Özgürlükçü yapısını çalışma hayatına da yansıtarak, açık ofislerin yaygınlaşmasını sağlayan Y kuşağının ofis tasarımlarındaki hakimiyeti Z kuşağının ekip çalışmasına uygun olmayan, bağımsız ve yüksek özgüvenli karakterinin ofislere yansımasıyla sona eriyor.
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde firmalar dört kuşağın bir arada çalıştığı bir döneme girecek. Kurucu ya da Onursal Başkanlığa terfi edecek "Baby Boomer" lar ve X kuşağının, gençlik enerjisiyle dolu Y ve Z nesliyle çalışmaya başlaması, ofis alanlarında kuşaklar arası çözümler planlanma zorunluluğunu da beraberinde getirecek.
Değişime 'hevesli' Y kuşağının hemen ardından gelen Z kuşağının teknoloji ile büyümesi nedeniyle daha bireysel yetiştiğini anımsatan ERSA Mobilya Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Ata, çalışma ortamı tasarımlarının da son dönemde yeni kuşaklara uygun olarak belirlendiğini vurguladı.
Ata, klasik ofis düzeninde azalma gözlendiğini, işbirliği içinde çalışan ve sosyal bağlantılar kurma ihtiyacından motive olan, özgürlüğüne düşkün Y kuşağının iş yapma tercihlerinin de bu değişikliği tetiklediğini belirterek, şunları söyledi:
"Çalışma dünyasına iyiden iyiye alışan Y kuşağı, kullanacakları alanlar için çeşitli seçenekler talep ediyor. Firmalar da bunlara yanıt vermek için çatı bahçelerinden, samimi lounge alanlarına; kafeteryadan, oyun odası ve meditasyon merkezlerine kadar değişik bireysel ve interaktif mekanları çalışma ortamlarına ekliyor. Bunların sonucunda doğan ofis tasarım felsefesi ise açıklık, çeşitlilik ve karmaşıklık unsurlarını ev hissiyle kombine eden bir yaklaşım olarak gelişiyor. Bu durum da açık ofis yerleşiminin daha fazla öne çıkmasını sağlıyor."
Özgürlükçü Y, içe dönük Z'ye dönüşüyor
İçe dönük Z neslinin de iş dünyasına girmesiyle ofis alanlarında köklü değişiklikler yaşandığının altını çizen Ata, iletişimi sosyal mecralar aracılığıyla kurmayı tercih eden yeni kuşak alışkanlığının tasarımlara da yansıdığını kaydetti. Ekip çalışmasına çok uygun olmayan Z kuşağıyla, açık ofis kavramının 'trend' olmaktan uzaklaşacağına dikkati çeken Yalçın Ata,
"Z'ler, önümüzdeki 5 yıl içerisinde iş dünyasında çok daha görünür olacak. Dünyada olup biten her şeyin farkında olan, ne istediğini iyi bilen, kendilerini doğru ifade eden Z kuşağı, aynı zamanda eğitime ve yaratıcılığa verdiği önemle de iş dünyasına yenilikçi anlayış getiriyor. Tasarım özelinde ise geleneksel ofis alanları Z kuşağının ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Takım çalışmasını önemsemeyen, bireyselliği savunan ve çevreyle doğrudan iletişim konusunda sıkıntı yaşayan bu kuşak açık ofis düzeninde rahat çalışamıyor. Bu da firmaların daha kapalı ve kendine özgü ofis alanları oluşturmasına neden oluyor" dedi.
Türkiye'deki tek yetkili temsilcisi oldukları, dünya ofis mobilya sektörünün önemli markalarından Haworth'la kuşaklararası çatışmalarda yumuşak geçiş yapabilme üzerine çalışmalar yaptıklarını bildiren Ata,
"En genç ve en yaşlı ofis çalışanları açısından kritik öneme sahip olacak ‘okunur' çalışma alanları oluşturma konusunda çalışıyoruz. Okunurluk, geleceğin dört kuşağını barındıracak ofisler için evrensel bir tasarım prensibi olarak düşünülmeli. Okunur tasarım, şirketlere her kuşaktan çalışanı daha iyi destekleme olanağı verir. Biz de Haworth'la yaptığımız çalışmalarda ‘okunur' tasarımı Türkiye'ye yerleştirmek üzerine düşüyoruz" diye konuştu.