"Kurumsallaşma, uluslararası projelerde boy göstermek adına bir gereklilikti"

Sizinle birlikte Kayseri'den buraya gelenler oldu mu? Yoksa İstanbul'da ayrı bir ekip mi oluşturdunuz?

Tamamıyla yeni bir ekip kuruldu. İstanbul'da da yine Kayseri'de olduğu gibi, ofisin açılışından bu yana süren BKA sistematiğini, yaklaşımını, konumunu bozmadan aynı değerlilikte, aynı ölçekte yola devam ediyoruz.

İsminizin Ofiss Mimarca'dan Bahadır Kul Mimarlık'a dönüşmesi hangi döneme denk geliyor?

İstanbul ofisimizle beraber Ofiss Mimarca ismini kullanmamaya başladık. Ofisin adımı taşımasının daha doğru olacağını düşündüm. Bu kurumsallaşma hamlesi, uluslararası projelerde boy göstermek adına da bir gereklilikti. Çünkü İstanbul dünyaya açılan bir kapı. Birçok müşterimiz yurtdışından ya da Anadolu kentlerinden. Dolayısıyla onlar için bir merkez oluşturabilecek yegane yer İstanbul'du. Tabi burada okumadığım için kente çok hakim değildim. Ankara bir nebze daha Anadolu'ydu, alışkanlıklarımız vardı. Ama İstanbul zordu. Bütün bunlar dezavantajdı.

Mekan olarak neden Kuruçeşme'yi seçtiniz?

Kuruçeşme'de, yakın arkadaşım İdil Dağlı ile birlikte aynı ofisi kullanma durumumuz oldu. İstanbul'a alışmamda kendisinin büyük emeği vardır. Buraya çok hızlı adapte olduk çünkü İstanbul'un her şeyi hunisine katıp alıştıran bir durumu var.

Yeni ekibinizi nasıl oluşturdunuz?

İşe birkaç genç mimar arkadaşla başladık. Oluşturduğumuz iletişim zinciri sayesinde kısa sürede halkalar birbirini tamamladı. BKA Bebek ofisi tam da İstanbul gibi dinamik ve heyecanlı bir stüdyo. Birlikte çalıştığımız arkadaşlarla kenti, dünyayı ve mimari hayallerimizi konuşuyor, heyecanlanıyoruz. Bu ofiste aldığımız ilham çok fazla. Mimarlığın disiplininle birlikte gitmesine önem veriyoruz.