Mezun olduktan hemen sonra 1993 yılında Miami'ye gittiniz. Nasıl bir nedeyimdi Miami sizin için? Başka bir ülkede çalışmak zor muydu?
Hayır, İspanya'da çalışmaktan çok daha kolaydı! Çünkü Miami'nin "Ne yaparsanız onu ödersiniz" anlayışı üzerine kurulmuş ve çok iyi işleyen bir sistemi var. 200 mimarın bünyesinde bulunduğu, Miami'nin en büyüğü olan Amerikan Bermello Ajamil & Partners'ta çalışıyordum. Daha sonra birden orada olmak istemediğimi fark etim ve Madrid'e döndüm.
Döndükten sonra Madrid'de küçük çaplı bir inşaat şirketi olan UV'yi kurdunuz değil mi?
Evet, söylediğiniz gibi UV küçük çaplı bir inşaat şirketiydi.
Neden mimarlık ofisi yerine, bir inşaat şirketi kurmayı tercih ettiniz?
İnşaat şirketi kurmayı tercih ettim, çünkü o zamanlar mevcut olan mimarlık işleri beni hiç ilgilendirmiyordu.
1997 yılında tekrar yurt dışına gittiniz mimarlık yapmak için. Bu kez Brezilya'ya...
Evet, Brezilya deneyimim Miami'den daha farklıydı, çok eğlenceli bir deneyimdi. Örneğin yol yoktu, hiç bir şey yoktu, bir ormanın ortasındaydık. Çok keyifliydi her şey… Bir yıl boyunca Brezilya'ya gidip gelerek "Arraial da Ajuda" bungalow otelinin yapımında çalıştım. Fakat sürekli birilerinin gölgesi altında çalıştığımı ve bunu istemediğimi fark ettim. En sonunda şefim bana gereksiz yere bağırınca sinirlendim ve oradan ayrıldım. Deliydi, fazla kokain alıyordu!
Ve yine Madrid'e döndünüz. Eninde sonunda hep Madrid'e dönmüşsünüz. Madrid vazgeçilmez mi sizin için?
Evet, hep Madrid'e döndüm. Madrid'de doğdum sayılır –yani doğduktan hemen sonra Madrid'e gelmişiz- Madrid'de yaşadım. Madrid'i seviyorum.
Madrid'de MB adında bir inşaat şirketi daha açtınız...
Evet, hala mimarlık hala aynı koşullara sahipti çünkü. MB küçük bir inşaat şirketi olarak geçse de, aynı zamanda Carlos Arroyo gibi arkadaşlarımla bir araya gelerek birlikte iyi işler çıkardığımız bir "thought production office"ti.