Son olarak, üniversite ile bağınızı sürdürmek amacıyla kurduğunuz ‘Rıhtım' adlı Facebook sayfanızdan bahsedebilir miyiz?
Rıhtım çok önemsediğim bir girişim. Bizim, 3-5 Mimar Sinanlı arkadaşın tekrar bir araya gelme güdüsünden ortaya çıktı. "Hepimiz işe güce gömüldük, görüşemiyoruz, üniversite günlerimizi çok özledik" derken bu sayfayı açtık. Biz aynı zamanda 90'lı yıllarda Mimar Sinan'ı ayağa kaldıran ekibiz. Kulüpler Birliği'ni kuran, ismini koyan dahi benim. Üniversiteye başladığımda 3-4 kulüp vardı. Biz önce bunu 20-30 kulübe çıkarttık. Sonra, bu üniversitede 20 yıldır hiç şenlik yapılmıyor, bir şenlik yapalım dedik. Ben hala ‘sanat şenliği' diyorum ama ismi ne yazık ki ‘bahar şenliği' olarak kaldı. Bu şenlikler sayesinde insanları buluşturduk. Apocalyptica'yı bile İstanbul'a getirdik! Her şey farklı olmalı diye yola çıkıp, sahneyi rıhtıma kurmak yerine, denizin üstüne yüzer bir platform yerleştirdik. Grup elemanları motorla gelip sahnenin üstüne çıktılar. Havai fişek gösterisi bile yapmıştık.
Peki bunun için bir sponsorunuz var mıydı?
Hayır, yoktu. Biz Apocalyptica'yı getiririz dedik. Tek güvendiğimiz şey bilet satmaktı. Konserin bir gün öncesine kadar yağmur yağıyordu. Yeteri kadar bilet satılmazsa o parayı nereden bulacağımız hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Kimse cesaret edemeyince sözleşmeyi imzaladım. O gecenin sonunda tamı tamına yetecek parayı toplamıştık. Bunları anlatırken Rıhtım ruhunu anlatmaya çalışıyorum aslında. Derslerin dışında farklı bir şeyler yapabilmek, toplumun kaybettiği özgüveni geri aşılamak… Biz bundan çok keyif alıyorduk. Konserden sonra Öğrenci Konseyi sistemini kurduk. Yaklaşık 20 kişi üç ay boyunca çalışıp bir tüzük hazırladık. Gerçek anlamda bir seçim yapıldı ve öğrenci konseyi başkanı oldum.
Yani üniversiteyle bağ kurmak derken, orada ders vermek gibi bir amacım yok. Pratik hayatla, gerçek hayatla özdeşleşen, örgütlenebilen -siyasi ideolojik örgütlenmeyi kastetmiyorum-, duruşu olan, sanatı özgür bir şekilde savunabilen Mimar Sinan ruhunu canlandırmak istiyorum. Mimar Sinan denildiği anda insanlar bir dursun. Bu ülkede bunu başarmış belli kurumlar var. Galatasaray ve ODTÜ örnekleri var. Sanat deyince insanların ilk aklına gelen şey Mimar Sinan Üniversitesi... Bu insanları bir araya getirip, aynı zamanda profesyonel bir ‘link' oluşturmalıyız. Bütün Mimar Sinanlıların ve kendini sanatla özdeşleştiren, sanatına sahip çıkanların bir araya geleceği bir Rıhtım organizasyonu… İsmine özellikle Rıhtım dedik. Türkiye'de gerçek sanata, aydınlığa sahip çıkan, çiğ siyaset tartışmalarına girmeyen, bir şeyler üretmeye çalışan bir yapıdan bahsediyorum. Bunu Mimar Sinan ve o günkü ruh yapabilir. Bu gücü gittikçe artırarak, iş hayatında birbirimize destek vererek, Mimar Sinan ruhunu tekrar canlandıracak bir yapı oluşturma arzusundayız. Bunun altında belki zamanla sosyal sorumluluk projeleri de gelişecek.
Sosyal sorumluluk projesi anlamında somutlaşan bir fikir var mı aklınızda?
SKM Projects+, yapılanması, büyümesi hiçbir zaman durmayacak bir şirket. Bu anlamda vizyoner yapısıyla bir yanda kampüs kurabilir, bir yanda yeni bir akademi kurabilir, bir yanda eğitimlere girebilir, bir yanda dünyaca ünlü kuruluşlarla işbirliği yapabilir. Mesela şu anda Envirosell ile bir ‘exclusive' işbirliği anlaşması imzaladık. Paco Underhill'in sahibi olduğu Envirosell, 27 yıllık bir Amerikan şirketi ve perakende danışmanlığında dünyanın en bilineni. Şu anda Türkiye'de sadece bizimle çalışıyorlar. ‘Akıl' dediğim konuyla ilgili müşteri deneyimlerine bakıyorlar. Mağazalara kameralar kurup, kaç kişi girmiş, kaç kişi çıkmış, hangi ürünlere yönelmişler, hangilerini almamışlar, tüm bu tüketici davranışlarını inceliyorlar.
Az önce dünyadaki gelişmeleri takip ediyoruz derken bunu kastediyordunuz sanırım.
Sadece takip etmiyor, ‘know-how' ile ilgili ciddi anlaşmalar da yapıyoruz. Çünkü bunu bir şekilde Türkiye'ye getirmemiz gerekiyor. Gelişmesi, büyümesi hiç bitmeyecek bir mimarlık hizmetler şirketinden bahsediyoruz aslında. Ben hiç kimseyi kendime rakip olarak görmüyorum. Bunu küçümsemek anlamında söylemiyorum. Kafamdaki yapı, kafamdaki model çok farklı, hep hayallerle süslü...