Osmanlı'dan Günümüze Ulusalcılık, Mimari-Politik ve Mimar Müellifin Değişe(meye)n Yüzü

mimarizm.com / E. Seda KAYIM / 05 Haziran 2009



ODTÜ Mimarlık Fakültesi'nden Elvan Altan Ergut ise "Ulusalcılığın Çeşitlenen Yüzleri ve Mimarlık" başlıklı sunuşunda ulusalcı ideolojinin homojen, bütüncel bir kimlik atfettiği mimarlık üretimlerinin belli başlı örneklerinin derlenerek paketlendiğini aktardı. Ulusalcı mimarlıkta biçimsel bir arayış ve sınıflandırmanın "ortak bir geçmiş hayalinden köklenen ortak bi kültür inşası" vasıtası ile oluşturulduğunu dile getiren Ergut, bu süreçte söz konusu "kökler"in seçildiğini, ancak kimin, neden bu seçmeceyi gerçekleştirdiği sorusunun sorulmadığını ekledi. Ulusalcı mimarlığın sadece üslubunun değil, söylem ve uygulamasının da irdelenmesi gerektiğini vurgulayan Ergut, Türkiye'de ise modernist anlayıştan klasist anlayışa geçişte Almanya'nın etkisinin yadsınamayacağını belirtti. Ergut sunumunu Türkiye'de 1930-40 aralığında ulusalcı anlayışla gerçekleştirilmiş mimarlık sergilerinden örnekler ile noktaladı.



Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Ahmet Ersoy'un "Osmanlıcılık Ekseninde Tarih Kurguları ve Mimari" başlıklı serbest ve esprili sunumu, geç Osmanlı dünyasında romantik, tarihselci bir entelektüel kimlik projesi talebi üzerineydi. Ersoy, Osmanlıcılık ve Türkçülük arasında sorunsuz bir çizgi tahayyül etmenin çok problemli olduğunu ve bu iki toplumsallığın tamamen farklı kimlik kurguları olduğunu dile getirdi. "Osmanlı ulusalcılığı" yerine "Osmanlı milliyetçiliği" tanımını yeğleyen, ancak tanzimat sonrası için bu kavramın da problemli olmasından ötürü "Osmanlıcılık" kavramını tercih eden Ersoy, tüm Osmanlı tebaasını kapsayan, Osmanlı imparatorluğunun kurulmasını dahi içine alan "bir başarı öyküsü" olarak tasarlanan "Osmanlıcılık kimlik projesi"nin batı endeksli ve tutarlı bir mimarlık dili inşasını da beraberinde getirdiğini söyledi. Balyan Ailesi'nin mimari faaliyetlerinin bu projenin bir örneği olduğunu belirten Ersoy, "Avrupa" kökenli mimari elemanları 18. yy. sahil saraylarına referans veren geleneksel bir kurgu içinde kullanan Balyanlar'ın Dolmabahçe Sarayı'nın oryantalist fantezi içinde kendine yer bulmasının da tesadüfi olmayacağını dile getirdi.

İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :