Sigrid Brell-Cokcan, seri özel üretime geçişle birlikte önemi giderek artan endüstriyel robotların, mimarlık ve diğer tasarım disiplinlerinin ilişkide olduğu sanayi kollarındaki kullanımından örnekler sundu.
Association for Robots in Architecture kurucusu mimar Sigrid Brell-Cokcan, İTÜ ev sahipliğinde düzenlenen Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu kapsamında, bu akşam (26 Haziran 2013) Yapı-Endüstri Merkezi'nde bir konferans verdi. Brell-Cokcan, "Tasarım Sektörü İçin Tak-Çalıştır Endüstriyel Robotlar" başlıklı konuşmasında, seri üretimden seri özel üretime geçişle birlikte önemi giderek artan endüstriyel robotlar ve robotik kolların, mimarlık ve diğer tasarım disiplinlerinin ilişkide olduğu sanayi kollarındaki kullanımından örnekler sundu.
Sunumunun başında, Johannes Brauman ile birlikte 2011 yılında kurdukları Association for Robots in Architecture hakkında bilgi veren Sigrid Brell-Cokcan, endüstriyel robotlar konusunda uygulamalı araştırmalar yürüten derneğin; eğitim, sanat, inşaat, havacılık, otomotiv, kompozit endüstrisi gibi farklı alanlarla işbirliğine gittiğini belirterek, son iki yıl içerisinde eş-başvuru ve araştırma ortağı olarak toplam 3,25 milyon Euro'luk proje hacmine ulaştığını not düştü.
Düzce Teknopark, Red Bull, KUKA, SplineTex için geliştirdikleri robotik programlamalardan örnekler sunan Sigrid Brell-Cokcan, Grasshopper yazılımı ile simüle edilen programların, endüstriyel robotlara doğrudan gönderilebilirdiğine dikkat çekti.
Tak-çalıştır fikrini aktarırken, metin temelli standart programlama ile modüler-görsel programlamayı karşılaştıran Brell-Cokcan, gerçek zamanlı görsel programlamanın, problemi anında görme ve müdahale etme olanağı sunduğunu vurguladı.
Metin temelli standart programlama:
Statik > Açıkça tanımlanmış, yer değiştirebilir parametreler (geometri, robot tipi, üretim stratejisi vb) içerir.
Modüler-görsel programlama:
Dinamik > Kod etkileşimli olarak tepki gösterir, tasarım simülasyonu ile akıcı etkileşim sağlanır (gerçek zamanlı eylem ve tepki).
Robotik modellemenin, projenin üretilmeye değer olup olmadığını ölçmek için iyi bir yöntem olduğunu belirten Sigrid Brell-Cokcan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Seri üretime dayalı sanayide böyle bir sorunu yoktu. Şu anda örneğin özel tasarım bir araba satın aldığınızda, koltuğunun da size özel olmasını istemek hakkınız. Robotik kollar, sıradan CNC makinaları veya CAD-CAM süreçlerinin çok ötesindeki işlemleri gerçekleştirilebiliyor. Yeni geometrilerin üretilmesini sağladığı gibi, yeni üretim süreçlerinin üretilmesine de imkan verdiği için, endüstriyel robotlar tasarım sektörü için giderek önem kazanıyor.
Robotların mimarlık ile ilişkisine gelince; mimarlar olarak ne kadar şey öğrenirsek o kadar iyi. Bu konu da öğrenmemiz gerekenler arasında. Fikir vermesi açısından, mezun olduğunda araba yerine robot almayı tercih eden öğrenciler olduğunu söyleyebilirim."
İTÜ Bilişim Anabilim Dalı Mimari Tasarımda Bilişim Lisansüstü Programı tarafından düzenlenen VII. Mimarlıkta Sayısal Tasarım Ulusal Sempozyumu, 27-28 Haziran'da İTÜ Taşkışla'da izlenebilir.