Icsid'in 50'yi aşkın ülkede üyeleri bulunuyor. Türkiye bu yapı içerisinde nasıl bir konuma/role sahip?
Icsid'in Türkiye'deki üye sayısı son beş yıl içerisinde 3'ten 9'a yükseldi. (Arçelik, ETMK, İTÜ, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Kale Grubu, ODTÜ, Türk Patent Enstitüsü, Türkiye Teknoloji ve Tasarım Merkezi, Uluslararası Fuarcılık A.Ş, Vestel)
Karşılaştırma anlamında söylüyorum; en büyük tasarım topluluklarımızdan birisi olan Güney Kore'de de bu civarda üyeye sahibiz. Endüstriyel tasarım alanında gelişmeye başlayan topluluklarda -özellikle de Türkiye gibi, KOBİ'lerin ihracat anlamında gelişmesinde, endüstriyel tasarımın kilit rol üstlendiği ülkelerde- üye sayımızın da arttığını gözlemledik. Öyle ki Güney Kore'de yaşanan gelişmenin bir benzerini, şu anda Türkiye'deki tasarım topluluklarıyla yaşamaktayız. Bu da oldukça heyecan verici…
IDA Kongresi'nin 2013'te burada yapılacak olması da bu konuda önemli bir gösterge sanırım…
IDA Kongresi'ne ev sahipliği yapacak kent, başvuru süreci sonucunda belirleniyor. İTÜ de, Türkiye'deki diğer üyelerle birlikte bir başvuru dosyası hazırlayarak IDA Kongresi'ne aday oldu. İstanbul, tasarım alanında bu denli büyük bir kongreye ilk defa ev sahipliği yapacak. Gerçekten heyecan verici bir durum… Özellikle de tasarımın kendisinin heyecan verici bir döneme girdiğini düşünecek olursak…
İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nün etkinliğin gerçekleştirilmesinde İSO ile işbirliğine girmiş olması olumlu bir adım. Böylece fonlamada sadece kamunun değil özel sektörün de katkısı alınmış oluyor. Kamu-özel sektör işbirliği, WDC programı başvurularında da dikkat ettiğimiz bir kriter. İTÜ, IDA Kongresi'ne aday olduğunda, Seçici Kurul'un dikkatini çeken noktalardan biri de karma fonlama oldu. Bu yöntem, işbirliği kurma ve ilerleme iddiasındaki tasarım toplulukları için yeni ve inovatif bir yol sunuyor.