Renkli Dyologlar’da Antik Dünyanın Renkleri Konuşuldu

mimarizm.com / 14 Temmuz 2020
DYO’nun, AURA İstanbul işbirliği ile gerçekleştirdiği, Türkiye’nin Renkleri ile ‘Renkli DYOloglar’ söyleşi serisinin altıncısının konukları, Arkeolog, Editör Nezih Başgelen ve Yüksek Mimar Erhan İşözen’di.

DYO’nun, AURA İstanbul işbirliği ile gerçekleştirdiği söyleşi serisinde konuşmacılar; gastronomiden seyahate, felsefeden edebiyata, arkeolojiden çağdaş sanata, müzikten mimariye, kendi disiplinleri içerisinde sahip oldukları özgün bakış açılarıyla “renk” kavramını düşündürücü bir şekilde yeniden tanımlıyor. DYO, proje kapsamında “Türkiye’nin Renkleri” olan çok değerli isimleri, YouTube üzerinden “Renkli DYOloglar” canlı yayın söyleşileriyle bir araya getiriyor.

Kariye Müzesi ve İstanbul’un Eski Ahşap Evleri

Serinin altıncı canlı yayınında Arkeolog, Editör Nezih Başgelen ile Yüksek Mimar Erhan İşözen ülkemizin zengin tarihi eserlerini, eski uygarlıkları, antik kentleri ve doğal güzellikleri içeren çok renkli bir sohbet gerçekleştirdi.

Dostluklarının eski yıllara dayandığını söyleyen Erhan İşözen ilk tanışmalarında İstanbul’un eski ahşap evlerinin renklerini ve Kariye Müzesi’ni konuştuklarını hatırlattı. İstanbul’un ahşap evlerindeki soluk haki, nefti yeşil, aşı boya, oksit sarı renkleriyle ne kadar büyüleyici olduğunu ifade eden İşözen, Kariye Müzesi ile ilgili özel bir detayı da paylaştı. Azra Erhat’tan duyduğu ve hep hatırladığı Kariye Müzesi’nin renkli mozaiklerinin eski İstanbul’un ırmaklarından toplandığını söyledi.

‘’Kariye Dünya Sanat Tarihinde Apayrı Bir Yere Sahip’’

İstanbul’un yalıları, şehrin konakları, banliyö köşkleri o dönemde en güzel renklere boyanmış diyerek söze başlayan Başgelen bu yapıların aşı boyalarının, antik bir geleneğin devamı olarak Sinop’tan geldiğini anlattı. Kariye Müzesi’ni yaptıran Methokites’ten Rönesans öncesi İstanbul‘un simge yapılarından birini şehre kazandıran bir isim olarak bahseden Başgelen, müzedeki fresklerin o dönem İtalya’da yapılan fresklerden çok daha kaliteli ve erken örnekler olduğunu da söyledi. Başgelen, Kariye Müzesi’nin dünya sanat tarihinde apayrı bir yere sahip olduğunun da altını çizdi.

Doğası ve Mimari Yapısıyla Priene

Nezih Başgelen ve Erhan İşözen Ege’deki Antik Kentleri de konuştu. Antik dünyanın 7 bilgesi olduğunu söyleyen Başgelen, bu bilgelerden en önemlisi olarak kabul edilen Bias’ın Priene’de yaşadığını, diğer bilgeler (Thales, Solon) için de Priene’nin önemli bir metropol olduğunu vurguladı. Mimarlık tarihinde şehirciliğin başlangıcında en güzel uygulamaları Priene’de görüyoruz diyen Başgelen; ihtişamlı akropolü, anıtları, Ege Denizi’nin renkli dünyasını, Bafa Gölü sularının içindeki kaya resimlerini anlattı. Mykale Dağı’nın doğal güzelliklerine de değinen İşözen, morun her tonunun olduğu çan çiçekleri, beyaz renkteki yaban zambakları, bin bir renkteki çiçekler ve endemik bitkileri ile Mykale’nin muhteşem bir görsel şölen olduğunu vurguladı.

‘’Miletos İnsanlık Tarihini Etkileyen Bir Metropol’’

İki konuk Priene Antik Kenti’nin ardından Miletos Antik Kenti’ni ve önemini konuştu. Miletos’un Doğu Akdeniz’de müthiş bir konumu olduğuna vurgu yapan Başgelen, bölgedeki kazıları anlattı. Miletos’un mimarlık tarihi için de önemli olduğunu söyleyen Başgelen, bugün uygarlık tarihi adına ne biliyorsak ilk deneyimlerini gerçekleştirmiş bir coğrafya olduğunun altını çizdi. Başgelen, ‘’Miletos, o dönem bilim ve sanatın merkezi, insanlık tarihini en fazla etkileyen metropollerden biridir.’’ diyerek sözlerini bitirdi.

İkili, Ege’deki zengin Anadolu coğrafyasını, antik dünyanın renklerini, Ayasofya’nın mimarı İsidoros’tan, arkaik dönemdeki evlerin yapısına kadar çok renkli bir sohbet gerçekleştirdi.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :