"Hiçbir yerde çalışmayacağım diyordum; 25 yaşında birinin ortağı olmayı planlamıyordum"
03 Nisan 2009
Nasıl Suyabatmaz Mimarlık'ın ortağı oldun?
Hakan Demirel: 2004-2005 yılında Arif Suyabatmaz'ın okuduğum okulda proje vermesi; benim o proje grubundan proje alamamam; daha sonra Arif Bey'i arkadaşların arkasından izlemem ile başlayan bir ilişki bu. Bir gün Arif Bey kafasını uzatarak "Sen de kimsin?" diye sordu ve ben öğrenci olduğumu, kendi grubumda değil de burada proje dinlemeyi tercih ettiğimi söyledim. Arif Bey ile proje konuşmaya başladığımız bu beş sene öncesine dayanıyor her şey. Bir dönem boyunca çok keyifli Salı ve Cuma günleri geçirdik. Bir yıllık bir aradan sonra Arif Bey'in de aralarında bulunduğu bir ekibin kurduğu yüksek lisans programına, Bilgi Üniversitesi'ne kayıt oldum. Bir yıl boyunca orada hazırlık ve proje stüdyosu arasında mekik dokudum. Ama ben yine proje dersi almayarak, Arif Bey'i dinleyerek, yanında olarak bir ya da iki dönem geçirdim. Daha sonrasında dil eğitimi için yurtdışına gitmek gibi bir niyetim olduğundan söz etmiştim Arif Bey'e. Arif Bey de buna çok sıcak baktı ve imkanlar nedeniyle ailemin bile yapamayacağı bir yardımda bulunarak benim New York'a gitmeme ön ayak oldu.
Dolayısıyla Arif Bey'in yetişmende etkili olduğunu söyleyebilir miyiz?
HD: Aslında mimarlık eğitimimin ortalarından itibaren hayatımda olan bir insandı. New York'ta bir dükkan tasarlıyorduk o zaman. Konsept aşamasındaydı o dönem. Yurt dışında dil eğitimi konusunda Arif Bey'in de destek çıkması ile gideceğim yerin New York olması gerektiğine karar verdik. Hiç bekletmeden, çok hızlı gelişen bir kararla ben kendimi havaalanında buldum. Bir sene New York'ta bulundum. Bu aralıkta sürekli olarak yazışarak yapılan projelerden haberdar oldum. Hatta yazın bir yarışma projesi için İstanbul'a geldim. Ne yapacağım konusunda bir karar da vermemiştim o tarihte. Dönüşümde, bu proje sayesinde birlikte iş yapmanın keyfini yaşadım ve Ağustos ayı gibi karar verme aşamasına geldik. Bodrum'da bir proje ile ilgilenirken ortaklık üzerine fikirlerimiz kesinleşti. Yedi-sekiz aydan beri de çok keyifli bir şekilde bir ofis yürütüyoruz.
Peki Arif Bey'den başka uzun soluklu olarak yanında çalıştığın birisi oldu mu?
HD: Ben hiçbir yerde çalışmadım aslında. Benim böyle bir kararım vardı; bunu Arif Bey'le de konuşmuştuk. Belki genç yaşta verilmiş cahilce bir karar da olabilirdi ama... Hiçbir yerde çalışmayacağım diyordum. Okul zamanında da 20'ye yakın yarışmaya girmiştim ve sürekli yarışma projesi hazırlıyordum. Belli mimarla ortak bir şeyler yapmak gibi bir hayalim vardı. Ama 25 yaşında birinin ortağı olmak gibi bir planım da yoktu açıkçası, bir fikrim de. Ama böyle bir fırsat gelişti.
Arif Bey ile tecrübeyi birlikte ediniyoruz; onun tecrübelerinden de faydalanıyorum. Bu hengamede bir şeyler öğreniyoruz.
Çok ilginç bir karar aslında kimsenin yanında çalışmamak...
A.S: Harika bir karar bence! Keşke ben de uygulamış olabilseydim.
H.D: Arif Bey ile karşılaşmasaydım bu karar iyi mi olurdu, beni nereye götürürdü hiç bilemiyorum. Kararımdan sonra hızlı gelişen bir ortaklık oldu ve ben çok haklı çıktım. Her kararda da böyle olmayabilir.
A.S: Çalışmak belirli bir tecrübe kazandırıyor insana; fakat çalışmamak da kazandırıyor. Bir örnek vereyim: Şimdi çok meşhur oldular; Stuttgart'taki Porsche Müzesi'ni yapan mimarlar Roman ve Elke Delugan-Meissl'dan söz ediyorum. Onlar benim Viyana'da çok iyi arkadaşlarımdı. Elke benim çalıştığım büroda, Holzbauer'de çalışırdı ve Roman'a, yani kocasına bakardı. Roman da aynı Hakan gibi bir karar vermiş. Bir kere bu kararı vermek bile, bana sorarsanız, bir bilinç gösteriyor.
Suyabatmaz Mimarlık'ın İlginç ve "Karışık" Hikayesi
Arif Suyabatmaz İle Projeler ve Planlar Üzerine
Suyabatmaz Mimarlık'ın Genç Ortağı Hakan Demirel ile Bir Yuvarlak Masa Söyleşisi
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın