58. Uluslararası Venedik Sanat Bienali’nde sergi, pavyon ve enstalasyonlar arasında, kan süpüren makineden bir göçmen filikasına kadar mimarlar ve tasarımcıların dikkatini çeken pek çok çalışma yer alıyor. Bienal 24 Kasım 2019’a kadar devam edecek.
1895’te kurulmasından bu yana istikrarlı bir şekilde büyüyen Venedik Sanat Bienali, tüm şehre yayılmış bir etkinlik haline geldi. Kentle ayrı düşünülemeyen bienalde, iki sergi hattı Giardini ve Arsenale’in yanında kente yayılmış pek çok tasarım çalışması da sergilenmekte.
Bu yılın bienal başlığı “May You Live in Interesting Times” (Enteresan Zamanlarda Yaşa!). Küratör Ralph Rugoff’e göre tema, sanatın "nasıl yaşayacağımıza ve düşüneceğimize dair bir tür rehber’’ olabiliceğini araştırmak için bugünün kırılgan dünyasında sanatçıları yüreklendiriyor.
Amerikalı küratör; "Bugün dünyada ‘alternatif gerçekler’ ve sahte haberlerin dijital dağıtımı politik söylemleri ve güveni aşındırıyorken, referans açımızı yeniden sorgulamak ve ölçmek için mümkün olan her anda durup düşünme fırsatı sağlamak önemli ve kayda değer" diyor.
Küratörün çağrısına gelen yanıtların arasında önce çıkan 10 çalışma şu şekilde:
“Sun&Sea” - Rugilė Barzdžiukaitė, Vaiva Grainytė and Lina Lapelytė;
Litvanya Pavyonu, Arsenale
Litvanya Pavyonu’nda yapay bir kumsal yaratılmış. Kumsal, güneşlenenler ve bir sahilde görülebilecek tatil öteberileri. Bu sahil sahnesi, küresel ısınmayla ilişkili acil konulara çağrı yapan bir opera performansı oluyor. Tatilcilerin yorgun bedenleri, yorgun gezegeni dile getiren bir benzetme rolünü üstleniyor.
*
“Dysfunctional” - Carpenters Workshop Gallery;
Galleria Giorgio Franchetti alla Ca' d'Oro
Giorgio Franchetti alla Ca' d'Oro Galerisi’nin Rönesans ve Barok dönemi sanat eserleri arasında kurulmuş sergide, Carpenters Workshop Gallery Dysfunctional adlı çalışmasıyla fonksiyonel olmak ve sanat arasındaki ilişkiyi irdeliyor. Moda tasarımcısı Virgil Abloh’un batıyor gibi gözüken mobilyaları, Hollandalı tasarımcı Maarten Baas’ın içinde insan figürü olan kocaman saati sergilenenlerden bazıları.
*
“Can't Help Myself” - Sun Yuan and Peng Yu;
Central Pavilion, Arsenale
Çinli sanatçılar Sun Yuan ve Peng Yu’nun hazırladığı enstalasyon durmaksızın kanı andıran yoğun bir akışkanı belli bir alanda tutmak üzere programlanmış bir endüstriyel robot. Bu çalışmanın amacı insanlar ve makinalar arasındaki değişen ilişkiye ışık tutmak.
*
“Building Bridges” - Lorenzo Quinn;
Arsenale
Karşılıklı dizilmiş 6 dev el bir yat havuzunun üstünde birleşiyor. Her biri insanlığın evrensel değerlerini simgelemesi üzere tasarlanmış; arkadaşlık, inanç, yardımlaşmak, sevgi, umut ve akıl. Sanatçı Lorenzo Quinn 20 metre yüksekliğindeki enstalasyonun birlik ve barış için bir sembol olacağını umuyor ve hepimizi ‘’duvar ve bariyerler örmek yerine karşımızdaki ile köprüler kurmaya’’ davet ediyor.
*
“Deep Sea Blue Surrounding You/Vois Ce Bleu Profond Te Fondre” - Laure Prouvost;
Fransa Pavyonu, Giardini
Fransız sanatçı Laure Prouvost’un Fransız Pavyonu için hazırladığı tasarımı Fransa boyunca bir yol gezisini belgelemiş filmi merkez ediniyor. Paris banliyölerinden başlayan yolculuk kıyıya devam ediyor ve sonunda Venedik’e varıyor. Filmde yer almış objelerin bir kısmını içeren enstalasyon da film gösterimine eşlik ediyor.
*
“Ghana Freedom" - David Adjaye;
Gana Pavyonu, Arsenale
Bienale ilk kez bu yıl katılan Gana’nın pavyonunu Mimar David Adjaye tasarlıyor. Pavyon, oval şekildeki bir dizi galerinin kesişimleri ve üzerlerini örten ahşap çatıdan oluşuyor. Mekan, kendine ülke mirasını kutlayan geleneksel Gurunsi kerpiç evlerini temel alıyor. Gana’nın 1957’de bağımsızlığını kazanmasıyla ET Mensah’ın bestelediği şarkı, Ghana Freedom sergisine adını veriyor.
*
Barca Nostra - Christoph Büchel;
Arsenale
İsviçreli-İzlandalı sanatçı Christoph Büchel bir balıkçı teknesinin kalıntılarını Venedik Sanat Bienali’ne taşımış. 2015’te Libya kıyısında batan tekne en az 800 mültecinin hayatını almıştı. Bu çalışma ‘’Yalnızca bu trajik olayın kurbanlarına değil; bu tür enkazları yaratan, ortak sorumluluğumuzun yansıması olan kolektif politikalara ve siyasilere de’’ ithaf edilmiş.
*
“Neither Nor: The Challenge to the Labyrinth” - Alessandro Michele ve Milovan Farronato;
İtalya Pavyonu, Arsenale
Bu sene İtalyan Pavyonu Italo Calvino’nun 1962’de yazdığı La Sfida al Labirinto (The Challenge to the Labyrinth) isimli ünlü denemesinden ilham almış. Calvino bir kültürel çalışma fikrini, tüm referans noktalarını yitirmiş bir dünyada karmaşıklığın tanımını yapmak üzere öne sürüyor. Neither Nor bir labirent strüktürüne öykünerek ‘’ne bir başlangıcı ne de bitişi’’ olan bir sergi düzeni oluşturuyor. Pavyon üç çağdaş İtalyan sanatçısının işlerini sergiliyor: Enrico David, Chiara Fumai ve Liliana Moro.
*
“Island Weather”- Mark Justiniani;
Filipin Pavyonu, Arsenale
Sanatçı Mark Justiniani bir seri optik illüzyonlarla sonsuzluk etkisi yaratan ‘adalar’ tasarlamış. Ziyaretçiler yükseltilmiş çelik, ayna ve cam strüktürlerin aralarından geçerek ve üzerlerine oturarak içeride oluşacak sonsuz ‘hayali’ yeraltı tünellerini deneyimliyor.
*
“Microworld”- Liu Wei;
Central Pavilion, Arsenale
Cilalı alüminyum plakalardan oluşan bir dizi kavisli geometrik şekiller ile Çinli sanatçı Liu Wei bu heykelsi enstalasyonu çalışmasında boyut algılarıyla oynuyor. Çıplak gözle göremediğimiz molekül ve tanecikleri büyütüp türlü biçimlerle bir araya getirerek ziyaretçilerin kendilerini bir tür mikroskobik yaratık olarak görmesini istiyor.
Haber, dezeen'den derlenmiştir.