Soyutu Somuta, Düzeni Kaosa Bağlayan 'Kolidor'

mimarizm.com / Amber EROYAN / 27 Ocak 2014


1. Düzen:

Çalışmanın düzen kısmında öğrenciler, üniversiteyi düzen kavramıyla örtüştürdüler. Her gün gelinen, derslere girilen, ders saati bitince çıkılan, yemek yiyip tekrar derse girilen bir düzene bağlı kalındığını aktardılar. Kolidor, bu düzenin soyutlamasıyla başlıyor.


         


Parçalar bir bütünü oluşturduğunda, görsel olarak ‘düzen'i ifade ediyor. Düzenin devam eden ipuçları var. Farkında olmasak da düzen, mekândan bağımsız olarak kentin içinde devam ediyor. Üniversite de onun bir parçası...


         


2. Değişim:

Bu bölümde, hem toplumsal hem de mekânsal değişime işaret ediliyor. Binaların üst üste geldiği bir noktada yer alan renkli merdivenler, aynı zamanda arada kalmışlığın, sıkışmışlığın görsel bir ifadesi. Öğrenciler, aradaki değişim coşkusunun varlığını vurgulamak için bu merdivenleri soyutlamayı seçti. Tamamı kız öğrencilerden oluşan ekip; şehrin ilmek ilmek örüldüğüne de göndermede bulunuyor.

Renkli merdivenler ile beyaz cepheyi yan yana getiren öğrenciler, binaların yaptığı ciddi baskıya rağmen, beyazın aslında bütün renkleri içinde barındırdığı mesajını veriyor.


         


Değişim bölümündeki diğer bir öğe, hareketli cepheler... Cepheler üstümüze üstümüze geliyor ve nereden ne çıkacağını bilmeden, farkında olmadan her an bir baskıya maruz kalıyoruz. Tekdüzelik, kolajla ifade edilirken, fotoğrafların siyah-beyaz çekilmesi ve bu boyuta aktarılması "içinde hiç yeşil olmadan üstümüze inmeye çalışan kütleler"i vurguluyor.





Geçiş yok!

Aynı güzergahta sağ taraftan ilerlerken karşıya doğru baktığımızda, arada farkında olmadığımız bir duvar var; tramvay yolu. Hem geçmemize fırsat tanıyacak gibi, hem de bir tehlike oluşturuyor. Bunlar aslında kentin içindeki görünmez duvarlar. Aradan bakabiliyoruz ama geçişimiz yok. Öğrenciler, kentin içinde görünmez bir duvar oluşturan tramvay yolunun daha güvenli hale gelmesi için farkındalık yaratmak amacıyla böyle bir soyutlamaya gittiler. 


         


Binaların önündeki kaldırımlardan geçemiyor, panolar nedeniyle adeta bir reklam bombardımanına maruz kalıyoruz. Kadırımdan geçemediğimiz gibi, bir yandan da yolun karşısına geçmek istiyoruz.



Binalar bize farklı dokularda hizmet veriyor. Dışları gri ve siyah olmasına rağmen içlerinde –bu aşamada binaların içine yerleştirilmiş, dönem boyu üretilen öğrenci eskizlerini ufak bir müdahaleyle gün ışığına çıkarıyoruz– birçok proje üretiliyor, birçok renk ve üretim barındırıyor. Bunlar hep değişimi tetikleyen varoluşlar ama biz bunları sadece fiziksel mekân olarak algılıyoruz.




>>>>>


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :