Jüri üyeleri Tuncer Çakmaklı, Alişan Çırakoğlu, Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Prof. Dr. Güzin Konuk ve Nükhet Demiren'in konuşmacı olarak katıldıkları Kolokyum Meydanı'nda ise, yarışma süreci ve gezi bu kez uzmanların gözünden aktarıldı.
Güzin Konuk: Yenilikleri paylaşmak eğitimcilerin önemli bir görevi. YTONG ile birlikte yeni bir yarışma süreci ortaya koymak istedik. Değişim ve dönüşüm, içinde bulunduğumuz dönemi temsil eden değerler. Mimarlık da bu süreç için önemli bir aracı.
Celal Abdi Güzer: Her tasarım süreci aynı zamanda bir eleştiri sürecidir çünkü ne yapmayacağınıza karar verir ve önceliklerinizi belirlersiniz. Bunda, içinde bulunduğunuz kültür ortamı çok önemlidir. Kendiliğinden bir araya gelen yapılar kent değildir. Kent-mimarlık-kültürün birlikteliği ve çatışmaları bir süreklilik yaratır. Bugün bir yapı kazanırken kent ayaklarınızın altından gidebiliyor. Biz bu yarışmada yol gösterici olmadık, gençlerin içinde oldukları bir duruma mikrofon uzattık. Yarışmanın gezi, forum, kolokyum ile birlikte sürdürülebilir bir süreç sunması çok değerliydi. Bunun bir gelenek olarak devam ettirilmesini diliyorum.
Alişan Çırakoğlu: Gelen projelere baktığımda "gençler ne kadar karamsar" diye düşündüm. Eleştirel duruş, mimarlığın bulunduğu ortam ile ilgili çok pembe bir tablo çizmiyordu. Sonra projeleri inceleyince katılımın çok tatmin edici olduğunu gördüm.
Tuncer Çakmaklı: YTONG yarışma modelini ilk kez bu yıl değiştirdi ve yeni düşüncelere kapı açacak bir ortam oluşturdu. Amerika'dan Milano'ya kadar dünyanın her noktasından Türk vatandaşlarının katılım gösterdiği bir yarışma oldu. Artık bu ortam, mimarlık dünyası dışındaki kişilerin de kentle ilgili neler yapılabileceğini paylaşabileceği, sosyal çevreye ve geleceğe açılacak bir kapı olarak değerlendirilimeli.