Yapı Sektörü, Endüstriyel Tasarımcı için Fırsatlarla Dolu
mimarizm.com
/ 14 Ekim 2010
Türkiye'nin en eski endüstri ürünleri tasarımcılarından biri olan Ercüment Hizal konuşmasına, mezun olduğu dönemde kendilerine ihtiyaç duyulmadığından, mesleğini icra edebilmek için, WITTUR Türkiye'yi kurarak kendi işinin patronu olduğunu söyleyerek başladı. Fuarcılık sektörüne ürün tasarlayarak işe başlayan Hizal daha sonra geçiş yaptığı asansör üretimine ilişkin örnekleri, proje gelişim süreçleriyle birlikte aktardı. Tasarımı hiçbir zaman bir kabuk ya da yüzey olarak algılamadığını söyleyen Hizal, asıl önemli olanın ürüne dokunduğunuzda ne hissettiğimiz olduğunu ekledi.
Hizal, günümüzde üretimin bir sorun olmaktan çıktığına dikkat çekti ve taşeron şeklinde çalışmanın kimseye fayda sağlamayacağının altını çizdi. Ne sanayicinin tasarımcıdan ne de tasarımcının sanayiciden haberi olduğundan dem vuran Ercüment Hizal, 30 senedir endüstri ürünleri tasarımcısının ne yaptığını anlatmaya çalıştığını ve gerek ülkemizde gerekse yurtdışında mesleklerinin endüstri mühendisliği ile karıştırıldığını sözlerine ekledi. Konuşmasının devamında firma olarak geliştirdikleri asnsör projelerinden örnekler sunan Hizal, tasarımı ihtiyaca göre şekillendirdiğiniz takdirde ürünün satışının da o doğrultuda artacağını vurguladı.
Panele katılamayan Atilla Kuzu yerine konuşma olarak hazır bulunan Gamze Güven ise sözlerine, ilk tasarımlarını yapı sektöründe gerçekleştirdiğine dile getirerek başladı. Güven, mesleğe başladığı dönemden bugüne çok yol kat edildiğini ancak halen yapılması gereken çok iş olduğuna dikkat çekti.
Panele dinleyici olarak katılanlar arasında sanayicileri de görmek istediklerini vurgulayan Güven, bu dileğini, yapı sektörünün tasarımcılar için çok açık bir alan olması ile ilişkilendirdi.
Sunumuna, ortağı olduğu İdol Tasarım ve halen çalışmalarını sürdürdüğü kendi firması Tasarım Üssü'nden örnekler ile devam eden Güven, Vitra ve Doğanlar firmaları için gerçekleştirdiği tasarımları dinleyiciler ile paylaştı.
Panelin beşinci ve son konuşmacısı olan Akın Nalça, mesleki yaşamının üç safhada özetlenebileceğini belirterek, 1996'da modüler sistemlerin bir tasarım enstrümanı olarak kullanılması ile birlikte bu süreçte önemli bir dönüşüm yaşandığına dikkat çekti. 1996-2008 yılları arasında fuar ve mağaza sistemlerinin düzenlemesini gerçekleştirdikleri dile getiren Nalça, endüstri ürünleri tasarımı alanında faaliyet gösteren meslektaşlarının şu unsurlara dikkat etmeleri gerektiği vurguladı:
- Gelenek ve uzmanlık alanında ısrarcı olma
- Şirket kültürünün ve ürün geliştirme sürecinin çalışanlarla paylaşılması
- Farklı olma çabası
- Verimli çalışma
- Sorumlulukların ve misyonun farkına varark bunu sürdürme çabası
- Diğer disiplinler ile işbirliği
- Yeni malzeme ve teknolojilerden faydalanma arzusu
- Sektördeki firmalar arasında dayanışma sağlanması
- Üniversitelerin Ar-Ge alanındaki desteği
Nalça, sunumunun geri kalan kısmında, mesleki yaşamının üçüncü safhasında faaliyetlerine devam ettiği Terminal markası olarak geliştirdikleri sergileme sistemlerinden örnekler gösterdi.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın