Ulusal ve uluslararası ölçekte üstlendiği klinik projeleriyle öne çıkan İstanbul merkezli mimarlık ve iç mimarlık ofisi Slash Architects Kurucusu Mimar Şule Ertürk; sağlık mekanlarının tasarımında ve inşasında depreme karşı alınması gereken önlemler ile ilgili olarak mimarların üzerine düşen fenni sorumlulukları aktardı.
Sağlık mekanları ve klinik yapıları konusunda pek çok ödüllü projeye imza atan Slash Architects’in Kurucusu Mimar Şule Ertürk, yaşadığımız deprem felaketinden edinilen acı tecrübelerin sağlık mekanlarının tüm afetlere karşı dayanıklı mekanlar olarak tasarlanmasının ne derece önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini vurguladı; sağlık mekanlarının olası afet durumlarının üzerinden kurgulanacak senaryolarla tasarlanması ve inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Slash Architects, projenin ölçeğine bağlı olarak afet anı/öncesi/sonrası fark etmeksizin sürecin tüm aşamalarına dair benimsenmesi gereken yaklaşımları gerek tasarım ve uygulama, gerekse malzeme seçimi gibi tüm alt süreçlere dahil ediyor ve insan odaklı yaklaşım ilkelerinin hem olağan şartlar hem de olası bir afet durumu üzerinden kurgulanacak senaryolarla sorgulanması gerektiğinin bilincinde hareket ediyor.
“Slash Architects olarak sağlık mekanları özelinde ve afet yönetimi konusunda, tasarım süreci boyunca üzerimize düşen fenni sorumlulukların bilincinde davranmaya özen gösteriyoruz” diyen Mimar Şule Ertürk, tasarladıkları proje eğer mevcut bir binada konumlanıyorsa, yapının yerinde alınmış statik raporunu inceleyerek statik durumu bilirkişilerce teyit ettirdikten sonra süreci başlattıklarını vurguluyor. Slash Architects mimarları, ardından mühendislik ekiplerinin görüşleri doğrultusunda mevcut yapıya önerilen güçlendirmenin işlendiği güncel proje üzerinden tasarıma giriş yapıyor.
İç mimari projelerde, temel olarak kullanıcı üzerinde bütünsel bir algı yaratma gayretiyle tasarım yapan Slash Architects mimarları, bu doğrultuda sirkülasyon rotalarının kolaylıkla algılanması ve ulaşılmak istenilen alanın mümkün olduğunca görünür kılınması yönünde net bir yaklaşım benimsiyor. Holistic (bütüncül) ve flat (hemyüz) tasarım anlayışı ile hareket eden Slash Architects, mekansal elemanları genel olarak mekanla bütünleşik şekilde tasarlayıp yapısal bileşenlere sabitlenmiş bir düzen kurguluyor. Örneğin, klinik içlerinde kullanılacak doktor üniteleri, dolaplar gibi unsurlar duvara monte edilerek tasarıma dahil ediliyor ve ayrıca bu uygulamanın duvara bindireceği yük için duvar mukavemetini artıracak öneriler projelere işleniyor. Bu sayede deprem esnasında oluşabilecek devrilme ve olası yaralanma riski azaltılmış oluyor.
Uygulama projelerinde ise strüktürü korumaya yönelik müdahalelerle işe başladıklarını belirten Slash Architects kurucusu Mimar Şule Ertürk “Ağırlıklı olarak iç mimari projelerimizi betonarme yapılar üzerinde çalıştığımız için bahsi geçen sistemin taşıyıcı elemanlarının korozyon tehlikesini azaltacak önerilerin işlenmesinden sonra uygulama projesine geçiş yapıyoruz” diyor.
Afetler Özelinde Sağlık Yapılarına Yönelik Yönetmelikler ve Sunulan Çözümler
Sağlık yapılarının biçimlendirilmesinde önemli bir etkiye sahip olan yönetmelikler yapıların deprem gibi afetlere karşı korunaklı olarak inşa edilmelerine yönelik olarak da çeşitli yaptırımlara sahip. Yönetmelikler, afetin etkilerini azaltmak ve acil durumda daha etkin bir reaksiyon geliştirmek için sistematik çözümler sunuyor. “Üretilen mekanlara nasıl ki tasarım edimi ile yaşamsal bir değer atfediliyorsa yönetmelikler ile de yapıların afet anı, öncesi ve sonrası gibi tüm alt süreçlerde sunması beklenen yaşamsal değerin kazandırılması amaçlanıyor” diyen Mimar Şule Ertürk tahliye sürecinde kritik rol oynayan koridor mesafelerinin yönetmeliklerle idealize edilmesi ve kullanıcıların kaçış anında sebep olabileceği olası yığılmaların önüne geçilerek alternatif kaçış rotalarının dahil edilmesi şeklindeki düzenlemelerin hastaların, personelin veya diğer kullanıcıların tahliye sürecini kolaylaştırdığını da vurguluyor. Sağlık mekanlarının, tüm bu standardizasyonların erişilebilirlik filtresinden geçirilmesiyle engelli bireylere yönelik hizmet verebilecek şekilde kurgulanması da bütünü, herkes için güvenli hale getiriyor.
Deprem Anında ve Sonrası Tahliye Durumunda “Kolay Algılanabilirlik” ve “Kolay Ulaşılabilirlik”
Slash Architects’in benimsediği bütüncül mekan yaratma çabasının getirisi olan “kolay algılanabilirlik” ve “kolay ulaşılabilirlik” parametreleri bir taraftan hastanın veya personelin mekan içinde kendini daha güvende hissetmesini sağlarken diğer taraftan da deprem sonrasında kaçış stratejisi sunan ve dolayısıyla tahliye sürecini kolaylaştıran bir avantaja dönüşüyor. Mekan organizasyonlarında bekleme ve giriş alanları ile görsel ve fonksiyonel açıdan bağlantılı olarak kurgulanan tanımlı sirkülasyon hatları; hasta, personel veya diğer kullanıcıların herhangi bir noktadan kaçacağı doğrultuyu kolayca anlamasını sağlayarak bu algıyı destekliyor. Slash Architects bu müdahaleyi grafik elemanlar, süreklilik gösteren aydınlatma elemanları, malzeme, renk farklılıkları gibi kullanıcı algısını ideal şekilde yönlendirecek estetik dokunuşlarla güçlendirmeye, aynı zamanda acil çıkış yön işaretleri, acil durum armatürleri kullanarak çıkışa direkt ulaşılabilirliği sağlamaya ve tahliye süresini kısaltmaya özen gösteriyor; bu sayede mekana karakter veren dil aynı zamanda deprem sonrası tahliye konusunda da kullanıcıya yönlendirme becerisi kazandırıyor. Ayrıca genel olarak kat planlarında, kaçış durumunda yol üzerinde engel oluşturmayacak nitelikte bir tefriş yerleşimi ve mekan geçişleri planlanıyor. Bu doğrultuda, kullanıcının tahliye sürecini zorlaştırmayacak malzeme seçimlerine yönelen Slash Architects, tasarıma dahil edilen cam yüzeyleri, darbe durumunda ve kırılma halinde insan sağlığına zarar vermeyecek ve kaçış senaryosunu zorlaştırmayacak nitelikteki temperli cam olarak tercih ediyor.
Slash Architects sağlık mekanlarının hayata geçirilmesindeki çok paydaşlı süreçte, mühendislik ekiplerinden gelecek geri bildirimlerin dikkate alınmasını ve projenin bu doğrultuda gerekli revizyonlardan geçirilmesini oldukça önemli buluyor. Yapısal dayanımı sürdürülebilir kılacak müdahalelerin ve deprem anında oluşabilecek yangın riskini ortadan kaldıracak ve tehlikeyi azaltacak önlemlerin bu hususta oldukça kritik olduğunu dile getiren Mimar Şule Ertürk, ağırlıklı olarak iç mekan projeleri çalışan Slash Architects’in yine iç mimari ölçekte mevcut sistemin adapte olabileceği plan çözümlemelerinde tercih edilecek bölme duvarların katlarda sürekliliğinin sağlanmasıyla kat rijitliklerinin korunması gibi müdahalelerde bulunulması gerektiğinin bilincinde olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamlıyor.