İBB Şehir Tiyatroları Beyoğlu Sahnesi Yarışması Kolokyumu'nda Neler Oldu?

mimarizm.com / 13 Ağustos 2008

"Birinci proje mükemmel olduğu için seçildi"

Kolokyuma hakim olan hararetli tartışma ortamı, yerini tekrar yarışmanın en can alıcı noktalarından olan 49'uncu parsel sorununa bırakırken, Arzu Çetin Dursun'un açıklamalarını yeterli bulmayan izleyiciler, yine yarışmanın ‘soru-cevap' kısmında dile getirilen bir maddeye istinaden sorular yönelttiler. Tescilli Beyoğlu Vergi Dairesi'nin bulunduğu parselin mülkiyetinin kimseyi ilgilendirmeyeceği şeklinde verilen bir cevabın hatırlatılması üzerine izleyiciler, "Geçiş başka, kullanmak başka!", "49'uncu parsel varken bir binayı gömmek başka, yokken başka!" şeklinde itirazlarda bulundular. Seçilen proje üzerinde yoğunlaşan eleştiriler üzerine jüri başkanı Gürel'in "Birinci proje mükemmel olduğu için seçildi" şeklindeki açıklaması, kolokyumun gerilimini daha da tırmandırdı. Gürel'e gelen ilk cevap ise, Mert Eyiler'dendi: "Bu yarışmanın üst-başlığı tutarsızlık olmalı!"



Eyiler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Madem mükemmel proje aranıyordu, o zaman neden yarışma uluslararası ve çift kademeli değil de ulusal ve tek kademeli olarak düzenlendi?" Yine şartnamenin katılığını ve jürinin ona karşı teslimiyetçi tutumunu eleştiren Eyiler'den sonra yine söz alan Orhan Alkaya, kolokyumun başından beri sürdürdüğü ılımlı tavrını bir miktar sertleştirerek, tüm şehrin yakın tarihte yapılmış cahilce sanat binaları ile dolu olduğuna dikkat çekti. Alkaya şunları ekledi: "Burada atılan adımın büyüklüğünü küçümsemeyin! İstanbul'un en değerli noktalarından birinde, her kesimden görüş alınarak düzenlenen bir yarışma, eşik atlamak demektir..."



Son olarak yarışmanın teknik zorluğuna getirilen eleştirilere sonuna kadar hak verdiğini bir kez daha belirten Alkaya'ya cevap yine izleyicilerden geldi. Turgut Alton'un, kimsenin teknik istekleri göz önüne almadığı dolayısıyla şartnameyi de ciddiye almadığı şeklindeki yorumuna da cevap teşkil eden yorum, ikinci mansiyon sahibi Ece Ceylan Baba'dan geldi. Kendi projelerin başından itibaren danışmanlar ile birlikte yürütüldüğünü ve son anda imzalatılmış raporlara karşı olduğunu söyleyen Baba'nın "40 metrelik bir salonu akustik imkansız kılarsa nasıl 25 metreye çekeceksiniz?" sorusu, Alton tarafından "Kolaylıkla" denilerek geçiştirildi. Yarışmacılardan Hatice Özer ise, Türkiye'de yarışmacıların daima risk aldığını altını çizerek, bu tedirginliğin büyük bir yük olduğunu dile getirdi. Bir tiyatro salonunun 40 metreden 25'e düştüğünde oranlarının nasıl değişeceği konusunda tüm jürinin saatlerce ders verebileceği berliten Özer'in, en can alıcı eleştirisi ise şu yöndeydi: "Burada alınan risk, yani farklı arsalarda yarışmanın yarattığı fırsat eşitsizliği bize reva görülmemeliydi."



Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :