Behruz Çinici'nin Ağa Han ödüllü yapısı TBMM Camisi’nin yıkılmaması için mücadele eden Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bu kez de camiye minare yapılmak istendiğini bildirdi.
"Yeniden minare istemek tasarım sürecine ve mimarın yorumuna müdahaledir"
Konuyla ilgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “TBMM Camisi'ne minare yapılması için harekete geçildiğinin bilgisini aldık. TBMM Camisi’ne klasik minare istemek yapının mimarlarına saygısızlıktır. Behruz Bey, TBMM Camisi’nde gelenekselle moderni birleştirmiş, sadeliği ve dinginliği ile inancın 1400 yıl önceki camisini günümüze yorumlamıştır. Ölçeği ve zarafeti ile insanı içine alan bu cami, inanç insanın içindedir, gösterişte değildir demektedir. Bu caminin tasarlanmış ve yorumlanmış bir minaresi vardır. Şimdi yeniden minare istemek tasarım sürecine ve mimarın yorumuna müdahale etmek anlamını taşır ki bunun da kabul edilecek bir yanı yoktur” dedi.
“Mimarın ifade özgürlüğü çizgileridir, tasarımıdır. Tasarıma müdahale ifade özgürlüğüne yapılmış bir darbedir” diyen Candan, Behruz Çinici’nin cami tasarımının çıkış noktasına dair söylediği, “Dünyadaki ilk cami 1400 yıl önce inşa edilen Hz. Peygamber’in evidir. Mekke’ye yöneltilmiş düz çatılı, uzunlamasına dörtgen sade bir mekan. Ne minare, ne mihrap, ne ayrılmış bir makam yeri, ne de kubbe, hiçbiri yok. Kutsal peygamberin saadet dolu zamanlarında bu yapılar böylesine düz, basit, mütevazı ve güzeldiler. İşte yeni yaratılarda bu sadeliğin hareket noktası alınmasının bizi yanlışlardan, eskiyi tekrardan, sadece geçmişteki bir tipolojiye bağlı kalmaktan kurtaracağına ve ufkumuzu açacağına inanarak TBMM Camisi tasarımında böyle davranmaya çalıştık” sözlerini hatırlatarak, “TBMM Camisi’nin özgünlüğünü bozacak minare talebi, eşyanın tabiatına aykırı olduğu gibi, bunu isteyenlerin de ne mimarlıktan ne de eserden anladığının göstergesidir” şeklinde konuştu.
"Gelecek kuşakların yaratıcılık hakkı gasp ediliyor"
Candan, sözlerine şöyle devam etti:
“İktidarın mimari proje süreçlerinde uzun süredir tasarıma müdahale ettiğini biliyoruz. Bu müdahale mimarların ve gelecek kuşakların yaratıcılık hakkının gaspı demektir. Şimdi bunun bir benzerini TBMM Camisi’ne minare eklenmesi tartışmasıyla yaşıyoruz. Uzun süre TBMM Camisi’ni yıkmak istediler, buna karşı hukuksal mücadele verdik, camiyi yargı yoluyla tescil ettirdik, tescili kaldırdılar. Şimdi de eşi benzeri olmayan muhteşem bir eserin ruhunu yıkmak istiyorlar. Çizgileri ve tasarımı teslim almaya çalışıyorlar. Tarih boyunca iktidarların ilgi alanı olan mimarlık kalıba dökülemez.”
TBMM Camisi projesiyle ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.