"Kendi topraklarımda böyle bir medeniyetin müzesini yapmak ayrı bir keyifti"

01 Şubat 2013

Van'daki Urartu Müzesi'nin proje elde etme sürecinden bahseder misiniz?

Projeyi davetli yarışmayla elde ettik. Dört proje arasından bizimkisi seçildi. Keyifli bir proje süreci yaşadık çünkü ilk müze projemizdi. Müze çok farklı bir çalışma disiplini gerektiriyor. Farklı ihtiyaçları bir arada çözmeniz gereken binalar bunlar.

Urartu medeniyeti Türkiye coğrafyası ve tarihi açısından önemli bir yere sahip. Bunun ciddi bir sorumluluk hissi getirdiğini tahmin ediyorum...

Benim için çok ayrı bir yeri vardı çünkü o topraklarda büyümüştüm. Çocukluğumu o kitabelerdeki çivi yazısının ne anlama geldiğini bulmaya çalışarak geçirdim. Kendi topraklarımda, oyun oynadığım yerlerde, böyle bir medeniyetin müzesini yapmak çok ayrı bir keyifti benim için. Müzede sergilenecek eserlerin bulunduğu yeri gördüğümde çok heyecanlandım. Hiç kimsenin görmediği ve bilmediği eserler o tozlu raflarda saklıydı. Van Valisi Sayın Münir Karaloğlu'nun çabalarıyla bu işe ciddi bir bütçe ayrılarak hızlı bir şekilde proje sürecine geçildi. Yaklaşık 12 bin metrekare kapalı alana sahip Urartu Müzesi, tamamlandığında Türkiye'nin en büyük müzelerinden birisi olacak.

Van Kalesi olarak adlandırılan Urartu Kalesi'nin ön avlusunda, giriş kapısına yakın bir konumda yer alan müze, bir anlamda kalenin merkezi konumunda. Buranın, Urartu medeniyetini sergilenmek için en uygun yer olduğu düşünüldü. Tabi sit alanında, kale yapısının yanında bu kadar büyük bir yapının konumlandırılması ciddi eleştirilere de neden oldu.



Projeye başlanmadan önce zeminin araştırıldığını umuyorum.

Tabi zemin araştırıldı. Zaten antik kentin ve surların dışındaki arazilerden birine konumlandırıldı. Antik kente kesinlikle dokunulmadı. Bana göre doğru bir yerde çünkü kaleye gelen ziyaretçiler buraya da kolaylıkla uğrayabilecek. Ziyaretçilerin kaleyi ve oradaki yapıtları gördükten sonra bu müzeyi gezmeleri, Urartu medeniyetini yaşayarak deneyimlemelerini kolaylaştıracak.

Yapının mimari özelliklerinden de bahsedebilir misiniz? Cephede, kalenin aksettiği yansıtıcı bir yüzey kullanıyorsunuz.

Yapının biraz yok gibi durmasını istedik. Ön cephede, kalenin siluetinin tamamıyla müzenin üzerine düşeceği bir ayna yüzey var. Müze, ayna duvar dediğimiz yüzeyin arkasına saklanmış bir yapı. İçeriye girdiğinizde yapıyı algılayamıyor, sadece karşısında duran kalenin siluetini görüyorsunuz.

Bu ilkeyle yola çıktığımız projede, birden fazla medeniyeti, birden fazla dönemi sergilemeyi hedefledik. Dolayısıyla farklı birimlerle, farklı kabuklarla, farklı kırılgan tabakalarla bir kompozisyon, bir geçiş sağladık. Farklı hollerde farklı anlatımlar ile projeyi tamamlamış olduk. Gerek iç mekanlarıyla gerekse standlarıyla Urartu'dan ilham alan, mistik bir dünyanın modern yüzü olarak nitelediğimiz iç mekan tasarımları ön planda. Tamamlanmış halini biz de merakla bekliyoruz. İnşaatına başlandı, 7-8 ay içerisinde bitirilmesi planlanıyor.

Sergileme açısından danışmanlık aldığınız bir müzeolog ya da müze tasarımcısı oldu mu?

Van'daki tüm arkeolojik çalışmaları yürüten, bu konuda çok ciddi donanımı olan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Oktay Belli'den destek aldık. Hollerin ve standların planlanmasında ise Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı mimarlar ile birlikte çalıştık. Bunları kesinlikle kendi başımıza yapamazdık.

Müze konusuna eskisi gibi sadece statik bir sergileme olarak yaklaşılmıyor. Mümkün olduğunca etkileşimli mekanlar yaratılmaya çalışılıyor. Urartu Müzesi'nde de bu doğrultuda bir çalışma olmuştur sanırım.

Bunları çokça kullandık. Eksik parçalı kitabeleri hologramlarla tamamladık. Dijital ekranlarla anlatımı sağladık. Gösterim salonlarında üç boyutlu gösterimler yapılabilecek. Mekanlarda gerçeklik hissinin yaratabilmesi için hollerde projeksiyon ekranlarıyla o atmosfer, o sokak dokusu yaratılıyor. Tabi bunun sonu yok, bütçenin el verdiği bir sınırda tutuldu. Müzeler Müdürlüğü'nün Gaziantep projesiyle eşdeğer ölçekte bir bina olacak. Türkiye'de son dönemde birçok yeni müze yapılmaya başlandı. Bunlar, diğerleri için ilham olacak ilk örnekler. Bence artık teknolojik müzeler devreye girecek. Örneğin Çin'deki İmparatorluk Müzesi'nde birçok ürünün hologramı sergileniyor. Gerçek eserleri, yıpranmaması için sabit bir iklimlendirmeyle depoda saklı tutuyorlar. Ülkemiz çok değerli eserlere sahip, bu bilinçlenme bizde de yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

Ahtamar Kilisesi'nin restore edilerek ziyarete açılmasıyla birlikte Van'daki turist sayısında belli bir artış sağlandı. Gaziantep'teki mozaik müzesi de kentin canlanmasında önemli bir role sahip.

Stadyumlarda ilkleri oynayıp birçok kente, birçok kuruma ilham olduğumuzu düşünüyoruz. Müze ve kültür yapılarının da aynı ilhamı verebilmeyi ümit ediyoruz.


Bir Kurumsallaşma Hikayesi: Ofiss Mimarca'dan BKA'ya
Anadolu'daki Mega Yapılardan, Guiness Adayı Akvaryuma
Heyecan ve İllham Veren Projelerle Yola Devam...
BKA Bebek Ofisi
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :