Planlamanın somut dünyasına dalmadan önce, beş duyuyu seferber ederek kenti algılamayı ve anlamayı hedefleyen MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Temel Tasarım Atölyesi, Fındıklı kampüsünün hemen girişindeki Mimar Sinan Salonu'nu kaplayan 'Kolidor' adlı enstalasyonunda 2013-2014 Güz Dönemi'nin kapsamlı bir özetini sunuyor bizlere...
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Fındıklı binasından, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'ne kadar olan güzergahı çalışan planlama öğrencileri, dönem sonu sergisinde, düzen-değişim-kaos kavramlarını yine bu güzergahı temel alarak soyutladılar. Toplamda 600'ü aşkın kolinin kullanıldığı 'Kolidor' adlı enstalasyon, öğrenilen teknikleri uygulamanın yanısıra, atölye süresince yapılan felsefi tartışmaların anafikrini de aktarıyor üçüncü boyuta...
Kolidor sergisinin hazırlık sürecini ve arkaplanını, atölye yürütücüleri Yrd. Doç. Dr.Kevser Üstündağ, Ar. Gör. Ahmetcan Alpan ve Ar. Gör. Barış Göğüş aktardı.
Soldan sağa: Ahmetcan Alpan, Kevser Üstündağ, Ömer Devrim Aksoyak, Derya Altıner, Barış Göğüş
Algısal bir deneyim paylaşımı...
MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nün birinci sınıflara yönelik Temel Tasarım Atölyesi'nde, gençlerin kente bakmalarını, görmelerini, onu algılamalarını ve ifade etmelerini temel alan bir eğitim veriliyor. Noktadan başlayıp kent ölçeğine varan bir tasarım süreci izleniyor.
Planlamanın diğer disiplinler ile ne kadar yakın olduğu; renkle, maketle, fotoğraf algısıyla, bakış açılarıyla, malzemeyle ne kadar iç içe olması gerektiği ve plancının bu süreçteki rolü keşfettirilmeye çalışılıyor.
Kolidor sergisinde yer alan çalışmalar da kentin algılanmasıyla ilgili bir deneyim paylaşımı. Güz Dönemi'nin son üç haftasında programlanan sergi çalışması öncesinde, 14 hafta boyunca verilen problemlerle bu sürecin temelleri oluşturuldu.
Tasarımı üçüncü boyuta taşımak maliyetli bir şey. Bizim için özellikle yeniden kullanılabilir malzemelerin seçilmesi önemliydi. Kentin yeniden kullanılabilir malzemelerini kullanmak ilk hedefimizdi. Daha önceki çalışmalarda da hep okulda bulduğumuz malzemelerle yola çıkmaya çalıştık. Şekerpınar Kağıtçılık, eğitime destek olmak açısından projeyi desteklemeyi kabul etti. O zaman da son üç haftada gelişen bu fikrin mekanda bu boyuta gelmesi kolay oldu. Yaklaşık 600 koli kullandık. Bir kamyon dolusu koli okula taşındı. Öncesinde bir deneme daha yapmıştık. Her öğrenci üç koli getirmişti. Onlar da projenin parçası oldu. Ama o sayıda kalsaydık bu kadar güçlü bir ifade yakalayamayacaktık.
Kutuların boyutu da önemliydi. Öğrenciler, kendilerini bir birim olarak tanımladıkları için, etraflarındaki aşamayacakları duvarların kendilerinden daha uzun olmasını istediler. Maketin bazı noktalarda inişler ve çıkışlar var. Hepsi düzenin bir parçası ve her birinin farklı bir karakteri var. Bu durum, MSGSÜ'nün çok farklı karakterleri yan yana getirmesiyle ilişkilendirildi. Kaosta kullanılan renklerin çeşitliliği de yine farklı bilinçteki insanların yan yana gelerek sistemin bir parçası oluşuna işaret ediyor.
'Kenti hissetmeden onu çözemezsin'
Atölyenin sonuç ürünlerinin enstalasyona dönüşmesi, son iki yıldır gerçekleşen bir durum. Öğrencilerin ürettikleri tasarımı 1:1 ölçekte algılamaları önemli çünkü kenti hissetmeden, kente dair ipuçlarını kağıt üzerinde çözmeleri mümkün değil. Bunu birinci sınıftan keşfetmeleri gerekiyor. Aksi halde yeniden tasarlama, müdahale etme ya da planlama süreci başlayamaz.
Temel Tasarım'a soyutlamadan başlandığı için öğrenciler, onun ardından gelen somutlamanın çok daha zor bir süreç olduğunu 4 yıl boyunca yeniden keşfediyor. Soyutlama, düşünce biçimlerinde sorgulamaya, yaratıcılığa ve alternatif üretmeye yönelik yeni keşifler yapmalarını sağlıyor. O zaman da kendilerini çok iyi tanımaları gerekiyor.
Birinci kriter, farkındalık yaratmak. Öğrenci, somutlaştıramadığı hiçbir şeyi soyutlaştıramıyor. Bu nedenle kavramlar çok önemli. Öncelikle mekânı kavramsallaştırıp ipuçlarını yakaladıktan sonra, ona dair bir şey söylemeliyiz. Yoksa üçüncü boyutta dokunamadığımız hiçbir şeye müdahale etme şansımız olmaz.
Kavramsal altyapı: Düzen - Değişim - Kaos
Kolidor boyunca izleyici, 'düzen'den 'kaos'a varan bir yolculuk ediyor. Kentsel mekândaki algıların Kolidor'a aktarılması ile paralel olarak, bu üç kavram çalışmalarda da karşımıza çıkıyor.
Kavramsal altyapıyı oluşturan düzen-değişim-kaos dışında, başın ve sonun yani MSGSÜ Fındıklı Kampüsü'nden başlayıp, Tophane-i Amire'deki Miro Sergisi'ne kadar olan güzergahın verdiği bazı mekânsal referanslar var. Bu referansların yanında Kolidor'un başlangıcından bitimine kadar, Temel Tasarım Atölyesi'nde dönem boyunca öğrenilen teknik ve yöntemlere rastlıyoruz.
Parçadan bütüne dönüşüm
Atölyenin başlangıcında Rahmi Öğdül'den düzen, değişim ve kaos kavramlarının felsefi altyapısına dair bilgi alan öğrenciler, günün sonunda bir eskiz hazırlayacaklarının bilinciyle, hep birlikte okuldan yola çıktılar. Mekâna gidilen süreç içerisinde bireysel eskiz üretimi sürdü. Ortak değerlendirme sürecinin ardından öğrenciler, ‘ice breaking' yöntemiyle (önce yaş grubuna, sonra buldukları anahtar kelimelere göre) 7 farklı gruba ayrılıyor. Bu 7-9 kişilik grupların her birinden, güzergahı tanımlayan tek bir eskiz yapmaları istendi.
Eskiz sürecinde asıl amaç, gördüklerini çizerek anlatmalarından çok, o güzergahı beş duyu üzerinden tanımlamalarıydı. Kolidor'dan önceki ‘kent mekanında duraklar' çalışması bu açıdan önemli bir aşamaya işaret ediyor. Aktarma ve kesişme noktalarında herhangi bir duyuları olmadan mekânı deneyimleyen öğrenciler, önceki çalışmalardan hareketle bu güzergahta algılarını daha da çok açtılar.
Son aşamayı oluşturan Kolidor'da, bu eskizlerin üçüncü boyuta taşınması istendi. Her grup eskizlerinden yola çıkarak 1/10 ölçekli maketler yaptı. Gruplar maketlerini yan yana koyup tartışmaya başladılar. Her grup, yaptıkları tasarımda vazgeçemeyecekleri en az bir şey belirledi ve bunlar bir araya getirilerek bütün bir maket oluşturuldu. Bu süreçte her grup yaptığı maketleri parçaladı, birleştirdi, yeni şeyler eklendi ve sonuç olarak 70 kişi tek bir maket ortaya koymuş oldu.
Bu aşamda öğrencilerden, parça-bütün arasındaki ilişkiyi kent üzerinden keşfetmeleri istendi. Bir birlikte çalışmanın ürününü, ortak ürün haline getirme süreci yaşandı. Öğrenciler, bir sergi yapmanın ötesinde, kentin içerisindeki her bir noktanın yan yana gelerek birlikte sorgulanması ve üretilmesi sürecini deneyimlemiş oldular.
Haberin devamı için lütfen ilerleyiniz.