Katmandu'nun Ruhu Betonların Arasında Sıkıştı!
Filiz YAVUZ
/ 17 Şubat 2010
Ortaçağ tapınakları ve kraliyet saraylarıyla ünlü Nepal'in tarihi başkenti Katmandu, ruhunu korumaya çalışıyor! Kendine özgü mimarisi nedeniyle hala ziyaretçi akınına uğrasa da kent, beton yapılar tarafından çoktan kuşatıldı bile! Kuşatmaya karşı çıkanların başında ise Nepalli mimar Rabindra Puri geliyor. Puri, betonun egemenliğine karşı çıkarak geleneksel mimariyi korumaya çalışıyor.
Özsüz binalar!
İki yıllığına gittiği Avrupa'dan 1995 yılında dönen Puri, daha kente adımını atar atmaz adeta beyninden vurulduğunu söylüyor. AFP muhabiri Subel Bhandari'ye konuşan 40 yaşındaki mimar şöyle diyor:
"Döndüğümde bir sürü beton binayı görünce kalbim ağladı, çünkü bu binalar çirkindiler ve özleri yoktu."
Çiftlik evi restorasyonu ile gelen UNESCO ödülü
Puri, içindeki geleneksel Nepal mimarisini koruma tutkusu ilk kez Katmandu'nun bitişiğindeki tarihi kent Patan'da bir tarihi bina restorasyonu projesinde çalışırken oluştuğunu belirtiyor. Bu tutku nedeniyle de Avrupa'dan dönüşünün 4. yılında bütün arkadaşlarını şaşkınlık içinde bırakarak, yüksek maaşlı işinden ayrılıp Alman Hükümeti Kalkınma Ajansı ile birlikte tarihi binaların restorasyonu üzerine çalışmaya başladığını anlatıyor.
Restore edilmeden önce
İlk iş olarak Katmandu'nun 13 km doğusundaki Bhaktapur'da 150 yaşında, harap olmuş bir çiftlik evini restore eden Puri, geleneksel mimarinin klasik bir örneği olan bu evin restorasyonu ile 1999 yılında "UNESCO Asya Pasifik Kültür Mirası Ödülü"nü kazanarak UNESCO ödülünü kazanan ilk Nepalli mimar ünvanını alıyor. Jüri, Rubi'nin Nepal genelinde benzer yapıların korunmasının yolunu açtığı için ödüle layık görüldüğünü ifade ediyor.
Newars mimarisinin - Katmandu vadisinin yerli halkı olan Newarslar çarpıcı tuğla çalışmaları ve ahşap oymacılığının eşsiz formları ile ünlüdür - klasik bir örneği olan çiftlik evi şimdilerde müze işlevinin yanı sıra modern mutfak ekipmanları ve banyosuyla Puri'nin stüdyosu olarak da hizmet veriyor.
Restore edildikten sonra
Modern mi yoksa geleneksel mi?
Rusya'da ve Hindistan'da çalışan Nepalli mimarların ve mühendislerin 1960'larda geri döndüklerinde kendilerini kanıtlamak için geleneksel mimarinin yeteri kadar güçlü olmadığını ve ayrıca pahalı olduğunu söylemeye başladıklarını ifade eden Puri, kendisinin edindiği tecrübelerin bu söylemin tam tersi olduğunu da söylemeden geçemiyor.
Puri'ye göre geleneksel binaların yüksek binalara oranla deprem dayanıklılığı daha fazla olduğunu vurgulayarak, "Kent merkezinde 15 dereceye kadar eğilmiş pek çok geleneksel ev görebilirsiniz, fakat bu evler ayaktadır. Oysa modern binalar genellikle 5 derecelik bir eğime bile dayanamazlar. Ayrıca geleneksel bir evde yaşamanın diğer bir avantajı ise evin içinin kışın sıcak yazın soğuk olmasıdır" şeklinde konuşuyor.
Yeni binaların, özellikle Katmandulu zengin elitler arasında çok popüler olduğunu ifade eden Puri, Nepal kültürüne hayli yabancı olan bu binaları "küstah" bulduğunu dile getiriyor.
Tüm şehri restore etmek…
1999 yılından bu yana 35 proje üzerinde çalışan Nepalli mimar başarısının sırrının mümkün olduğunca orijinal malzeme kullanmasında gizli olduğunu dile getirerek şöyle diyor:
"Korumanın temel prensibi restorasyon esnasında geleneksel metotlar kullanmak ve küçük değişiklikler yapmaktır. Gerçekten gerekmedikçe hiç bir şeye zarar vermezsiniz."
Puri geçtiğimiz yıl kendi adına bir vakıf kurdu ve şimdi bu vakıf çatısı altında bütün kentin restorasyonu gibi iddialı projeler üzerinde düşünüyor ve hatırlatmadan da geçmiyor: Pek çok kentte, pek çok insan geleneksel kıyafetler ya da geleneksel çalgılar için para harcarken, ona göre aslında bu tip bir yaşamın yolu böyle tarihi kentleri korumaktan geçiyor.
Haber, AFP'den derlenmiştir.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın