Özgür Ulutaş
07 Aralık 2011
Sanırım Vardo ekibinde endüstriyel tasarım öncesinde başka bir lisans macerası olan iki kişi var: Biri Özge, diğeri de sen…
İnşaat mühendisliği geçmişine sahibim. Bu bölümde okumam baba zoru ile yaptığım bir şeydi ve son derece memnuniyetsizdim. Zaten bir süre sonra devam etmemeye başladım ve nihayetinde bölümü bıraktım. Mimarlık ise benim için daha ön plandaydı. Yine de doğrudan mimarlık yapmak istemedim ve tasarıma yönelmeye karar verdim. İletişim tasarımcısı olmak üzere yola çıktım. Ama bu kez de baba ile papaz olduk! Çünkü o "iletişim" lafını hiç sevmedi. "Peki endüstriyel tasarım?" dediğimde ise onayladı. Onun için bugün hala "endüstrici"yim, endüstriyel tasarımcı değil… (gülüyor)
Uzun bir lisans evresinin ardından ikinci kez üniversiteye gelmek ve her şeye baştan başlamak korkutucu gelebilir. Sana nasıl hissettirdi?
Rahatlatıcıydı… Benim açımdan inşaat mühendisliği, okunabilecek bir bölüm değil. Ya çok akademik olacaksınız ya da gözünüz sadece para görecek. Ama ikisi de bana göre değil! Öte yandan çok rahat bir bölümdü çünkü okumuyordum. (gülüyor) Derslere gidiyor, geliyor, sonra da kakara-kikiri sosyalleşiyordum. Endüstriyel tasarım okumak için yetenek sınavına girdiğim gün ise, doğru yerde olduğumu hissettim. Bu meslek yapmak istediklerimle örtüşüyor; benim gibi yapmak istedikleri sürekli değişen bir insanın yapısı ile de örtüşüyor.
İnşaat mühendisliği eğitimi, beraberinde kaçınılmaz bir strüktür bilgisini de getiriyor. Tüm memnuniyetsizliğine rağmen, inşaat okurken "kulağına çalınanlar"ın bugünkü mesleki üretimine fayda sağladığına inanıyor musun?
Diğer sınıf arkadaşlarımdan daha farklı bakıyorum. Daha matematiksel, belki ölçüsel… Yani tabi ki bana kattıkları var. Ama evvelden beri matematiğe ilgili olduğum için şunu da düşünüyorum: Bunu inşaat mühendisliği mi yoksa lise matematiği mi kattı?
Kimdir "Vardo Sakinleri"? Gelin Tanıyalım...
Ve "Sakinlerin Sakin Olmayan Hayatları"
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın