Aslında ODTÜ'de daha önceden de politik olmayan bir afiş geleneği var. Bu afişler nasıl politize oldu peki?
1960 sonrası, 1970'lere kadar ortam hızla siyasileşti. ODTÜ'deki ilk ciddi tanıtım "kampanya"larını 60'ların ortasında, gayet demokratik ve uygar bir ortamda öğrenci birliği seçimlerinde görüyoruz. Taraflar propaganda amaçlı afişler ile kendilerine taraftar bulmaya çalışıyorlardı. Mimarlık öğrencileri de tasarım söz konusu olduğunda ön plana çıkıyorlar, gerek kendi fakültelerinde gerekse diğer fakültelerin, kulüplerin afişlerini o günün kısıtlı yöntemleriyle çözmeye çalışıyorlardı. Konular siyasileştikçe ortaya çıkan işler çeşitlendi ve iş sadece seçim ve kulüp afişçiliğinden çıktı. Zaten öğretime ve genel siyasete değgin talepleri duyurma çabası ister istemez afiş üretmeyi zorunlu kılıyordu.
O dönem için afiş nasıl bir anlam ifade ediyordu?
O dönemde dünyada afiş, 1900'lerin başlarından bu yana iletişimin baş enstrümanı olarak sürdürdüğü krallığının en tepe noktalarını yaşıyordu. O günleri düşündüğümüzde hemen gözümüzün önünde afiş imajları canlanır. 68'de Ankara Televizyonu'nun deneme yayınına girmesiyle, TV reklamcılığında bir hareketlenme olduysa da, gazete dışında gördüğümüz tanıtım malzemesi esas olarak afişlerden oluşuyordu. Dolayısıyla, bugün algılanması oldukça zor olsa da o zaman çok etkili bir tanıtım mecrasıydı ve bir sanat koluydu. Hatta Akademi'de "grafik tasarım" değil, "afiş" bölümü vardı. Her faaliyet için ilk akla gelen şey mutlaka bir afiş hazırlanması gerektiğiydi. Bugün iletişim kirliliğinden dolayı afişin etkisi çok büyük oranda azalmış olmasına karşın, özellikle kültürel faaliyetlerde afiş, varlığını sürdürmeye devam ediyor.
ODTÜ'de üretilen afişlerin farkı neydi?
Sanatın, yayıncılığın, kültürün merkezi doğal olarak İstanbul'du. Ancak siyaset Ankara'da daha hızlı gelişiyordu. Bu siyasetin propagandasını yapacak olanlar da doğal olarak o sırada Ankara'da okuyan gençlerdi. İstanbul'dan esen ve ağırlıklı olarak DGSA Afiş bölümü mezunları veya öğrencilerinden kaynaklanan sade, modernist ve dengeli grafik anlayış, net tipografi kullanımı ile Ant dergisi, Genç Sinema, İleri gibi dergilerin kapakları ODTÜ'lüler için birer esin kaynağıydı. Küba ve Polonya afişlerini de görme şansını yakalamışlardı. Bir kısmı yurtdışına çıkmış ve dışarıda yaşananları gözlemlemişlerdi. İşte tüm bu girdiler temel tasarım eğitiminin süzgecinden geçerek bir tarz oluşmuştu kendiliğinden. Sade, akılda kalıcı kontrast formlar, güçlü ve okunaklı yazı karakterleri, tek tek değil de grup halinde kullanılarak birer "hikaye" oluşturan afişler... Net ve anlaşılır bir ifade, yazılı mesajı destekleyen görseller... İşte ODTÜ afişlerini özgün kılan, bu afişleri İstanbul ve diğer yerlerde üretilen afişlerden ayırt eden özellikler bunlardı.