Mimar Koca Sinan, ölümünün 423. yılında tüm yurtta etkinliklerle anıldı. Edirne'de düzenlenen anma etkinlikleri kapsamında, "Bulgaristan'daki Osmanlı Mimari Mirası ve Filibe Çifte Hamam" sergisi ile "Yabancı Gözüyle Balkanlar'daki Osmanlı Mimari Mirası" temalı bir sempozyum gerçekleştirildi.
Mimar Koca Sinan Edirne'de etkinliklerle anıldı. Edirne Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Mimarlar Odası Temsilciliği işbirliğinde düzenlenen etkinlik dizisi, 8 Nisan akşamı gerçekleşen "Bulgaristan'daki Osmanlı Mimari Mirası ve Filibe Çifte Hamam" sergisi ile başladı.
9 Nisan 2011 Cumartesi günü, Doğan Hasol'un moderatörlüğünde gerçekleşen "Yabancı Gözüyle Balkanlar'daki Osmanlı Mimari Mirası" başlıklı sempozyuma konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Emil Momchilov (Bulgaristan) ve Prof. Dr. Anca Bratuleanu (Romanya), Osmanlı mimarlığının ülkelerindeki mimarlık pratiği üzerindeki etkisini örnekler üzerinden paylaştılar. Sempozyumun üçüncü ve son konuşmacısı ise, etkinliğe Yunanistan'dan katılan Doç.Dr. Nikolaos Lianos idi. Lianos'un, "Yunanistan'daki Osmanlı Dönemi Mimarlık Mirasını ve Korunması" adlı sunumunu takiben, soru-cevap oturumu ile son bulan sempozyumun ardından, Mimar Sinan anıtı ziyaret edilerek, anıta Mimarlar Odası çelengi konuldu.
MO'dan Koca Sinan'a ve yarattığı eşsiz değerlere sahip çıkma çağrısı
Mimar Sinan'ın 423. ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma etkinlikleri çerçevesinde, TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi de her sene olduğu gibi bir bildiri yayımladı. Oda'nın 2011 yılı Mimar Sinan bildirisinde, taklitçi anlayışın ürünü olarak şekillenen tarihi yapı kopyaları; kentsel ve kültürel dokunun yok edilmesine neden olan "yenileme" çalışmaları; AKM ve Haydarpaşa Garı gibi kültür mekanlarına ve varlıklarına yönelik sistemli yok etme çabaları ve "TOKİ mimarlığı" uygulamaları "Sinan'a saygısızlık" şeklinde nitelenerek ülke yöneticileri, yerel yönetimler, yatırımcılar ve ilgili kesimler kentlerimize, Koca Sinan'a ve yarattığı eşsiz değerlere sahip çıkmaya davet edildi.
Basın bildirisinin tam metni ise şöyle:
Mimar Sinan'ı 423. ölüm yıldönümü nedeniyle, Mimarlar Odası'nın tüm birimleriyle birlikte gelenekselleşmiş anma etkinlikleri çerçevesinde, 9 Nisan 2011 Cumartesi günü, saat 11.00'da Süleymaniye Külliyesi'ndeki mezarı başında saygıyla anıyoruz. Takip eden hafta boyunca ise Mimarlar Odası'nın tüm birimleri, kentlerinde çok sayıda ulusal ve uluslararası etkinlik düzenliyorlar.
Mimarlar Odası, her iki yılda bir Ulusal Mimarlık Ödülleri kapsamında mimarlık alanında önemli yapıtlara imza atmış ve meslek etiğine bağlı, deneyimli meslektaşlarımızı Mimar Sinan'ın adını taşıyan "Sinan Ödülü" ile onurlandırmaktadır.
Anıtsal yapıtlarıyla "Geçti bu demde cihandan pir-i mimaran-ı Sinan" nitelemesini hak eden "Koca Sinan" için ne kadar şey yapılsa azdır.
Anadolu'dan Balkanlar'a uzanan geniş bir coğrafyada çok sayıda "duru, yalın, dolgun kitleler üzerinde dengelenen ana kubbe ve kubbecikler dizgesini kuran, mühendislik yeteneği ile mimarlık zarafetini bütünleştiren" büyük ustanın eserleri, bulunduğu kentlere siluet, estetik, sanat ve kimlik değerleri katmıştır. Yarattığı eserleri çevresiyle, doğayla ve insanla barışık bir yapılaşmanın görkemli anıtsal örnekleri olarak mimarlığın evrensel değerleriyle buluşmuştur. Günümüzde dahi bu yapıtlar, bulundukları kentleri biçimlendirmekte, yaşamımızı etkilemekte ve mimari nitelikleri nedeniyle bilimsel araştırmaların ilgi odağında yer almaktadırlar.
Sinan'ın kendi çağından günümüze verdiği mesajı doğru anlamak ve bundan dersler çıkarmak ona ve mimarlığa olan borcumuzun bir gereğidir. Ülkemizde neo-Osmanlıcılığın ideolojik olarak dayatıldığı bir ortamda, "tarihî yapıtların kopyalarını yapmak, biçimlerini sürdürmek" şeklinde tanımlanabilecek, özellikle kamu eliyle yapılaşmalar gündeme getirilmekte ve uygulanmaktadır. Bu yaklaşımla esas olarak, Sinan'ın akılcı mimari anlayışının özünü oluşturan araştırma, öğrenme, anlama, çağdaş bir mimari yaratma, sürekli olarak kendini aşma çabaları anlaşılmamakta ve kentsel kirlilik oluşturan çağdışı kopyalamalarla tarihe ve Sinan'a saygısızlık yapılmaktadır.
Son yıllarda yapılan veya yapılmakta olan adliye binaları, okullar, çeşitli devlet binaları, ulaşım yapıları bu "taklitçi" anlayışın ürünü olarak şekillenmektedirler. En son olarak ise, Sinan'ın ustalık dönemi eseri Edirne'deki Selimiye Camisi'nin bir kopyasının, İstanbul Ataşehir'de başbakan tarafından temeli atılarak yapılmaya başlanması "mimarlık karşıtı" bu yaklaşımın geldiği aşama bakımından "ibret verici" olarak değerlendirilmektedir.
Ne yazık ki, Sinan'a ve yarattıklarına saygısızlık, sadece "taklitçi" dayatmalarla sınırlı kalmamakta, bütün kentleşme ve yapılaşma alanlarında egemen olan "rantçı" anlayışın çeşitli örnekleri ile de yaşanmaktadır.
Tarihî kent merkezlerinde 5366 sayılı Yasa ile dayatılan kent dokusunun, kültür varlıklarının yok edilmesine neden olan "yenileme" adındaki çalışmalar başka büyük bir saygısızlık örneği oluşturmaktadırlar. Bu kapsamda İstanbul'da Tarlabaşı, Sulukule, Balat gibi tarihî mahalleler ile diğer kimi kentlerimizdeki "yenileme alanı" ilan edilen mahalleler yağmalanmaktadır.
Kültür mekânlarına yönelik başta AKM, tarihî sinemalar, tiyatro binaları olmak üzere sistemli bir şekilde yok etme çabaları, Haydarpaşa Garı gibi kültür varlıklarının yakılması, "kültürel değerlerden ve gelişimden uzak" bir "yağmacı kentleşme politikalarının hezeyanları" olarak yansımaktadır.
Kentlerin kimlik değerlerini, siluetini ezen yapılaşmalar, estetikten yoksun, planlamayı dışlayan "TOKİ mimarlığı" uygulamaları, kıyılara yönelik girişimler, kent merkezlerindeki AVM'ler, depreme karşı hazırlıkların tavsanması, Cumhuriyet dönemi mimarlığının karşı karşıya kaldığı riskler ve daha pek çok örnekten söz edebiliriz…
Yine bir "Sinan'ı anma günü" nedeniyle süreçten sorumlu olanlar "mimarlık ve kentleşme" adına tıpkı geçmişte yaptıkları gibi "nutuklar" atacaklar, Sinan'a övgüler yapacaklar. Ya sonra yine "nerede kalmıştık" denilerek aynı yanlışlara devam mı edilecek?
Mimarlar Odası olarak, büyük ustayı ölüm yıldönümü nedeniyle saygıyla anarken, "Sinan'a saygısızlık" şeklinde nitelediğimiz tüm bu mimarlık ve kentleşme yanlışları artık tekrarlanmasın ve yeniden bir kez daha birlikte düşünelim istiyoruz. Bu kapsamda ülke yöneticilerini, yerel yönetimleri, yatırımcıları ve ilgili tüm kesimleri kentlerimize, Koca Sinan'a ve yarattığı eşsiz değerlere sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB MİMARLAR ODASI