Bu ofisin kuruluşu üzerine konuşalım biraz… 2007 yılında, iki ülkede mimar olarak çalıştıktan ve Madrid'de biri biraz daha farklı bir konseptte iki tane küçük çaplı inşaat şirketi deneyiminden sonra kendi mimarlık ofisinizi açtınız. Neden? O yıllarda ülkedeki mimari koşullar değişmiş miydi?
1998 yılından sonra mimarlık dergilerinde beni heyecanlandıracak, işlerin güzel sanatlar ile ilgili yanlarının ağır bastığı projelerin olduğunu görmeye başlamıştım. Croquis ilgimi çekmişti; ondan önce yine Herzog & deMeuron, OMA ve Sejima'nın işleri ilgimi çekiyordu. Fakat İspanya'nın panoraması o kadar üzücüydü ki, hiç bir şey yoktu yeni yapılacak mimarlık adına. Dediğim gibi, 1998'den itibaren hem kendi, hem de kazancı güzel olan projeler çıkmaya başlamıştı. Ayrıca Madrid'de bu işi yapmaya gerçekten başladığınızda, bağlantılarınız işe dönüşüyor, oralardan işler çıkmaya başlıyor. Dolayısıyla ben de bu ofisi açmaya karar verdim. Bir de, şimdi öyle olmasa da 10 yıl önce İspanya'da ofis açmak kolaydı; bir yer kirala, oraya bir telefon hattı bağlat, bir tane de bilgisayar al ve işte sana mimarlık ofisi!
Peki siz ofisinizi kurdunuz ve "construction", "concept" ve "thought production office" başlıkları altında çalışmaya başladınız. "Thought production office" kavramını bize açıklayabilir misiniz?
Mimarlıkta "thought production office" kavramını, tıpkı sinemada olduğu gibi düşünmeliyiz bence. "Thought Production Office"te film üretimi yapılır gibi mimarlık üretimi yapılıyor. Mimarlık alanında çalışan bütün mimarlar, yönetim işleriyle meşgul olduklarından üretim yapamaz haldeler. Bu konuda ortada dolaşan pek çok fikir ve düşünce ve aslında sunumu doğru düzgün yapılamayan bir popüler kültür var. Her şey sanki normalmiş gibi olup bitiyor. Fakat bence, her proje için ayrı bir çözüm üretmeyi öneren bu konseptin özel bir sunumu var. Yeni teknolojiler, yeni malzemeler ve yönetimle ilgili her şey buna dahil! Daha sonra ise işin mühendislik kısmına geçiliyor. Büyük firmalarda bu süreç bir şekilde ilerliyor. Peki firma küçük ise bu işleri kim yapıyor? Ben.
Başka bir deyişle mimari düşünce üretimi, bürokrasinin ve geleneksel proje yönetiminin katı kurallarından uzakta profesyonel bir hizmettir.
"Know-how" denilen şeyin, bizim konseptimizde "Thought Production Office" olduğunu söylüyoruz biz. Bunu da Google, Facebook gibi bedava sunuyoruz. İş, karşı tarafın nasıl para kazanacağı bilgisine geldiğinde, biz de para kazanmaya başlıyoruz. Yani bu konseptte insanlara nasıl para kazanabileceklerini söyleyerek para kazanıyoruz.
Mimarlık sizin için ne anlama geliyor?
Mimarlık benim için bir bahane; ilgimi çeken yaratıcı bir işi yapabilmem için bir vesile. Yarattığım şeylerin büyük mü yoksa küçük mü olduğuyla ilgilenmiyorum. "Big Choco Bunny"i gördünüz mü?
Hayır, görmedim.
Facebook'ta görselleri olacaktı, göstereyim size.
Sosyal medyayı verimli bir biçimde kullanıyorsunuz sanırım?
Facebook'u evet, ama Twitter'dan hoşlanmıyorum. Çünkü söylemek istediğimi 140 karaktere sığdıramıyorum.
(Fotoğrafları gösteriyor) İşte, bu bizim Hyundai için yaptığımız yeni konsept projemiz. Üç çeşit "Big Choco Bunny" var. Bence bu da mimarlık yapmanın diğer bir yolu… Açıkçası mimarlığın, her zaman büyük şeyler demek olduğunu düşünmüyorum; ama bence mimarlık her zaman yaratıcılık anlamına gelir.