Giriş holündeki ikinci cam cephe ile cam düzlemin sürekliliğini sağladıklarına dikkat çeken Han Tümertekin, yapılan yeni müdahalelerin görünür kılınması amacıyla, yeni dolaşım sistemi ile diğer eklentilerin (restoran, kitap satış birimi vs) özellikle vurgulandığını not düştü.Ek binadaki tavrın ana binadakinden farklı olduğuna dikkat çeken Tümertekin, ek binadaki deforme alanların ayıklanarak temiz sergi hacimlerine dönüştürüldüğünü söyledi. Tümertekin, SALT Galata projesinin kendisini zorlayıp zorlamadığı sorusuna ise şu cevabı verdi:
"Projeye başlarken romantikliğe varan bir hissetme sürecim oluyor"
"Hemen tasarıma başlayabilen birisi değilim. Araştırmaya zaman ayırmayı seviyorum. Romantikliğe varan bir hissetme sürecim var. Çok kez onarım geçirmiş, içinde farklı dönemlerde yapılmış ekler ve düzenlemeler bulunan SALT Galata binasının mevcut halini tanımlayan rölöve çalışmalarının ardından, restorasyon ve restitüsyon projelerini, eldeki en doğru kayıtlara göre oluşturduk. Yeniden işlevlendirme projelerini de yeni kullanıcı istekleri doğrultusunda gerçekleştirdik.
Zorlanma konusuna gelince, bunun tüm projeler için geçerli bir durum olduğunu söyleyebilirim. 'Ya bu sefere başarılı olamazsam?' korkusu hep var. SALT Galata'da, yapacağımız müdahalelerin binaya hakim olması kaçınmamız gereken bir zorluktu örneğin."
Han Tümertekin, SALT Galata'yı gezdirirken. Restorandan görünüm...
Farklı tasarım pratikleri ile çalışmanın projenin genelini nasıl etkilediği yönündeki soruyu ise Tümertekin, "Her bir tasarım pratiği kendi tuşeleri ile mekândaki duyguları yükselten bir tavır izledi" yanıtını verdi.
"Türkiye mimarlığını arşivlemenin ötesinde, projede görünür kılmayı amaçladık"
Aynı soruya diğer bir yanıt ise SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun'dan geldi. Günümüzde 'yıldız mimar'ların tüm projeyi üstlenme eğiliminde olduğunu ifade eden Kortun, Han Tümertekin'in, kolektif çalışmaya olanak sağlayan bir mimar olarak projeye önemli bir katkıda bulunduğunu vurguladı.
SALT'ın aynı zamanda Türkiye mimarlığı üzerine araştırmalar yürttüğünü de söyleyen Kortun, bu anlamda mimari duruş kadar uygulamada da güncel üretimi destekleyecek bir tavır sergilemenin gerekliliğini vurguladı. Kortun, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu projedeki her şey 'made in Turkey'. Arşivlemenin yanı sıra uygulamada da bu yolu izlemeye çalıştık. Parçalı düzenleme fikri, yani farklı tasarımcılar ile çalışmak bizim için önemliydi, çünkü her şey tek elden çıkınca 'kurumsal' bir hal alıyor. SALT Galata; entegre olduğu kadar birbiriyle çatışma halindeki tasarım bölgelerinin bir araya gelmesinden oluşuyor."
Sonraki sayfada: SALT Galata'da imzası olan pratikler ve işlerinden örnekler >>>