Ev sahibi Koray Malhan'ın işbirliğine dair bilgilendirici konuşmasının ardından Philipp Tonet, atalarından devraldığı markanın önemli dönüm noktalarını görseller eşliğinde sundu. Markaya adını veren Michael Thonet'in, ahşap yapıştırma tekniğini, büyük parçaları bükebilecek şekilde geliştirdiğini belirten torun Thonet; ailenin, kralın özel izniyle 1849 yılında endüstriyel üretimin içine girdiğini ekledi. 1851 yılında Londra, Crystal Palace'ta gerçekleşen Dünya Fuarı ile birlikte Thonet ürünleri daha geniş kitlelere ulaşmaya başlıyor. Markanın tanınırlığını artıran model ise, buharda bükülerek, çok az parça ile üretilen ve demonte edilebilen 14 no'lu sandalye. (bugün adı, 214 olarak geçiyor)
Endüstriyel üretime geçişle birlikte, süreçleri ayıran bir sistem izleyen Thonet'de her usta kendi parçasını üretmek ile sorumlu hale getiriliyor. Böylelikle, 7 fabrikada, 5000 işçi ile 800.000 sandalyelik üretim kapasitesine erişiliyor. 14 no'lu sandalyenin en büyük başarısının "ucuzluğu" olduğunu vurguluyor Philip Thonet: "Fiyatı 14 kron olan bu sandalye yerine, kasaptan 3 kiloluk bir domuz da alabiliyordunuz."
Sandalyenin meziyetleri bununla da sınırlı değil! Michael Thonet, 14 no'lu sandalyenin ne denli sağlam olduğunu kanıtlamak için ilginç bir teste başvuruyor. Sandalyeyi Eiffel Kulesi'nin birinci katından (57 metrelik bir yükseklik) aşağı atan Thonet'in ürünü yeri sapasağlam boylayınca, Paris'teki tüm çevre kafeler 14 no'lu sandalye ile donanıyor.
Çoğumuzun IKEA ile ayırdına vardığı "paketleme" sanatını da düşünmüş Michael Thonet... 1 metreküpe tam 36 sandalye sığdırarak! Bu da küresel ticaretin başlangıcının önemli bir işareti...
Sandalyelerin paketten çıktıktan sonraki kullanımı, dikkat edilmesi gereken diğer bir unsur. Numara 14'ün kolay taşınabilir olması, hareketliliği de dönemine göre ciddi bir yenilik. Yaşam alanlarımızın demirbaşlarına "mobilya" dememizin, hareketlilik özelliği ile birlikte yerleştiğini hatırlatıyor bu noktada Philipp Thonet.
Thonet'in, ürünlerinde çelik kullanmaya başlaması ise Bauhaus'un desteği ile oluyor. Walter Gropius ile işbirliğine giden marka, ahşap bükücülüğündeki hünerini metale taşıyarak, herkesin ulaşabileceği seçkin tasarımlara imza atıyor. Thonet, 1930'lu yılarda bükme sandalye konusunda Mart Stam, Marcel Breuer, Mies van der Rohe, Le Corbusier gibi tasarım dünyasının güçlü isimleri ile bir araya geliyor.
Bu tasarımların bugün halen kullanılabilmesini, modernizmin geleceği okumadaki başarısı ile ilişkilendiren Philipp Thonet; markanın güncel üretim odağının ev mobilyalarının yanı sıra konferans salonları, ofisler, restoranlar, bahçeler gibi çok çeşitli alanlara yayıldığını söyledi.
Dünya çapında isim yapmış güncel tasarımcıların imza attığı Thonet ürünlerinden örnekler sunan Philipp Thonet; fabrikalarında otomasyon, CNC makineleri ve el işçiliğinin bir arada yürüdüğüne dikkat çekti.
Thonet'in, Koray Malhan tarafından derlenen özgün tarihçesini okumak için ilerleyiniz. >>>>>