TMMOB Mimarlar Odası, 1 Eylül Dünya Barış Günü için basın açıklaması yayınladı.
"Milyonlarca insanın ölümüne, sakat kalmasına; kentlerin ve yaşam çevrelerinin yok olmasına neden olan savaşlar karşısında, barış için yapılan mücadelelerin anısına her yıl 1 Eylül “Dünya Barış Günü” olarak kutlanmaktadır.
Tüm dünyayı etkileyen; insanlığın ve toplumların maddi manevi varlıklarının, kültürlerinin tümünün sonu olabilecek savaşları önlemek ve bu değerleri korumak üzere, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmış; Devletler barış hakkını korumak ve bu hakkın uygulanmasını sağlamakla yükümlü kılınmıştır. Buna göre; bütün insanlar özgürdür, saygınlık ve haklar bakımından eşittir. Barış içinde yaşam, hürriyet ve güvenlik her bireyin hakkıdır.
Ülkemizde son yirmi yılda kamusal ve toplumsal alanlar yeniden yapılandırılmış; olağanüstü hal kalıcı hale getirilerek yaşamın her alanında baskıcı ve otoriter uygulamalar yoluyla temel insan hak ve özgürlükleri kısıtlanmıştır.
Temel insan hak ve özgürlüklerine yapılan gerici müdahalelere karşı mücadele eden meslek örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve yükseköğretim kurumlarına ve toplumsal muhalefete uygulanan baskı ve şiddet uygulamaları yeni boyutlar kazanmıştır.
Gezi Parkı ile başlayan; eşitlik, insan hakları, demokrasi, insancıl ve onurlu bir yaşam hakkı talepleriyle büyüyen mücadele siyasi iktidar tarafından yeniden hedef alınmıştır. Hukuksuz ve dayanaktan yoksun bir şekilde açılan davalarda evrensel hukuk normlarına ve yerleşik yargı usullerine aykırı biçimde verilen beraat kararları bozulmuş; Gezi Parkında imar planlarına ve yargı kararlarına aykırı olarak başlatılan inşaat çalışmalarına karşı çıkan meslek odalarının temsilcileri hapis cezası verilerek tutuklanmıştır.
Kamu denetimini, sağlıklı ve güvenli çevrelerde insan onuruna yakışır bir yaşam hakkını yok sayan politikalar nedeniyle kentler ve kırsal alanlar, doğal, tarihi ve kültürel miras; taşıdıkları doğal ve kültürel değerlerle birlikte hızla, yıkımın ve plansız yatırımların şantiyesi haline gelmiştir. Kentlerimizde ve kırsal alanda yapılı ve doğal çevrede yaşanan tahribat yurttaşlarımızı deprem, sel, yangın gibi afetler ve salgınlar karşısında güvencesiz bırakmıştır.
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremlerin ardından; bilimsel şehircilik ilkelerine aykırı, nitelikli mimarlık hizmetlerinden yoksun üretilmiş yaşam çevrelerinde toplumsal eşitsizlik artmış; barınma, beslenme, sağlık hizmetleri ve eğitim öğrenim hakkı gibi temel haklara erişim daha da zorlaşmıştır.
Sağlıklı ve güvenli bir çevrede, barış içinde yaşama hakkı, evrensel hukuk açısından en temel insan hakkıdır. Kültürel, sosyal ve coğrafi farklılıkların sürekliliği konusunda bütün mimarlar toplumsal sorumluluklar taşımaktadır. Bu bağlamda bütün yerleşmelerin fiziksel ortamını oluşturan yapı üretimi ve mekân tasarımı etkinliği olan mimarlığın, yalnızca “üretim süreci” ile sınırlı değil, aynı zamanda taşıdığı toplumsal sorumluluk nedeniyle evrensel değerleri bağlamında insancıl, yaşam hakkına saygılı ve barıştan yana olduğunu önemle vurgulamaktayız.
Cumhuriyetin kuruluşunun 100.Yıldönümünü karşılamaya hazırlandığımız bu dönemde; ülkemizde ve dünyada giderek yükselen çatışma ve şiddet ortamı, krizler, gericileşen iktidarlar, güvencesizlik, yoksulluk, işsizlik, sömürü ve ayrımcılık; şiddet ve baskının sonlandırılması, insanlık onuruna yakışmayan yaşam koşullarının bir an önce iyileştirilerek toplumsal ve kültür değerlerinin korunması ve barışın sağlanması insani ve tarihsel bir sorumluluktur.
Mimarlar Odası olarak, “yaşamın ve barışın” yanında açık tavır aldığımızı ve almaya devam edeceğimizi önemle vurguluyor; 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle, temel hak ve özgürlüklerin tanınmasını, kullanılmasını ve yararlanılmasını engelleyen hiçbir ayrım ve kısıtlamanın yaşanmayacağı bir gelecek dileğiyle, tüm sorumluları çatışma ve savaşların durdurulması ve toplumsal birlikteliğin sürdürülmesi için harekete geçmeye çağırıyoruz."