TH & İDİL 25. Yıl Sergisi Büyük Beğeni Topladı

Filiz Yavuz / 09 Şubat 2009


TH & İDİL mimarlık ekibinin, 25 yıl boyunca ürettiği tasarımlarını kamuoyuyla paylaşmayı amaçlayan TH & İDİL 25. Yıl Mimarlık Sergisi, 7 Şubat 2009 tarihinde Yapı-Endüstri Merkezi'nde gerçekleştirilen "Planlama-Mimarlık İlişkisi Üzerine" paneli ile açıldı. İlginin yoğun olduğu panelin ardından sergiyi gezen davetlilere mikrofon uzattık, sergiyi nasıl bulduklarını sorduk.



(Atilla Yücel)

Prof. Dr. Atilla Yücel:

Çok düzgün bir sergi, çok etkilendim. Etkilendim çünkü, bir mimarlık bürosunun sürekliliğini, standardını koruması şart olmayabilir ama çok rastlanan bir şey de değil. Ama

bunu başarabilmek çok önemli. Yani serginin bu başarısı sadece serginin tekniğiyle ilgili değil, fakat serginin tekniği de serginin başarısına katkı sunmuş. Sergide ciddiyet, sükunet ve yapılan işlerdeki ortak süreklilik görülüyor. Bir kere o beni etkiledi, projelerin içeriği ne olursa olsun.

Projelerin bir bölümünü bilmiyordum ve tahmin ettiğimden çok daha iyi projeler gördüm. Beyaza boyanmış maketler beni çok çok etkiledi. Çünkü onlar zamanında yapılmış çalışma maketleri...

Bütün bunlar bana çok keyif verdi. Keyifli, yapılanı sakin şekilde sunan, çok derli toplu ve abartılı olmayan bir sergi. Gerçekten sergiyi sevdim ve dostlarımın sergisi olduğu için de ayrıca sevindim.

 
(Haydar Karabey, Aslı Özbay)

Haydar Karabey:

Sergiyi çok uzun bir maratonun bir kesiti olarak görüyorum. Öncesi de var hepimizin bildiği gibi, sonrası da olur diye ümit ediyoruz. Bu birikimin paylaşılması çok önemli ve burada tamamının da olmadığını biliyoruz. Uzun uzun okudum ben. Dönemleri izlemek de çok ilginç. Elle çizim, gölgenin belli biçimde atılması, sonra başka türlü perspektif yapılması, sonra bilgisayarlar devreye giriyor. Uzun soluklu maratonlar bizim ülkemizde de çok az bulunan şeyler.



(Doğan Tekeli)

Doğan Tekeli:

Sergi her alanda, Türkiye'nin her yerinde ve dünyanın pek çok yerinde, geniş bir skalada her tür eser ve çok zengin deneyim birikiminin ve büyük bir hayal zenginliğinin ürünü. Çok takdir ettim doğrusu. Türkiye'deki bu büyük birikimin çok daha geniş tanıtılması gerektiği kanısındayım.

Bu sergi yarım saatte gezilecek nitelikte değil. Bildiğiniz gibi mimari eserler, arkasındaki düşüncelerle değer kazanır. Burada o kadar çok değerli eser var ki çevre ilişkileri, işlev ilişkileri, estetik değerleriyle her birine adeta birkaç saat ayırıp düşünmek lazım. Ama yarım saat gezdikten sonraki ilk izlenimim serginin müthiş büyük ve değerli bir birikimin sonucu olduğu yönünde.


(Süha Özkan)

Dünya Mimarlar Topluluğu Başkanı Süha Özkan:

Sergi, çok güzel ve çok iyi hazırlanmış. Türkiye'de 1960'ların sonunda ve 1970'li yıllarda imar planlama konusunda kentsel tasarım kaygısı olan iki kişi vardı. Bunlardan buru Baran İdil, öteki ise Yavuz Taşçı idi.  Onların dışındaki plancıların büyük kısmı, arazi kullanımı ve yol istikamet planları yaparlardı.

Hasan Özbay da Tamer Başbuğ da alışılmışın dışında mimarlık tasarım disiplinini ciddi bir biçimde sorgulayan iki yeni genç kandı ve Baran İdil, Tamer Başbuğ ve Hasan Özbay'ın biraraya gelmesiyle yepyeni bir sentez oluştu. Bu ekibin 25 yılda eriştiği nokta gerçekten etkileyici. Çok hoş da bir birliktelikleri var. Bu birliktelikten ötürü de Hasan'ı, Tamer'i, Baran'ı ve en önemlisi de onları bir arada tutan Aslı'yı tebrik etmek gerek.



Prof. Dr. Güzin Konuk:

Ben inanıyorum ki mimarlığın kentsel boyutu, planlama ile ilişkisi var. Bunu en başından beri birlikte ele almak çok akıllıca. Ama bu noktaya gelmek, birlikte hareket edebilirliği sağlamak da kolay değil. Hele hele 25 yıl bu birlikteliği devam ettirmek olağanüstü.

Bu deneyimleri paylaşmak da hepimiz için çok iyi oldu. Bu paylaşımlara hep ihtiyacımız var aslında.



İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuz Öztuzcu:

Hem sunumları hem sergiyi çok iyi buldum. Serginin devamını bekliyorum...

Aslı Özbay:

İnsanların sergiyi beğenmiş olmasından dolayı çok mutluyum. Mesleki birikimleri, bizimkine benzer bir sergi veya yayın yoluyla paylaşmayı, bir sosyal sorumluluk olarak herkesin yapması gerektiğini düşünüyorum. Biz aslında, Türkiye'de yıllardır ciddiyetle çalışmakta olan azımsanmayacak sayıda bürodan sadece bir tanesiyiz. Türkiye'de nitelikli mimarlık yapmanın bu kadar zahmetli bir iş olmasına rağmen, çok iyi işlerin yapıldığını düşünüyorum. Ama mimarların biraz daha fazla zahmeti göze alarak, çalışmalarını kamuoyuyla paylaşmaları ve sergiye dönüştürmeleri gerek. Öncelikle kendi emeklerine saygının gereği olarak bunu yapmalılar. Umarım bu sergi vesilesiyle meslekdaşlarımızı bu konuda cesaretlendirmeyi başarırız.


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :