Toplu Konutta Yükselme Yerine Genişleme, Aynılaşmaya Karşı Kişiselleştirme
mimarizm.com / Emine Seda KAYIM
/ 20 Ekim 2011
Konut Konferansı 2011'in ilk anahtar konuşmacısı Şilili mimar Alejandro Aravena, Şili için gerçekleştirdikleri yoksul kesime yönelik konut projelerinin arkasında yatan yaklaşımı detaylandırdığı sunumunda, konut üretim politikalarında finansal kavrayışın nasıl değiştirilebileceğine dair önemli ipuçları aktardı.
Bilgi kitlelerin karşılaşmasında oluşur; kitle kentleri oluşturur
Şili Gaz (COPEC) ve Şili Üniversitesi işbirliği ile kurulan, kar amaçlı ancak soysal odaklı konut ve altyapı projeleri üreten "Elemantal" grubunun kurucusu Alejandro Aravena, "Yalnızca bir Sosyal Sorumluluk değil, Yatırım Aracı olarak Sosyal Konut" başlıklı sunumunda, konut üretiminin "masraf" yerine bir "yatırım" olarak görüldüğü bir dünyaya vurgu yaptı.
Aravena "Kent neden önemlidir?" sorusu ile başladığı sunumunda, dünyanın yalnızca %10'unun kentlerde yaşadığı günlerden %75'lik kesimin kentte yaşadığı günlere geldiğimizi hatırlattı. "Kent önemlidir çünkü bizi sosyal eşitliğe doğru yaklaştıran önemli bir araçtır" sözleri üzerinden kentsel-mekansal dinamiklere göz atan Aravena, şöyle devam etti:
"Günümüz dünyasında bilgi üretmek bir değerdir ve bilgi üretimi, kitlenin karşılaşmasını gerektirir. Daha fazla kent, daha fazla eleştirel kitle demektir. Dolayısıyla kentsel potansiyel, yeteneği çeker ve muhafaza eder."
Kentlerin, iyi yaşam kalitesine kısa yoldan ulaşmayı çoğunluk için mümkün kıldığına değinen Aravena "ulaşım", "bilgi" ve "eşitlik" kavramlarının bu kısa yolu sağlıklı hale getireceğini belirtti. Ancak diğer yandan kentlerin bitimsiz büyümesinin, tüm bu niteliklerin de kötüleşmesini beraberinde getirmesi ironisine dikkat çeken mimar, kentsel ve sosyal eşitsizliğe engel olacak kitlesel büyümenin yapı sektörünün esas mücadelesi olduğunu söyledi.
Paramız yoksa daha küçüğünü borçlanmadan inşa edelim!
Kent nüfusunda yaşanan artışın ve konut ihtiyacının yükselen bir grafik izlemeye devam edeceğini ve bu müthiş ihtiyaç ve talep karşısında bilgisiz olduklarını dile getiren Aravena, konut politikası ve finansmanının aile ölçeğinde nasıl düzenleneceğine dair öngörüler içeren projelerini izleyiciler ile paylaştı.
Toplu konut üretiminin dünyanın pek çok yerinde yoksulu temel hedef olarak tanımlamadığından dem vuran Aravena, bu nedenle düşük gelirli kesimin barınmak için yoksullaştığına dikkat çekti. Devlet yatırımı ile birey yatırımının toplamından yüksek değerlere mal olan konutlar sonucu bankalara borçlanmanın kaçınılmaz olduğunu dile getiren Aravena, "Yoksul para kazanmayan demek değildir. Yoksul, düzenli geliri olmayandır" cümlesi ile borçlanma üzerine kurulu bir sistemin sürdürülebilir olamayacağının altını çizdi.
Kaçak konutlarda yaşayan ailelerin başka kesimlere taşınmasının da sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Aravena, devlet yatırımı ile bireysel birikimlerin toplamı değerinde, dolayısıyla toplamının satın alabileceği metrekareler ile inşa edilebilecek toplu konutlar sayesinde soylulaştırmayı engellediklerini sözlerine ekledi.
"Yüksek yapılarda büyüyemezsiniz, yalnızca sıkışırsınız" cümlesi ile yüksek yoğunluklu yapıların da toplu konut ihtiyacına yanlış yanıt olduğuna değinen Aravena, bu gibi yapıların yaşam masraflarını karşılayamayacak gelir topluluklarının bir araya getirilmesine de itiraz etti.
Yoksulu yoksullaştıran değil, yoksula büyüme imkanı tanıyan bir sistem
İnşa ettikleri konutları en basit hali ile boya bile vurmadan teslim ettiklerini ifade eden Aravena, projelerinin önce-sonra fotoğrafları üzerinden derhal eşyalarla donatılan, rengarenk boyanan iç mekanlara dikkat çekti. Ailelerin bu gibi ihtiyaçlarını maliyetsiz ve en kısa sürede karşılayabildiklerini ekleyen mimar, küçük metrekarelerin süreç içerisinde konut sakinleri tarafından büyütülmesine olanak tanıyan planimetrik düzenlerle çalıştıklarını gösterdi. Aravena, "boşluğa doğru büyümek" olarak tanımladığı konsept üzerinden, konut kütlelerinin birbirleri üzerinde kaydırılarak her kotta "genişleme alanları" yaratılması önerisini tartıştı.
Konut ihtiyacının muazzamlığı karşısında hızlı olmak ve prefabrike sistemler kullanmak zorunda kaldıklarını belirten Alejandro Aravena, toplu konutlardaki biçimsel aynılaşmanın bir sorun olarak görülmeyebileceğini ifade etti. Aravena, "Tekrarlanan şemalar kullanmak sorun değil. Farklı çözümler için para olmasa da, sakinlerin kişiselleştirmesi gerekli kentsel çeşitliliği getirecektir. Siz yeter ki yapıları en yalın hali ile tamamlayın!" sözlerini sarf etti.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın