motorlu taşıtlara trafiğin kontrollü olarak kapatılması ile değişen hareketliliğin ve semt kullanıcılarının davranışları üzerine duruldu. Bu kapsamda, İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Hüseyin Kahvecioğlu’nun ve Zeynep Yazıcıoğlu Halu’nun eşliğinde alan gezisi yapıldı. Gezide, Roma döneminden Cumhuriyet Dönemine, değişen kentsel dokular, kullanımlar ve yapıların kentle kurdukları güncel ilişkiler gözlemlendi. Laleli’de yapılan gezi sonrasındaki oturumlarda veri görselleştirmesi, infografi ve interaktif medya konulu sunumlar yürütücüler tarafından yapıldı.

İlk gün yapılan aktarımlar sonrasında katılımcılar araştırma konuları ve veri görselleştirme yöntemleri hakkında daha derinlikli bir bakış açısına sahip oldular. Son oturumda, katılımcılar çalışma konularını ve çalışma arkadaşlarını seçerek altı ekibe ayrıldı. Farklı konulara yoğunlaşan altı ekip, konseptlerini tartışmalarla belirleyerek çalışmalarına başladı.

Atölyenin ikinci gününde saha çalışmalarına yönelik eğitimler verildi. Atölyeler boyunca katılımcıların proje süreçlerini desteklemek amacıyla araştırma, veri toplama ve görselleştirme aşamalarını destekleyecek sunumlar yapıldı. Bu kapsamda etnografik yöntem, katılımcı gözlem gibi antropolojik alan çalışmalarında kullanılan yöntemler anlatıldı. Devamında projelerin tasarım aşaması için servis tasarımı, veri görselleştirme ve infografik tasarımı konularında bilgi verildi. İBB Ulaşım Dairesinden Ana Plan uzmanları çalışmaya katılarak Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Vizyon Planının sürecini ve sonuçlarını aktardılar.

İlk haftanın ardından gruplar saha çalışmalarına başladı. Bu süreçte yapılan ortak sunumlar ile ortaya çıkan araştırmalar ve hikayeler ile mayalanan kentsel infografikler oluşturuldu. Üç hafta süren atölye, hafta sonu yapılan odak çalışmaları ve çevrimiçi görüşmeler ile yürütücüler ve sunumlar eşliğinde kolaylaştırıldı. Yaklaşık üç yüz kişi ile birebir görüşmeler sağlanan alan çalışmalarının ve araştırmaların en doğru ve etkili biçimde anlatılması için görselleştirme çalışmaları sürdürüldü. Buradaki kritik eşik, alışılageldik üzere alana kuşbakışı yaklaşarak haritalar üzerinden anlatımın değil, göz hizasından bir arayış ile alanda var olan gerçekliklerin hikayeleştirilmesi ve anlatılması oldu. Atölyenin paralelinde, alanda veri sayımları Superpool ekibi işbirliği ile gerçekleştirildi. Bu sayımlarda, trafiğe açık ve kapalı saatlerde motorlu araç sayımları, mikromobilite kullanım sayımları ve yaya özelliklerine göre sayımlar yürütüldü. Diğer taraftan Laleli’de  geçici kullanıcı olan göçmen işçi ve öğrencilerin bulunması semti oldukça kozmopolit bir yer haline getiriyor. Bu nedenle semtte alan çalışması yapmak kolay olmadı. Buna rağmen ekiplerin atölyedeki ortak çalışmaları, oldukça verimli ürünler üretilmesine sebep oldu..

Atölye ürünleri 6 Mart 2022 tarihinde Zemin İstanbul’da sergiye açılarak forumda tartışmaları gerçekleştirildi. İBB Ulaşım Planlama Müdürü Emel Günay, Müdür Yardımcısı Banu Atasoy ve Bisiklet Şefi Nazlı İpek Şahin’in katıldığı toplantıya, Lasiad ve konunun ilgilileri de sunumları izleyerek görüşlerini belirttiler.

Program koordinatörü ve atölye yürütücülerinden Merve Akdağ, atölye süreci ile ilgili şunları söyledi; “Kapsayıcı Yayalaştırma Sürecinde Laleli Tarihi Yarımada için hazırlanan, kullanıcı odaklı ve etkileşimli vizyon çerçevesinde, daha kapsayıcı yayalaşma sürecinin nasıl ilerleyeceği üzerine düşündük. Bunun, kullanıcı odaklı ve daha etkileşimli olabilmesi için açık ve taktiksel bir çalışma modeli oluşturmak istedik. Buradaki stratejimiz geçici ve veri bazlı uygulamalar yaparak hem çalışmalara altlık oluşturmak, hem de insanların bu sürece hazırlıklarını sağlamak. Kamusal alanların daha kapsayıcı olması, yayalaştırmak ve yayalaşma arasındaki alanı sağlayabilmenin ilk adımını attık”  (bi-ozet.com)

Atölye çalışmaları ve Laleli’ye dair gözlemlere değinen program koordinatörü ve atölye yürütücülerinden Engin Aktürk, şöyle konuştu: “Atölye 3 mahalleyi konu alıyor: Kemalpaşa Mahallesi, Mesihpaşa ve Mimar Kemalettin Mahallesi. Buranın yayalaştırılması ile beraber Ordu Caddesi’ne, baktığımızda aslında bugünkü atölye çalışmalarından bir tanesinin de konusu olan Yarımada’nın görünmeyen bir yüzünü fark ediyoruz. Laleli zengin bir kültürel mirasa sahip olmasına rağmen Tarihi Yarımadada ilk aklımıza gelen yerlerden biri değil. Bugün burada biraz bunu anlatacağız. İnsanların burada nasıl vakit geçirdiğini, nereden nereye gittiğini ve nasıl ulaşımı sağladıklarını biz atölye boyunca anlamaya çalıştık. Gözlemlerimize göre burada çok fazla ticaret yapılıyor; özellikle tekstil ön plana çıkıyor ve bununla birlikte yoğun bir  yük taşımacılığı  var. El arabası ile yük taşımanın ayrı bir sektöre dönüştüğünü gördük. Yollar motorlu taşıt trafiğine kapansada İnsanlar eski alışkanlıklarına devam ediyorlar. Yayaların büyük bir kısmı kaldırımları kullanmayı tercih ediyor. Yolları boş gören motosikletler vızır vızır bu yolları kullanaya başlıyor.Atölye sürecinde  bunun gibi gözlemlerden yola çıkarak bir durum tespiti yapmaya ve sorunlara öneriler getirmeye başladık.” (bi-ozet.com)

Atölye süresince yürütücüler ve konuk uzmanlar tarafından sunumlar, paylaşımlar ve yönlendirmeler yapılarak disiplinler arası ortak çalışma ortamı oluşturuldu.

Kentsel İnfografik Ürünleri

TABU ekibini oluşturan Dila Karaş, Doğukan Kurt ve Simay Karadoğan, Laleli’deki çok katmanlılık ve algı üzerinde çalıştılar.

“Ekip, adının anlamını insan davranışlarının belli alanları ya da belli normlarla ilişkili olarak kutsal ve dokunulmaz olarak tanımlanmış oldukça güçlü sosyal yasaklar olan “TABU” kelimesinden almaktadır.

Projemizde ilk hafta anlatılanlardan ve alan gezimizden yola çıkarak Ordu Caddesi’ni incelemeye karar verdik. Başta Laleli’nin dünden bugüne değişen mimari katmanlarını cephelerde okumak üzere çalışmamızı adlandırsak da, Ordu Caddesi’nin her iki tarafını ikinci bir alan gezisi ile dolaşarak oradaki hikayeyi de keşfetmek istiyoruz. Cadde üzerinde gerçekleştireceğimiz bir günlük gezi sonrasında gördüklerimizden ve konuştuğumuz kişilerden yola çıkarak aldığımız notlarla, bir sonraki hafta için bir sunu hazırlamayı umuyoruz. Edindiğimiz bilgilerin atölye süreci içerisinde bize yol gösterdiği kanısındayız. Daha sonra yoğun araştırma süreci ile verileri temizleyerek bilgiye dönüştürmeyi ve bunları uygun bir dilde görselleştirmeyi hedefliyoruz. Nasıl bir görsel teknik uygulayacağımız konusunda ayrıca çalışıyoruz.

Alan Notlarımız: 25 Şubat 2022

16 Ağustos 2021 itibarıyla Ordu Caddesi'ne 10:00 - 21:00 saatleri arasında, sadece lojistik amaçlı araçlar, turizm araçları ve taksiler giriş-çıkış yapabiliyor. Trafiğe kapalı olan saatler içerisinde dolaşmayı ve caddeyi gözlemlemeyi planlıyoruz.

Ordu Caddesi’nin ana kullanıcı, alışverişe gelen kişiler, semtte çalışan esnaf ve göçmen işçiler, (İstanbul Üniversitesi) öğrencileri ve turistler olarak düşünülebilir. Ordu caddesinin miras ögeleri ile ilgili haritalama ve silüet çalışması, bize anlatılan sunumlarda yer almaktaydı. Soyut miras ögelerinin ve cadde üzerindeki nirengi noktalarının da incelenebileceğini düşünüyoruz.

Laleli 1980’lere kadar orta ve üst sınıfların ikamet ettiği bir mahalle iken, onu günümüzde nelerin, nasıl bu kadar değiştirdiğini mimari bir bakış açısı ile yorumlamak istiyoruz. Bu sebeple hızla mekansal olan Ordu Caddesi’ni, cadde üzerinde yer alan binalarla ve oradaki kullanıcıların düşünceleri ile harmanlayarak bir araştırma gerçekleştirmeyi umuyoruz.

Hedef kitlemizi “yerli turistler” olarak belirledik. Alanda nitel araştırma yöntemini kullanacağız. Nitel araştırmada; gözlem ve doküman analizi, veri toplama gibi yöntemler kullanılıyor. Aynı zamanda etnografik inceleme ile caddedeki kullanıcıları gözlemlemeyi hedefliyoruz. Kullanıcıların yaşam deneyimlerini öğrenmeyi önemsiyoruz. Katılımlı ve katılımsız gözlemlerin yanında, kullanıcılar ile görüşme yapmak bir yandan da kaynak araştırması yapmak yerinde olacaktır. Edindiğimiz verileri daha önce de belirtildiği gibi raporlayarak, bazı detayları daha anlaşılır kılarak sunuya dönüştürmek, ikinci hafta hedeflerimiz arasında.

TABU ekibi, alanda yaptıkları görüşmelerden sonra, her yapının kendi içinde birer ada oluşturduğunu tespit ettiler. Alanda, kullanıcıların yapı/ kullanım odaklı olarak hareket ettikleri ve bunların iç içe geçemediği gerçeğinden yola çıkarak “her yapı bir ada, her ada bir hikaye, her hikaye bir insan” anlatısı ile çalışmalarını gerçekleştirdiler. Yapıların hikayelerini tarihleri ve hikayeleri ve güncel durumları ile birlikte ele aldılar. Peki, Laleli’nin yayalaşma sürecinde, yapılar ve sokaklar, kentsel alan etkileşimleri ile yeniden bütüncül bir gerçeklik oluşturabilirler mi?

APPA ekibini oluşturan Deniz Sema Mergen, Melike Şengül, Dilara Karaman, kullanıcı profilleri ve erişilebilirlik üzerinde durdular.

Aidiyet alt başlığında buluşturdukları İstanbul Üniversitesi Öğrencileri ve göçmen halkın, Ordu Caddesindeki Yayalaştırma Projesi öncesi ve sonrasında kullandıkları rota verilerini topladıktan sonra, Ordu Caddesinin “Görünmez Duvar” metaforuyla incelenmesini hedefleyen ekip, alan araştırmaları, görüşmeler ve anketler yaptılar.

“Konu anlatımlarından sonra gittiğimiz alan gezisinde Ordu Caddesi'nin konumunun düşündüğümüzden daha derin olduğuna karar verdik. Caddenin her iki  tarafının da farklı sosyo-kültürel kesimleri barındırdığını gözlemledik. Yaptığımız bireysel gözlemlerden sonra atölyede konu başlıklarını seçerken üçümüzde “Erişilebilirlik/Kullanıcı Profilleri” başlığının Laleli’de yaptığımız gözlemler sırasında düşüncelerimizle paralel bir konu olduğunu düşünüp, bu başlık üzerine yoğunlaştık. Grup olarak bir araya geldikten sonra  bireysel düşüncelerimizi, dikkatimizi çeken unsurları, olası problemleri ve bunların çözümlerini birbirimizle paylaştık. Belirli anahtar kelimeler seçip onlar hakkında beyin fırtınası yaptık. Yaptığımız birbirinden farklı yorumlar konu hakkında farklı bakış açılarımızı ortaya çıkardı. İlk olarak Ordu Caddesinde bulunan İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin Yayalaştırma Projesinden önceki ve sonraki rotalarını erişilebilirlik üzerinden inceledik. Daha sonra ise caddenin diğer tarafında bulunan yoğun nüfuslu göçmen kesimi incelemelerimize dahil ettik. Ordu Caddesinin iki tarafında bulunan kullanıcı profillerini “aidiyet” kavramı üzerinden değerlendirdik. Bu değerlendirmeyi yaparken göçmenleri Laleli’ye gelip yaşadıkları yere olan aidiyet hissi ile öğrencilerin Laleli’ye gelip okudukları yere olan hislerini odak olarak aldık.”

APPA ekibi, alan incelemelerinin ardından, Laleli’yi aidiyet meselesi ile ele almaya karar verdiler. Geçici kullanım ile ilişkilenme kuran iki kategori olarak öğrencileri ve göçmenleri ele alarak, alanda birebir görüşmeler yaptılar. Görüşmeleri ve sonucunda, bu iki kullanıcı grubunun rotalarını, Ordu Caddesi’nin böldüğünü, ortak kullanım yeri olarak sadece Tramvayın kaldığını keşfettiler ve bu duruma düğüm olarak metafor kazandırdılar. Sosyal olarak grupları bölen görünmez bir duvar niteliğindeki Ordu Caddesi, aynı zamanda farklı grupların tek karşılaşma noktası. Öneri soruları da; alandaki yayalaştırma çalışmalarında bu gibi düğümler atılarak sosyal etkileşim sağlanabilir mi?

SAMANYOLU ekibini oluşturan, Ceren Balmumcu, Pınar Melis Çetingöz ve Şaziye Ceyhan alandaki kültürel miras ve kentsel rotaların ilişkisini geliştirdiler.

“İstanbul için önemli semtlerden biri olan Laleli’nin yayalaşma sürecinde yer almanın ve farklı disiplinlerden insanların bir araya gelerek İstanbul’un görünmez bir parçası olan bu alan için birlikte çabalamasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda bir araya gelen değerli uzman yürütücülerin ve katılımcıların, atölyenin ilk haftasında motive edici bir atmosferde toplanması ve sanki birbirimizi uzun yıllardır tanıyormuş gibi saygı çerçevesinde ve özgürce alanda fikir alışverişlerinde bulunabilmek bizleri konforlu ve üretmeye yüreklendirici hissettirdi. Bu topluluğun, İstanbul ve ileride gerçekleşecek projeler için çok umut vadedici bir altyapı oluşturduğunu düşünüyoruz. Hafta sonu dinlediğimiz sunumlar ve bir arada gerçekleştirdiğimiz beyin fırtınaları sonucunda, Laleli bölgesinin sorunlarını daha iyi kavradığımızı fark ettik. Farklı disiplerin bakış açılarından beslenerek atölye sürecinde nasıl bir yol haritası çizeceğimizi anlamış olduk. Bu atölyede yer aldığımız için Samanyolu ekibi olarak çok şanslı olduğumuzu düşünüyoruz :)

Samanyolu ekibinin çalışma konusu Laleli kültürel miras ögeleri ve bu ögelerin yayalaşma projesi ile birlikte görünürlülüğünü saptamak ve tarihi yarımadadaki kültür rotalarına entegre yollarını keşfetmektir. Laleli kimin? Kimin Lalelisi?  sorusundan yola çıkarak belirlediğimiz hedef kitlemiz, yerel ve yabancı turistler.  Laleli ile ilgili makale,tez, kültür envanteri veritabanı ve ilgili arşivlerden bilgiler elde edilecektir. Ayrıca alanı hafta içi gündü, akşam ve haftasonu olmak üzere üç farklı saatlerde ve günlerde ziyaret ederek, alandaki yerli ve yabancı turistlerin beklentileri, alanı deneyimleme şekilleri gözlemliyoruz. Turistler ile konuşularak Ordu Caddesi’nin geçirgenliğini ve caddenin kültürel ögelerine kullanıcıların erişilebilirliğini anlamaya çalışıyoruz.”

SAMANYOLU ekibi, kültürel mirası odaklarına alarak inceledikleri Laleli Bölgesinde, alandaki önemli yapıların Tarihi Yarımada ile ilişkisini araştırdılar. İncelemelerinde, yapı gruplarının bölgedeki birçok rotaya değmesine rağmen, gereken görünürlüğe sahip olmadığında birleşen ekip, tematik rotaların çıkarılarak buraya bağlanmasını öneriyorlar. Kültürel rotalar ile Laleli semtinin görünürlüğünün artacağını ve rotaların, tarihi dokusunu kaybetmekte olan semtin korunmasına katkı sağlayacağını gördüler. Yarımadadaki su, Bizans, ticaret, külliye gibi rotaların, Laleli’deki ilgili kültürel yapı ve değerlere eklemlenmesi ile semtin çok katmanlı kültürel yapısı vurgulanabilir mi?

NEXUS ekibini oluşturan Ahmet Bilal Kuru, Buse Gürsoy ve Kübra Bıyuk Öksüz, alanda mikromobilite ve hareketliliği anlamak adına görüşmeler yaptılar.

“Bir mimar, bir şehir plancısı ve bir siyaset bilimci-bisikletçinin ekip olarak buluştuğumuz Laleli Keşif ve İnfografik atölyesinde, sürdürülebilir kentsel hareketliliğin sağlanarak yaşanabilir mekanlar üretme çabasına katkı sunmak hedefiyle yola çıktık. Alandaki gözlemlerimiz doğrultusunda, yayalaştırma projesi sonrasında alanda tanımsız hareket rotalarının oluştuğunu tespit ettik. Dünyada gelişen ve değişen yeni ulaşım paradigmasında, ulaşım davranışlarının değişebileceğinin farkındalığını kazandırılarak Laleli yayalaştırma projesinin potansiyelinin ortaya çıkarılması gerekliliğini tespit ettik. Bu doğrultuda Laleli’de mevcut hareketlilik çeşitliliğinin neler olduğuna odaklanıp, alanda mikro hareketlilik çeşitliliğini tespit etmeye çalıştık. Alandan veri toplama girişimlerimizi özellikle Ordu Caddesi ve onu besleyen akslarda gerçekleştirdik. Yöntem ise nicel açıdan mikro hareketlilerin sayımı ve nitel açıdan kullanıcıların yayalaştırma hakkındaki görüşleri ve alanı kullanma biçimlerini anlamaktır. Bu incelemedeki hedef kitleyi skuter, bisiklet, motosiklet ve el arabası ile yük taşıyan kullanıcılar olarak belirledik. Daha sonra da kullanıcıların hangi ulaşım aracını, hangi sebeplerle kullandığını ortaya çıkarmaya çalıştık. Esnafın alana nasıl ulaştığı öğrenmeye çalıştık. Bunoktada alanın yayalaştırılmasının ön plana çıkarılması adına atılabilecek potansiyel taşıyan adımlar olduğu belirledik. Yapılan birincil kaynak taraması ve saha gözlemlerinin ardından Laleli’nin şu anki durumu trafiği kapatma olarak karşımıza çıktı. Sürdürülebilir kentsel hareketliliğin  mekânda sağlanması için mikro ölçekli araç kullanımına yönelik rotalar belirlenerek kullanımı teşvik edecek, düşük karbon salınımı hedefine yaklaşmayı sağlayan, yaşanabilir mekân yaratmayı hedefleyerek neler yapabileceğimizi planladık. Dünyada son zamanlarda yaygınlaşan ve aktif eğitim modeli olarak değerlendirilen atölye çalışmasının hepimize farklı bakış açılar kazandırması, birçok meslek disiplinin ortaklaşa çalışması ve yerel halkla temasa oldukça fazla önem vererek katılımcı bir sürecin yakından tanıklık edilmesine olanak sağlaması oldukça dikkatimizi çekti.”

NEXUS ekibi, Laleli’yi “mikromobilite” teması altında incelediler. Bu kapsamda alandaki mikromobilite araçlarını ve semtte yaygın olarak kullanılan el arabalarının kullanıcıları ile görüşmeler gerçekleştirdiler. Görüşmeler sonucunda hangi aracın ne oranda ve hangi güzergahta ne amaçlarla kullanıldığını ortaya çıkardılar. Elde edilen güzergah ve kullanım bilgisine göre, görselleştirdikleri rotalarda bağlantı noktalarının bu araçlara göre yoğunluk haritalarını çıkardılar. Skuter ve hamalları, Laleli, Yenikapı, Aksaray, Beyazıd, Eminönü, Fatih ve Çemberlitaş sarmalında, yoğunluk izleriyle haritaladılar. Ekip yol güvenliğinin sağlanması ile “her iki esnaftan birinin skuter veya bisikleti tercih edebileceği” gibi çarpıcı sonuçlara ulaştılar. Yayalaştırma sürecinde elektrikli mikromobilite sağlanmasının, bunlara altyapı sağlanmasının, kampanyalar ile desteklenerek uygulanması halinde alanda dönüşüme açık bir zeminin olduğunu belirttiler.

PATİKA ekibini oluşturan Gözde Önen, Mina Çelik, Muazzez Belkıs Goncaloğlu, kapsayıcı bir bakış açısıyla, farklı kullanıcı gruplarının Laleli Bölgesi haritasının yapılmasına yönelik çalıştılar.          

“Alandaki keşif sırasına Laleli'nin yayalaştırılması geçiş sürecinde yaşanan eksiklikler, yayaların trafiğe kapatılan yolu kendilerine ait hissetmeyerek kaldırımları tercih etmesi, kullanıcı gruplarındaki etnografik çeşitlilik, alanın yarı görünmez tarihi dokusu, çoğu noktada görünmez bir duvar varmışçasına yanyana olan iki nokta arasındaki iletişimsizlik ve erişimsizlik ilgimizi çeken noktalar oldu. Grup olarak kısa bir süreliğine beyin fırtınası yapma fırsatımız oldu. İlk gün sonunda yaptığımız çıkarımlarda gördük ki; Laleli, içerisinde çok fazla kesişimi ve çeşitliliği barındıran bir alan olma özelliğine sahip. Alanda birbirinden bağımsız grupların farklı amaçlarla bölgeyi kullanımı söz konusu.

Bu gözlemler sonucunda “kapsayıcılık, kesişim noktaları, kültürel çeşitlilik, yönlendirme, hareketlilik ve çakışmalar/yoğunluk” anahtar kelimelerinden yola çıkarak, bölgedeki çeşitli personaların kullanım nedenleri ve amaçları üzerine bir araştırma planı oluşturduk. Bu çalışma ile kesişme noktaları, görünmez noktalar, kaçınılan yerler, tercih edilen yer ve güzergahların tercih edilme nedenleri, yoğunluk bölgeleri ve toplu taşıma tercihlerine ulaşmayı hedefliyoruz.

Bu amaçlarla Patika ekibi içerisinde iş bölümü yapılarak süreçteki yöntemler listeledik. Alandaki kişilerle röportaj ve anket yapma, gözlemle alandaki farklı etnik grupları tanıma, haritayla kullanımları görselleştirme, video ve fotoğrafla alan kullanımını tanımlama ve çakışan alanların tespiti gibi yöntemler seçerek çalışmaya başladık.”

PATİKA ekibi, Laleli’yi, semt kullanıcılarıyla yaptıkları görüşme verilerinden kullanıcı gözü ile anlattılar. Kullanıcı karakterlerin özelliklerini, Laleli’yi nasıl kullandıklarını ve yaşadıkları küçük anektodları, rotaları ile bağdaştırarak düzenlediler. Semtteki sesleri, önemli yapılar ve kesişim noktalarında gözlemledikleri sorun ve kullanımları belirttiler. Karakterlerin semti kullanım güzergahlarını ve zaman dilimini çıkartarak semtin bazı kullanıcıları gözünden şemasını vurguladılar. Peki, araçla ve yaya olarak hareketlilik süreleri ile kullanıcıların erişimlerinin, projedeki beklentilerine yönelik etkisi olur mu?

MOTUS ekibini oluşturan Sümeyye İşbilir, Kübra Türk ve Aleyna Gebiç, alan anketleri ile insanların geliş ve gidiş rotalarını tespit ederek, hareketliliği besleyici noktalar geliştirmek üzerinde duruyorlar. 

“Laleli’den nereye giden bir tramvaydayız? Laleli Keşif ve Kentsel İnfografik Atölyesi, katılımcısı olmaktan büyük heyecan duyduğumuz bir çalışma grubuyla bizleri karşıladı. Atölye çalışmalarımızı sürdürdüğümüz günler süresince, Laleli’yi ve alanlarındaki donanımlarını bizlerle paylaşmaktan çekinmeyen kolaylaştırıcılarla alanı keşfetmek üretim ortamını besledi. Bununla beraber, Laleli’nin farklı katmanlarını açığa çıkarma şansını Laleli’ye ve dolayısıyla biz katılımcılara veren çalışmayla beraber faydalı bir süreç geçireceğimizden emin olduk. Alandaki yürüyüşümüz boyunca neler gördüğümüzü ve bunları hangi alt başlıklarla bir araya getirebileceğimizi tartıştık ve not ederek yolculuğumuza devam ettik. Ordu caddesi boyunca görünmez bir sınırı oluşturan tramvay yolunu, bu sınırı geçince beliren farklı kullanıcıları hafızamıza kaydederek ilerlemeyi uygun gördük. Bu anlamda yerin bize verdiği kuvvetli ipuçlarını kullanmak, yeri bir aktör olarak görmek bizler için oldukça kıymetli oldu. Günlük hayatta gözden kaçan, fark edilmeyen, fakat bir diğer yandan oldukça kırılgan olan değerleri çalışmamıza dahil etmeyi uygun gördük. Dahası, mekan üretiminin toplumsal arka planının bilinmezliğini kırmak, somut bir sınırın fiziki karşılığının dışında kullanıcı zihninde yarattığı sınır algısına nasıl etki ettiği gibi soruları kendimize sorduk. Bu tür çarpıcı karşılaşmalar için çözüm yaratırken nelerden yola çıkılması gerektiği, hangi soruları, kimlere ve ne zaman sormamız gerektiği gibi konularda tartışmalarda bulunduk. Kime ait olduğu belli olmasa da, bizim ilişkilerimizi sağlayan boşlukların varlığı, yokluğu ve bunların kimler tarafından nasıl değerlendirdiği önemli olan diğer sorularımızdandı. Yaptığımız tartışmalar ve keşif gezisinden sonra, alanda kullanıcılarla yapacağımız görüşmeleri bir yöntem olarak kullanarak, Laleli hakkında derlemeyi hedeflediğimiz çalışmamızı ele alabileceğimizi düşündük. Bu anlamda, profil belirleme, alandaki dolaşım, alana ulaşım, ulaşımın türü gibi başlıkların altını doldurabilecek birtakım sorular dizisi hazırladık. Alandaki hareket odaklarında, farklı zaman dilimlerinde kullanıcı profillerini ve hareketlerini gözlemleyerek bunları aktaracağız. Hareketin dağıldığı ve toplandığı, hareket odaklarının konumsal tespitiyle birlikte çalışma sürecimizde ilerlemeyi hedefliyoruz.”

MOTUS ekibi, alanda uyguladıkları anket ile kişilerin geliş ve gidiş rotalarına odaklandılar. Bunu harita üzerinde işlediklerinde, üst üste gibi algılanan rotaların, birebir görüşmelerde elde ettikleri veriler ile aslında birbirine değmeyen yolculuk halleri olduğunu tespit ettiler. Bu durumu, Laleli kullanıcılarının ulaşım hatlarını düşey eksene çevirerek anlattılar.  Alan içindeki ve dışındaki yolculuklarda tecrübe edilen bu bağlantısızlık, alan içine kurulacak çeşitli temalardaki istasyonlar ile zenginleştirilebilir mi? Okuma, dinlenme ve okuma alanı, yemek alanı gibi bağımsız kentsel donatı alanları, özgürce programlanabilen ve birleştirici bir altyapı oluşturur mu?

Atölyenin Ardından

İlk aşama olan atölyenin, ikinci aşaması da, 30 Mart- 3 Nisan 2022 arasında Ordu Caddesi’nde kurulacak etkileşimli alan uygulaması ile sürecek. Hasanpaşa Konağı ve Simkeşhane Parkı çevresinde, mekan yaratma / place making uygulamaları ve etkileşimli paneller kurulacak. Geçici alan uygulaması ile kullanıcıların konforlu ve güvenli bir yayalaşma deneyimi yaşaması ve bu uygulamalara yaklaşımlarının öğrenilmesini amaçlıyor. Mayıs 2022’de cadde boyunca bir şenlik yapılarak alanda etkinlikler düzenlenecek. Yönetişim faaliyetleri ile kullanımlar canlandırılacak, kentsel infografiklerin, alanda yayınları yapılarak, sonraki aşamalardaki açık ve taktiksel şehircilik uygulamalarıyla güçlendirilmesi yöntemi izlenerek Tarihi Yarımadadaki sürdürülebilir, kapsayıcı / içerici hareketlilik zeminine bu programla yol açılması hedefleniyor.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :