Konuşulamayana Doğru Bir Adım
Filiz Yavuz / E. Seda Kayim
/ 30 Haziran 2008
"Sivri" çağrı metni etrafında katılımcıları biraraya getiren atölye çalışması Proje Dikdörtgen dün (29 Haziran 2008) sona erdi. Yapı-Endüstri Merkezi (YEM), Garanti Galeri ve Osmanlı Bankası Müzesi'nin desteğiyle gerçekleştirilen çalışmanın son gününde, proje teslim heyecanı vardı.
Atölyenin düzenleyicileri olan İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden Hakkı Yırtıcı ve İlke Tekin, atölyenin son gününde atölye sürecine dair sorularımızı yanıtladılar.
Atölye süreci nasıl geçti? Atölye çalışması beklentilerinizi karşıladı mı?
İlke Tekin: Atölye büyük ölçüde beklentilerimizi karşıladı. 20 civarında iş çıktı. Fakat bu sayı sergiye kadar daha da artar, diye tahmin ediyoruz.
Hakkı Yırtıcı: Atölye süresince konuştuk, tartıştık, eleştirdik, çalıştık. Fakat insanların kafasında "Nasıl değiştireceğiz?" gibi bir soru vardı. Bu çok pragmatist bir yaklaşım. Bu atölyede yapılan çalışmalar ile her şey hemen değişmeyecek. Değişim bir süreç ve mücadele işi. Ama bu atölyede, en azından gündelik hayattaki sıkıntılarımızın arka planını konuşur hale geldik.
Atölyeye katılan kişilerin tek referansları metindi. Metin doğru anlaşılmış mı?
İlke Tekin: Metne bakıldığında dert ettiğimiz iki alan varmış gibi gözüküyor. Bunlardan biri mimarlık eğitimine ilişkin sorunlar ikincisi de alt yapı - üst yapı ilişkileri. Bunlar elbette birbirinden bağımsız değil. Ama atölyeden çıkan işler daha çok eğitimin sorunlarına dair. Bu bir anlamda doğal çünkü alt yapı – üst yapı ilişkisi için çok okumak ve düşünmek gerek. Sergiye kadar bu konu üzerine de projelerin çıkacağını düşünüyorum.
Hakkı Yırtıcı: İnsanlar masanın üstündeki nesneleri çok çabuk görüyorlar, ama o nesnelerih nasıl bir zeminde durduğunu görmekte zorlanıyorlar. Yani masayı göremiyorlar. Fakat eğitimin sorunları daha görünür durumda. Zaten dilsizleştirilmiş bir alandan söz ediyoruz ve iki haftada bu alanı konuşulur kılmak çok zor. Fakat ben de sergi sürecinde bu dilsizliğin biraz daha kırılacağını düşünüyorum.
Hakkı Yırtıcı, İlke Tekin
Önceki söyleşimizde, bu alanı konuşulur kılmak için ortak bir dil yaratmaktan söz etmiştiniz. Ve dil yaratmanın da en önemli aracının "sözlük" olduğunu ifade etmiştiniz. Sözlük çalışmaları nasıl gidiyor?
İlke Tekin: Grupların kendi kavramlarını ortaya çıkarmasıyla birlikte sözlük çalışmalarına başladık.
Hakkı Yırtıcı: Atölyenin genel sözlüğünde, her ekibin çalışmalarına göre oluşturduğu kendi kavramları olacak. Boşlukları ise metinle bağlantılı olarak bizler tamamlayacağız. Atölye dışındaki, konusunda yetkin olanlardan da yardım istemeyi düşünüyoruz. Sonuçta sözlük oluşturmak çok iddialı, fakat bu alanı konuşulabilir kılmak için çok önemli bir proje.
Atölyeden sonraki adım olan sergi çalışmaları için nasıl bir yöntem belirlediniz?
Hakkı Yırtıcı: Atölye sürecinde dört defa ara sunum yaptığımız için herkesin fikri ana hatlarıyla oluştu. Yani yaz boyu kırk kişinin bir araya gelmesine gerek kalmadı. O yüzden çalışmaları daha da şekillendirebilmek için randevu sitemi ile çalışmaya karar verdik. Çalışma ritimlerimize bağlı olarak ekiplerle buluşacağız.
İlke Tekin: Bazı başlıkları herkes farklı okuyor, farklı anlıyor. O zaman aynı şey üzerine konuşmamış, aynı şey üzerine tartışmamış oluyoruz. O yüzden ayrı ayrı görüşmek verimi biraz daha arttıracak diye düşünüyorum.
Söylemek istediğiniz başka bir şey?
Hakkı Yırtıcı: Bizi destekleyen YEM'e, Garati Galeri'ye ve Osmanlı Bankası Müzesi'ne çok teşekkür ederiz.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın