Tarih Vakfı tarafından yayımlanan İlhan Tekeli Toplu Eserleri'nin 25'inci ve son kitabı olan "İstanbul'un Planlanmasının ve Gelişmesinin Öyküsü", kitabın tanıtımı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında okuyucularla buluştu. Eşsiz bir mozaiğe sahip, yüzyıllara ait bir kültür kentinin bugün, uygarlığın tam eşiğinde geldiği noktayı anlatan kitap, İstanbul'un dev bir sanayi kentinden, çokmerkezli bir kentsel bölgeye dönüşümünün aşamalarını aktarıyor.
Osmanlı'nın son dönemlerindeki 'utangaç modernite'den Cumhuriyet'in 'radikal ve popülist modernitesi'ne geçiş sürecinde, 19. yüzyıldan günümüze İstanbul'un gelişimini ve bu gelişmede planlamanın rolünü betimlemeye çalışan Prof. İlhan Tekeli'nin, "İstanbul'un Planlanmasının ve Gelişmesinin Öyküsü" adlı kitabı, Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafından yayınlandı.
Geçmişten bugüne Türkiye'deki kent planlama dinamiğine İstanbul özelinde ışık tutan kitap, İstanbul'un kent yönetimi ve planlamasındaki gelişmelerden bahsederken, aynı zamanda dünya kenti olma yolunda kaydedilen başarı ve başarısızlıkları da irdeliyor.
İstanbul'un bir kültür odağı olarak aynı anda yaşadığı küreselleşme ve yerelleşme süreçlerinin sorgulandığı kitapta, 'yerel'in nasıl yeniden tanımlandığı , atılan adımlar ve yasal düzenlemeler sonunda gelecekte ne tür sorunların ortaya çıkabileceği, kent planlaması ve yapılanması doğrultusunda daha iyiye nasıl gidilebileceği, İstanbul'u yeniden kazanma sürecinde düşünülmesi gereken en temel sorular olarak karşımıza çıkıyor.
"İstanbul'un Planlanmasının ve Gelişmesinin Öyküsü", tarihçiliğin, antropoloji, dilbilim ve kültürel incelemeler gibi dallarla desteklenerek disiplinlerarası niteliğinin artmasına da güncel bir örnek.
Peki şimdi ne yapmalı'yı yanıtlamak plancı için zor ve riskli
Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde kentlerin yaşadığı dönüşüm ile, demokrasi ve yönetim konusundaki anlayış paralelinde İstanbul'un planlamasına farklı bir bakış açısı sunan Prof. İlhan Tekeli, kitabın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada dostlarına ve kendisini bu süreçte destekleyenlere teşekkür ederek şunları söyledi:
"Bir plancının sosyal bilimle ilişkisi çok farklıdır ve yaratıcı bir nitelik taşır. Ancak 'Peki ya şimdi ne yapmalı?' sorusuna yanıt vermek ve bunu eylemde bir başarıyla bütünleştirmek, plancı için oldukça çok zor ve riskli bir şeydir. Plancı pozisyonundan sosyal bilim yapmak ve bunu eyleme dönüştürmek size büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bu nedenle analizlerinizde o soruyu düşünerek hareket etmek, toplumla ilişkilerinizi adil olarak kurmak zorundasınız. Dolayısıyla bu son ciltte toplanan raporlar, makaleler ve planların toplumla ilişkilerimizin karmaşıklığını gösterdiğini, fakat bütünlük içinde her birinin bir anlamı olduğunu düşünüyorum ve bu bütüncül yaklaşım doğrultusunda ortaya çıkan yaratıcı pozisyonun da Türkiye plancıları için geleceğe dönük çalışmalarda oldukça faydalı olabileceğini düşünüyorum."