Aysel Ceylan
Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı, 2013 mezunuyum. İki yıl boyunca kendi mesleğimi yapamadım, burada çalışmaya başlayalı da birkaç ay oldu.
Yarışma sürecini Songül’le birlikte yaşadık. Ofisin bir atölye gibi olduğunu, her gün bana bir şeyler kattığını düşünüyorum. Yeni bir şey öğreniyor ya da kullandığım programda bir adım daha ileriye gidiyorum. İnan Bey’e de İlker Bey’e de bir şey sormaktan çekinmiyoruz. Daha yolun başındayız ama burada severek çalışıyoruz.
Bu ofiste çalışmak proje çeşitliliği açısından da beni çok geliştiriyor. Mesela TESKİ’ye hazırlandığımız dönemde mimari anlamda çok az bilgim varken o süreçten sonra kendimi biraz daha geliştirip, konuya daha hakim olmaya başladım. Böyle bir ortamın bana kattığı şeyler sadece peyzaj mimarlığı üzerine çalışacağım bir ofisten çok daha fazla oluyor.
Birlikte üretme sürecinin sonuç ürününü oldukça iyi yönde etkilediğini ve ileride farklı meslek gruplarıyla birlikte çalışmanın da daha iyi sonuçlara götüreceğini düşünüyorum.
Songül Gedik
Karabük Üniversitesi Mimarlık Bölümünden 2015 yılında mezun oldum. İlk iş tecrübem Critical Design Studio olduğu için diğer ofislerle bir kıyaslama yapamıyorum ama profesyonel hayata burada başladığım için mutluyum. Çünkü yeni mezun biri olarak teknik ressam gibi çalıştırılmıyorum. Bir proje geldiği zaman masanın başına oturuyoruz ve ne yapalım diye beraber konuşuyoruz.
İlker ve İnan Bey’in de dediği gibi burası gerçekten bir atölye. Yeni mezun biri olarak bilmediğim çok şey var ancak burada her şeyi çok rahat birbirimize sorabiliyoruz. Yapamadığım şeyler hakkında yardım alıyorum, ya da projelerin bazı kısımlarını başka birine devrediyorum. Şu an için tek problem, evimin ofise uzak olması. Ofisten mutlu çıkıyorum ama eve vardığımda çok bitkin oluyorum. Normalde sadece hafta içi çalışıyoruz, ancak iş yoğunluğuna bağlı olarak hafta sonları çalıştığımız ya da geç çıktığımız oluyor. Ama hafta sonları da çalışıyoruz diye bir durum yok, biz zaten işlerimizi yetiştirmek için gelmek istiyoruz.
Ofise geldiğimde bir yarışmaya hazırlanıyorlardı, ilk o projede çalışmaya başladım. Proje için hep beraber çalıştığımız, beraber konuşarak ürettiğimiz için keyifli geçiyor. ‘Ben tasarladım, oldu’ gibi bir durum yok. Kolektif bir ürün ortaya çıkıyor. Birkaç iç mimari tasarım projesine de dahil oldum, süreç yine aynı şekilde ilerliyor.
Bu ofiste okula devam edip bir yandan da maaş alıyor gibi hissediyorum. İlker ve İnan Bey aynı zamanda patronum, bazı şeyleri yanlış yaptığımda dikkat etmem için tabi ki beni uyarıyorlar. Genelde yarışmalara hazırlandığımız için de bu süreç daha çok okulda proje yapma aşaması gibi ilerliyor. Ancak uygulama projeleri daha ciddi ilerlediğinden, belirli proje teslim tarihleri, yetiştirilmesi gereken işler olacağı için o zaman bu süreç nasıl olur bilemiyorum. Bu tasarım ve fikir yarışması olduğu için hepimiz yarışmaya birlikte hazırlanarak ortak bir ürün çıkardık.
Üç boyutlu modelleme programlarında belli bir altyapım vardı. Ancak şu programı çok iyi bilirim, her şeyini yaparım diyemiyorum. Şu an bildiklerimin üzerine yeni bir şeyler koyuyorum. Programlarla ilgili sorularım olursa onlara da danışıyorum. Haftada bir gün perşembe günleri de yeni programlar öğrenmeye başladık. İnan Bey bu konuda oldukça bilgili. Mesela Autocad’de Layout mantığıyla çalışmayı bilmiyordum. Bir hafta o şekilde nasıl çalışılacağını, bir hafta da In Design programını öğrendik. Farklı farklı programların arayüzlerini, bizim işimize yarayabilecek yönlerini öğreniyoruz.
Burada İnan Bey ve Aysel peyzaj mimarı, biz mimarız gibi bir ayrım da yok. İnan Bey kentsel ve mimari ölçekte birçok çalışmada bulunduğu için birçok farklı ölçekte yorumlarda bulunabiliyor. Bu yorumları da mimari tasarımı yönlendiriyor. Yapının kentle olan bağlantısını çok iyi kurduğu için biz de tasarımı çok daha sağlam temeller üzerine oturtmaya başlıyoruz. Yarışmalarda da projeleri uygulanabilecek şekilde hazırlıyoruz. Son katıldığımız yarışmada önerimiz, şartnameye tam anlamıyla uyum sağlayan bir proje olarak ortaya çıktı. Bunun temelinde de İnan ve İlker Bey’in konuya yaklaşımları yatıyor. Uygulama projelerindeki deneyimleri ve İnan Bey’in kentsel ölçektli çalışmaları, projenin işleyen bir yapıya dönüşmesini sağladı. Bu da yine aynı masa etrafında birlikte konuşarak projeyi yürütmemizden kaynaklanıyor. Tasarımı yaparken gözden kaçırdığınız bir noktayı başka biri vurgulayabiliyor. Bu anlamda beraber çalışmanın beni çok beslediğini düşünüyorum. Ekip farklı disiplinlerden kişilerle büyüdüğünde, ki onların hedeflerinden biri de bu, ortam daha da zenginleşecektir.