Mimar-sanat eleştirmeni Ali Artun, sanat ve emlak arasındaki ilginç bağlantıya dikkat çekerken, sanatın pazarlama aracı olarak kullanılmasının, sanatı da sanatçıyı da ortadan kaldırdığını vurguladı.
İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İSMD) tarafından Kalebodur'un katkılarıyla düzenlenen 'Mimarlar Bu Ay Neyi Konuşuyor?' toplantılarının 2014'teki ilk konuğu, mimar ve sanat eleştirmeni Ali Artun'du. 'Sanat Emlak Karması' başlıklı sunumunda, sanat-emlak arasındaki ilginç bağlantıya dikkat çeken Artun, gayrimenkul yatırımcılarının sanatı bir pazarlama aracı olarak kullanış biçimini anlattı; sanatın araçsallaştırılmasının, sanatın anlamını da değiştirdiğini vurguladı.
Sanat-emlak ilişkisinin belirginleşmesinin 2. Dünya Savaşı sonrasında New York'ta başladığını ve dönemin ekonomik gelişimi içinde önemli bir yer tutan inşaat ve emlak piyasasının sanatın itici gücü olduğunu anlatan Ali Artun, İstanbul'da ise bunun tam tersinin yaşandığını; sanatın, emlak piyasasını ve rantı ateşlemek için kullanıldığını örnekleriyle aktardı.
Sanattan 'yaşam' bulan projeler hangileri?
"Sanat ve emlak arasında gayet mahrem ilişkiler yaşanıyor" diyen Artun, bu ilişkilerin gün geçtikçe şiddetlendiğine dikkat çekerek, bu süreçte yaşanan metamorfozun iki tarafın da varlığına son verdiğini vurguladı. Artun, İstanbul'daki gayrimenkul projelerinin 'sanat-hayat-emlak' birlikteliğine oynayan söyleminden örnekler sundu.
- Bu konudaki en atak projelerden birisi olan 42 Maslak, tamamen sanatla yaşayan bir proje olarak sunuluyor. 'Artful living' mottosuyla yola çıkan 42 Maslak, yaşamı sanatla zengileştirme iddiasında.
- Diğer bir büyük gayrimenkul şirketi Varyap, Şaşkınbakkal'da açtığı 'Varyap Yaşam ve Sanat Merkezi' ile sanat yatırımlarını yeni bir çağdaş sanat galerisiyle pekiştiriyor. Proje maketleri ve sanat eserlerinin birarada sergilendiği galeride, mimarlık ve sanat birlikte satılıyor. 'Yaşamın ve insanın en büyük değeri sanat eseridir' sloganıyla yola çıkan Varyap, aynı zamanda Contemporary Istanbul'a katılan firmalar arasında.
- Dumankaya Modern, modern sanat ile yaşamı biraraya getiren bir proje olarak sunuluyor. Modern sanatı kentsel mekana taşıyan Dumankaya Modern'de heykeltıraş Mehmet Aksoy'un projeye özel ürettiği eserler yer alıyor.
- Rixos Residences Bomonty ve Point Hotel ise, pazarlama stratejilerini sanat ile ilişkilendiren otel projeleri. Özellikle Point Hotel bu konuda bir vaka etüdü niteliğinde. Küratör Beral Madra'nın yönetiminde 265 çağdaş sanat eseri sipariş eden Point Otel, böylelikle bir emlak projesini müzeleştirmiş oluyor.
- Zorlu Center , sanat-emlak ilişkisinin en belirgin olarak ortaya çıktığı projelerin başında geliyor. Emlak projesinin kendisi 'çağdaş sanat merkezi' olarak sunulurken, 'İstanbul'u çağdaş sanatın başkenti yapacağız' ifadesi kullanılıyor. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi (Zorlu Center PSM), Contemporary Istanbul sanat fuarına sponsor olurken, İstanbul Bienali'ni ve diğer İKSV ekinliklerini de destekliyor. Ayrıca şu ana kadar Zorlu Center Yayınları'ndan çıkan kitapların tümü çağdaş sanat ile ilgili.
Lüksün sanat eserine dönüşmesinin müsebbibi; Koolhaas
Konuşmasında, her AVM'de sanat galerisi açılmasının yasa haline getirildiğini de hatırlatan Ali Artun, "AVM'ler kendini yaşam merkezi olarak tanıtıyor. Ütopya, 'hayata egemen olan sanat'ı savunurken; yaşadığımız süreçte hayat sanata egemen olarak, onu parçalıyor" dedi ve AVM ile moda dünyasını birleştiren 'lüks' kavramının, sanatı 'azami tüketim nesnesi'ne dönüştürdüğünü ekledi.
Lüks ürünlerin sanat eseri şeklinde sunulmasının Rem Koolhaas'ın Prada New York projesiyle başladığını söyleyen Ali Artun, sadece yatırım amaçlı üretilen lüks konut balonuna da dikkat çekti.
"Dinlenemeyen besteler, okunamayan şiirler düşünün!"
Bir simülsayon olarak üretilen emlağın, simülatif kent adacıkları yarattığını belirten Artun, şöyle devam etti:
"Sanat da hızla spekülatif bir varlığa dönüşüyor. Eserler henüz sergilenmeden el değiştirip, koleksiyonerin kasasına giriyor. Dinlenemeyen besteler, okunamayan şiirler düşünün! Bugün sanat, emlak ile birlikte özel bankacılığın en önemli ürünlerinden biri. Müzayede yoluyla alıcı bulan bazı eserler o kadar değerli ki, kimse bunu sigortalayamıyor. ABD'li bankalar bugün çok sayıda sanat eserinin hisselerini satıyor. İnsanların görmesi için yaratılan sanat eseri kamuya ulaşamıyor. Dolayısıyla amacını gerçekleştiremiyor. Bu durum sanatı da, sanatçıyı da ortadan kaldırıyor."
"Sanat, mimarlığın eklentisi haline geldi"
Sunumunun son bölümünde, sanat eksenli kentsel dönüşüme değinen Ali Artun, 'gentrification' (soylulaştırma) kavramının; New York SoHo'da Porto Rico'lu işçilerin çalıştığı imalathanelerin sanat galerisine dönüşmesiyle ortaya çıktığını söyledi. Çevrelerini dönüştüren sanat mekânlarına Tate Modern (Londra), Guggenheim Bilbao (Bilbao), MoMA Queens (New York) ve Centre Pompidou'yu (Paris) örnek veren Artun sözlerini şöyle tamamladı:
"Bilbao'nun müzeyle alakası yok, tamamen bir gösteri. Müzenin ana salonu olan Fish Gallery'e resim bile sığamaz. BMW motosikletlerini sanat eseri şeklinde sergileyen bir yer. Günümüzde görsellik ve imgesellik mimari gösterinin tekeline geçti. Sanat, mimarlığın eklentisi haline geldi. Bu mimarlığın anavatanı ise, Birleşik Arap Emirlikleri."