"Mimarlığın insanların hayatında pek yeri yok"
02 Ağustos 2013
EAA döneminde kazandığınız Avrupa'daki 40 yaş altı 40 mimar ödülü sizin için itici bir güç oldu mu?
Oldu tabii. Bir anda çok emek verdiğiniz bir konuda insanlar sizi parmakla gösterip bu işi iyi yaptığınızı söylüyor. Bunun verdiği bir motivasyon elbette ki oluyor. Sonuçta bu tür bir yarışmayla genç mimarların ortaya çıkartılması, bunun da merkez ülkelerden birinde değil de çeperde duran bir ülkeden, Mimar Sinan dışında mimarlığın pek anılmadığı bir anlayışın içerisinden çıkıyor olması elbette ki önemlidir. Ama sonuçta başka bir noktadan baktığınız zaman çok da önemli olmayabilir. Bulunduğunuz yakın çevreye ne kadar doğrudan katkı sağlayabildiğiniz belki daha önemlidir.
Mimarlığın genel olarak insanların hayatında pek yeri yok. Mimarlık çok önemlidir ve mutlaka herkes mimarlık hakkında fikir sahibi olmalıdır demiyorum ama gündelik hayatın içerisinde mimarlık kültürü neredeyse hiç konu edilmiyor. Böyle bir merak yok. Bu da durup dururken olmaz, eğitimle ilgili, mimar olmasam ben de bilmezdim.
Mimarın tam olarak ne yaptığını bilmeyen de çok...
O çok önemli değil. Önemli olan etrafındaki yapılara ilişkin bir merak edinmektir. Günlük gazetelerde haftada bir de olsa gayrimenkul projeleri, imar konuları veya kaçak inşaatlar dışında da mimarlığın yazılıp çizilmesi, takipçilerinin olması beklenebilir. Bu hem mimarlık kültürünü besler hem de insanlar bir mimara ihtiyaç duyduklarında ondan ne bekleyeceklerini bilirler. Bu hizmet profesyonel bir iş olarak kabul görür ve buna göre değerlendirilir. İlginç bir şekilde entelektüel dünyada, edebiyat, müzik veya resim konusunda çok bilgili olduğunu düşündüğünüz, fikrine güvendiğiniz insanların mimarlığı pek merak etmediklerini ve bu konuda bilgilerini derinleştirmediklerini görüyoruz. Öte yandan mimarların çoğu da mimarlık dışında başka bir şey merak etmiyor, o da ayrı.
Gezi parkında yaşanan olayların ardından, kent ve kamusal alan yeniden düşünülmeye başlandı. Bu süreç mimarları da mesleğe daha geniş bir çerçeveden bakmaya çağırıyor aslında...
Benim bahsettiğim çok daha gündelik bir şey. Etrafımızda bulunan yapıları merak etmeniz, bunların keyfine varmanızla ilgili de bir durum. Bunun da bugünden yarına değişeceğini düşünmüyorum, bu kültür yavaş yavaş oluşacaktır. Sizin yaptığınız işin bu sebeple çok önemi var. Genellikle neyi, neden sahiplendiğimizin farkında olmadan ilerliyoruz. Yoksa korumacı bir tarafta durmak her zaman çok sağlıklı değil.
Kurucu Kerem Piker ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın