Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında, 14 Mart 2013 Perşembe günü Antrepo 3'te gerçekleşen 'Fashion Journey' başlıklı IMA Workshop 101, ünlü moda tasarımcıları Mehtap Elaidi ve Bora Aksu'yu konuk etti. Elaidi ve Aksu, global bir marka yaratmanın ve uluslararası alanda başarı sağlamanın püf noktalarını paylaştı.
Akademik hayatlarına işletme eğitimiyle başlayan fakat daha sonra gönüllerinde yatan mesleğe yönelen iki tasarımcı, 'kader yoldaşlıkları' üzerinden başladıkları söyleşide, uluslararası alanda başarılı bir moda markası yaratmanın kurallarını kendi deneyimlerinden örneklerle aktardı.
Moda tasarımının Türkiye'de kavram olarak henüz kullanılmadığı bir dönemde, hobi olarak yaptığı işi mesleğe dönüştürme kararı aldığını ifade eden Bora Aksu, bu motivasyonla Londra'ya gittiğini belirtirken; Mehtap Elaidi de lise döneminde modaya ilgi duymasına rağmen, almak istediği eğitim yurtdışında verildiği, kendisinin ise İstanbul'da kalması gerektiğinden ötürü rotasını başka bir yöne çevirdiğini söyledi.
"Herkesin ana malzemesi kendisi"
Kendi markasının 13'üncü yılını doldurduğunu ve tüm bu süre zarfında meslekteki sahne deneyimini bizzat gözlemlediğini ifade eden Mehtap Elaidi; "Moda, çok zor üretilen ama çok da hızlı tüketilen bir şey. Herkesin ana malzemesi kendisi. Bu anlamda tasarımcının kendisine yatırım yapması çok önemli." dedi.
"Endüstrinin içinde piştikten sonra markalaşma işine soyunun"
Master eğitimini tamamladıktan sonra, başka bir modacının yanında çalışmayı planlarken, dereceyle bitirdiği Central Saint Martins'teki mezuniyet defilesinde sponsorluk ödülüne değer görülmesiyle birlikte kendi markasını kurma kararı alan Aksu, sancılı bir süreçten geçtiğini anlattı:
"Profesyonel düzeyde ilgi görünce kendi başıma yola koyuldum. Londra'da 'yeniye olan ilgi' nin benim için itici bir güç olduğunu itiraf etmeliyim. Yine de genç meslektaşlarıma, endüstrinin içinde piştikten sonra bu yola atılmalarını tavsiye ederim. Benim yaptığım okyanusa atlamak gibi bir şeydi! Yetiştiğiniz kalıpları aşıp, kendi özgün kimliğinizi oluşturabilmeniz markalaşma adına çok önemli. Sonuçta işin içinde izlemeniz gereken bir takvim, duygusal ve ekonomik boyutlar var."
Elaidi'nin yönelttiği diğer sorular ve Aksu'nun verdiği yanıtlar ise şöyle:
İşletme eğitiminin şu anki mesleki pratiğine katkısı oldu mu?
İşi yönetmenin getirdiği bir bilgi, bir bilinç düzeyi kattı diyebilirim.
"Sizi ne kadar sıkarlarsa özünüz o kadar ortaya çıkıyor"
Markalaşma yolculuğunda en önemli etken sence nedir?
Tasarımcının parmak izinin bulunması. Bu parmak izi aynı zamanda markanın da kimliğini oluşturuyor. Tabi ki vakit alan bir süreç. Ben de zorlu bir eğitim süreci geçirdim; zaman zaman suratıma dosyalar da atıldı. Ama sonuçta sizi ne kadar sıkarlarsa özünüz o kadar ortaya çıkıyor.
Moda sahnesindeki son 3-4 senelik değişimi nasıl değerlendirirsin?
Genç nesilde artan bir sahiplenme var. Bunun kaynama noktasına gelmesi için önce fokurdaması gerekiyor. İşte şu anda o nokaya gelindi. Gençlerin yönlendirilmesi gerekiyor. İstanbul'da bir moda haftasının yapılıyor olması bile son derece olumlu bir gelişme.
"Asıl sancı kendini bulmada"
Bora Aksu kadınını nasıl tanımlarsın?
Erkek ve kadın tasarımcılar arasında önemli bir fark var. Senin üzerinde tasarımlarını görebiliyorum. Benim de tasarımlarımı taşıyan 'muse'larım (ilham perilerim) var. Bora Aksu kadınını, asi ama romantik, feminen ve aynı zamanda erkek Fatma şeklinde tanımlayabilirim.
Kumaşları çok ilginç şekilde kullanıyorsun ama sonuçta ortaya romantik bir görüntü, içinde rahat hissedilen kıyafetler çıkıyor. Ben de tasarımın bağırmadığı, fısıldadığı kıyafetler yapıyorum. 'Maskülen dişilik' de denilebilir. Renk kullanmayı, renkle hareket yakalamayı seviyorum. Özgün kalabilmek için kişinin kendini tanıması, sorgulaması, farkında olmadan kendisine empoze edilenleri ayıklaması çok önemli... Kendimizi tanımlamamız önemli çünkü çok büyük bir tasarımcı havuzunun içindeyiz...
Olayın mutfağıyla, etik yönüyle de dış yüzü kadar ilgilenmek gerekli. Yolculuk her zaman sonuçtan çok daha önemli. Hepimizin farklı bir yolculuğu var, asıl sancı ise kendini bulmada...