Paris'e tarihindeki en büyük dönüşümü yaşatan Haussmann operasyonlarının ardındaki ismi, plancıları gölgede bırakan vali Baron Georges-Eugène Haussmann'ı nasıl bilirsiniz?
VitrA ile Mimari Keşif programı kapsamında her yıl bir dünya kentini çalışma alanı olarak seçen İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı (Bilgi-Mimarlık), 2013 yılında kültür ve sanat başkenti Paris'i mercek altına alıyor. Gezinin hazırlık döneminde, farklı uzmanların katılımıyla Paris Seminerleri düzenleyen Bilgi-Mimarlık, 13 Mayıs Pazartesi günü üniversitenin Santral Kampüsü'nde mimarlık ve kent tarihçisi Pierre Pinon' u ağırladı.
Pinon, "Paris'in İkinci İmparatorluk Dönemi Dönüşümleri: G.E. Haussmann'ın Büyük Projeleri" başlıklı konuşmasında, kentsel dokuda radikal değişikliklere imza atan Baron Georges-Eugène Haussmann'ın çalışmalarını, teknik çizimlerin yanı sıra günlük gazetelerde yayımlanan karikatürler eşliğinde sundu.
Yıkımlar nedeniyle yaşanan mecburi göçler, Haussmann'ı karikatüristlerin birincil hedefi haline getirmişti.
Paris Valisi Haussmann'ın hep yıkımlar üzerinden anıldığını belirten Pierre Pinon, 1852-1870 yılları arasında gerçekleştirilen isimlak çalışmalarında, İmparator III. Napolyon 'un da etkin bir rol oynadığına dikkat çekti. Paris'in 19. yüzyılın ikinci döneminde büyük dönüşümler geçirdiğini ifade eden Pinon, böylelikle kentin en büyük sorunlarından biri olan trafik ve kent merkezine ulaşım zorluğunun giderildiğini ekledi.
Trafik sorununun büyüklüğüne işaret etmek için, kent çeperinde yaşayanların, gün içinde merkeze gittikleri takdirde akşam evine geri dönemedikleri örneğini veren Pinon, Kral IV. Henri'nin de böyle bir sıkışıklık esnasında öldürüldüğünü söyledi.
Ile de la Cité'nin istimlak öncesi ve sonrasındaki dokusu
Pinon ayrıca, ünlü Fransız yazarı Voltaire'in, 1749 yılında yayımlanan "Des Embellissements de Paris" adlı eserinde, kentin, 1666 yangınının ardından rahat bir dolaşıma ve modern bir plana kavuşan Londra kadar şanslı olmadığı yönündeki tespitini de paylaştı.
Bu örnekten hareketle İstanbul'un tarihi kent dokusuna da değinen Pinon, yangın sonrasında hep aynı parselleri kullanan kentte, 1855 yılından itibaren Aksaray, Balat ve Fener'deki eski yol izlerininin silinerek, modern parseller oluşturulduğunu not düştü. 1855-1940 yılları arasında kentin bütün eski dokusunun değiştiğine dikkat çeken Pinon, geriye sadece Süleymaniye'deki kalıntıların kaldığını belirtti.
Haussmann'ın Paris'teki yol açma (percement) çalışmalarına III. Napolyon da destek oluyordu.
Berlin, Viyana, Barselona gibi küçük tarihi kentlerin de dar sokakları nedeniyle Paris'le aynı kaderi paylaştığını belirten Pierre Pinon, tüm bu kentlerde benzer geniş cadde, bulvar ve dairesel yol açma operasyonları yaşandığını söyledi.
Sonraki sayfada: Açılan cadde ve bulvarlar askeri amaçlara mı hizmet edecekti?