Yeni Türkiye'de "Mühim Olan Meselesi Olmak"

mimarizm.com / 14 Ocak 2015

YEM Kitabevi Söyleşiler Dizisi'nin ikinci konuğu mimar-fotoğraf sanatçısı Murat Germen'di. Monografi niteliğindeki "Yeni Türkiye" kitabına odaklanan söyleşide Murat Germen, günümüz Türkiye'sini yorumlarken "Mühim olan bir meselesi olmak."  dedi.

Doğan Kuban ile başlayan YEM Kitabevi söyleşiler dizisinin ikinci konuğu mimar-fotoğraf sanatçısı Murat Germen'di. Germen'in Masa Yayınları tarafından yayımlanan "Yeni Türkiye" isimli kitabını odak alan söyleşi, kitabın editörü ve bağımsız küratör Necmi Sönmez'in moderatörlüğü ile 13 Ocak Salı akşamı Yapı-Endüstri Merkezi'nde gerçekleştirildi.

"Yeni Türkiye"ye yeniden bakmak...

Çağdaş fotoğraf sanatının Türkiye'deki en önemli temsilcilerinden biri olarak değerlendirilen Murat Germen'in 1980'den bu yana çektiği fotoğrafları bir araya getiren "Yeni Türkiye" kitabı, ülkemizde yaşanan bellek silinmesini fotoğraflar üzerinden hikayeleştiren bir kurguya sahip. Murat Germen'in 2013'ün Ekim ayında yayımlanan kitabına adını veren "Yeni Türkiye" kavramı, sonrasında siyasi iktidar tarafından Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında kullanılmıştı. 

"Germen'in fotoğrafları oluşmakta olan Yeni Türkiye'ye vurgu yapıyor"

"Yeni Türkiye'de Çağdaş Sanat ve Politika" başlıklı söyleşi, kitapta yer alan fotoğraflardan oluşan bir dia gösteri ile başladı. 

Etkinliğin açılışında konuşan YEM Kitap Yayın ve Kitabevi Yöneticisi Mesut Kaya, mimarlık, mühendislik, kültür ve sanat kitaplarını 46 yıldır okurlarla buluşturan YEM Kitabevi'nin geçtiğimiz yıl başlattığı söyleşiler dizisini önümüzdeki dönemde de sürdüreceğini belirterek, "Bu söyleşiler dizisinin amacı, yıllardır metinleri, fotoğrafları, çizimleri aracılığıyla okuyucuya bilgi aktaran yazarları okuyucularıyla bir araya getirmek. Bu birliktelik sayesinde bilgi, birikim, yetenek ve deneyimlerinden kitapları aracılığıyla yararlandığımız müelliflerle okuyucuları yüz yüze, dokunulabilecek yakınlıkta bir araya getirerek bilgi paylaşımın artmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz." dedi.

"Yeni Türkiye" kitabında yer alan fotoğraflar ve kavramlar eşliğinde ülkemizdeki çağdaş sanat ve politika ilişkisini tartışmaya açan söyleşide Murat Germen, kitabın editörlüğünü de üstlenen bağımsız küratör Necmi Sönmez'in sorularını yanıtladı.

Murat Germen ile 4 yıl önce bir araya geldiklerini söyleyen Necmi Sönmez, kitabın adına 37 oturumun sonunda karar verdiklerini belirterek, "Murat Germen çektiği fotoğraflar, videolar ve kısa filmler ile çok çeşitli deneylere giriyor. Bu fotoğraflar da oluşmakta olan Yeni Türkiye'ye vurgu yapıyor. Çağdaş sanat monografilerinde genelde sanatçının adı ön plana çıkar. Biz ise farklı bir yol izledik. Sonrasında bu slogan politika tarafından kirletildi. 'Yeni Türkiye', meydana gelecek bir olayın seismograftan çıkan öngörüsü gibiydi" dedi.

"Geçmişten bugüne aşiret ve feodal yapı değişmedi"

Ad seçimi ile ilgili konuşan Murat Germen ise, Sönmez kendisine bu başlığı önerdiğinde tereddüt etmeden kabul ettiğini ifade etti ve "Yeni Türkiye" kavramının kafasında oluşturduğu düşünceleri şöyle özetledi: 

"Dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin devamı olan bir cumhuriyetiz. Çöküşle birlikte manda ülkesi olmaya doğru yönlenmeler var. Sonrasında gelişen seküler altyapı çalışmasının din düşmanlığı gibi algılanmasının temel nedeni, bu geçişin çok hızlı yapılmış olması. Özellikle son dönemde bir kopma yaşıyoruz. Geçmişten bugüne aşiret ve feodal yapı değişmedi. Toplumun farklı kesimleri arasında hoşgörü yok. Birey toplumuna geçiş yaptığımızı söylemek zor. Gezi Direnişi'nin en beğendiğim yanı, bu feodal yapının olmamasıydı. Farklı şekilde düşünen ve yaşayan insanlar noktasal şekilde biraraya geldiler. Önemli olan bunu sürdürülebilir kılmak değil; bir araya gelebildiğimizi göstermek, şaşırtmaktı."

Bir fotoğrafçının kentle olan 'didişme'si...

Konuşmasının devamında kitabı oluşturan fotoğraf serilerinin birbirlerine eklemlendiğine dikkat çeken Murat Germen, şu bilgileri paylaştı:

'İkon Olarak Endüstri: Endüstriyel Estetik' ve 'İnşa' serilerinde yer alan fotoğraflar kentsel dönüşüm sürecinden hayli önce ortaya çıkan çalışmalar. İnşaat yerine inşa kavramını seçmemin nedeni, bunun soyut bir inşayı da işaret edebilecek olması. 'Yol' serisi şu anki icraatın öncü kaynaklarından biri... 'Muta-morfoz ve diğer seriler de kentle olan kendi didişmemi gösteriyor."

Bellek silinmesine karşı alınmış bir önlem...

Necmi Sönmez, Germen'in 1980'den bu yana ürettiği fotoğraflar biraraya geldiğinde ortaya çıkan görüntüyü, bellek silinmesine karşı alınmış bir önlem olarak yorumladı. Türkiye'de yaşanan sürekli yıkımın topluma bir gerekçe ile sunulmasını 'toplum mühendisliği' kavramı ile ilişkilendiren Sönmez, Germen'e politikanın çalışmalarındaki yerini sordu. 

"Mevcudun üzerine tuğla ekleyen bir toplum değiliz. Kadrolar sürekli değişiyor. Sonra gelen öncekini yıkmaya meyilli. Herkes birbirinin yaptığı işe saygı göstermeli. Ele ele verip işi ehline bırakmalıyız. Bizde 'meslek sırrı' alışkanlığı hakim olduğundan süreklilik sağlayamıyoruz." diyen Murat Germen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Muhafazakar olduğunu söyleyip rant uğruna geçmişi yıkan bir anlayış var. Bunun bir bellek silinmesi olduğunu düşünüyorum. Bir ikonoklazm söz konusu. Alıştığımız mahalle ve kent yok oluyor. Amaç en büyük rantı elde etmek. Lüks araba, ev, eğitim derken milyon liralara varan bir yatırımın içindeyiz. Zaten boyun eğmeye hazır bir toplumken, kapitalizm ile daha çok köleleşiyoruz."

Yeni Rusya ve Yeni Çin de var...

Putin Rusya'sında da belli bir kesimin "Yeni Rusya" kavramını sıkça kullandığını belirten Necmi Sönmez'in, iki ülke arasında bir değerlendirmede bulunmasını istediği Murat Germen şunları söyledi:

"Rusya köklü bir kültüre sahip. Devrim sonrası toplum, çok özümseyemeyeceği bir kırılma yaşıyor. Devrimin yaşandığı dönemde bambaşka bir dinamik var. Rus sanatı gündelik yaşam ve siyaset ile çok iç içe..."

Dünyaya öncü bir katkıda bulunamıyoruz

Ağustos-Eylül 2014 tarihlerinde Şanghay'ı ziyaret eden Germen'in Çin'e dair tespitleri ise şöyleydi:

"Çin'de 300 milyon insan yüksek bir gelir düzeyi ile yaşamını sürdürürken, geri kalanlar sefalet içinde. Yeni Çin'de de bizdeki gibi bir bellek silinmesi üzerinden gidiyorlar. Kapitalizmi icat etmemiş olan ülkelerde bu sistem, daha çok alıp hiç vermemek şeklinde işliyor. Oysa kapital olmasaydı Louvre, MoMA, Tate gibi müzeler de olmayacaktı. Kapitali bu şekilde görebilirsek bu şikayetleri biraz daha azaltabiliriz. Çin sanatın ne kadar önemli olduğunun farkına vardı ve buna yatırım yapıyor. Çin sanatında inanılmaz bir yükselme var. Devlet sanata değer veriyor. Kendi aydınını memlekette tutmak için sanatı kullanıyor. Çinli sanatçıların üretimleri herkesin kabul ettiği bir külliyata dönüşüyor. Biz bunu oluşturamıyor, dünyaya öncü bir katkıda bulunamıyoruz."

"Yeni olan Türkiye değil, davasızlık"

Söyleşinin sonunda "Yeni Türkiye" kavramını bir kez daha mercek altına alan Murat Germen, "Ortak bir davamız yok. Herkes birbirinin yanlışını ortaya çıkarmaya çalışyor. Aslında yeni bir Türkiye yok, yeni olan bu davasızlık" diyerek, "yeni" kelimesi ile bu kopukluğa dikkat çekmek istediklerini vurguladı.

Germen'in söyleşiye katılan dinleyicileri önerisi ise şuydu:

"Hepimizin görevi, bu ülkenin doğasının ve kentteki yaşamımızın bozulmasına yönelik birşey gördüğümüzde kaydedip paylaşmak. Mühim olan, bir meselesi olmak. Murathan Mungan'ın bu kitap için kaleme aldığı önsözde beni en mutlu eden söz, bana, 'meselesi olan bir adam' demesiydi. Bir konuda hassasiyet geliştirememiş insanlara bunu hatırlatmalıyız. Elbirliğine ve inanca ihtiyacımız var. Ben sadece insan olmanın davası peşindeyim." 

Etkinlik, yazarın okuyucuları için kitabını imzalaması ile sona erdi.


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :