Rusya'daki ofisinizin yapısından, işleyişinden de bahsedebilir misiniz?
BT: Şu anda Bakü'de, Minsk'te projelerimiz var ama ağırlıklı olarak iş aldığımız yer Moskova. Oradaki ekibi buradan daha kalabalık, çünkü sistem Türkiye'dekinden biraz farklı. Genel koordinasyonu sağlayan mühendis arkadaşlarımız da Moskova ofisinde. Rusya'daki diğer Türk firmalarına kıyasla en büyük avantajımız yerel yetkimizin olması. Onun için adımız DP+Güzey olarak geçiyor çünkü orada Güzey olarak iş yapamıyoruz, ayrı bir Rusya firması olması gerekiyor. DP tamamen Rus yasalarına göre kurulmuş bir firma.
En başta Güzey isminin nereden geldiğini sormayı atladık. Yeri gelmişken öğrenebilir miyiz?
BT: Aslında şirket ismiyle ilgili bir sürü fikrimiz vardı ama devlet kabul etmedi. Bununla ilgili ayrı bir yasa varmış, anlamsız isimler koyamıyormuşuz.
GT: Beşimiz de ayrı fikirde insanlarız, ufacık bir ofis mobilyasını tasarlarken bile bambaşka şeyler söylüyoruz. O yüzden isim konusunda bayağı zorlandık. Sonra ortağımızın eşi, yazar Ayşegül Çelik bize ''Güzey''i önerdi. Dağların gölgede kalan kısmı anlamına geliyor. Bir tek ona hepimiz olabilir dedik.
BT: Ama inşaat zamanında gelen irsaliye ve faturaların hiçbirinde ''Güzey'' yazılamadığı için çok zorluk çektik. Güzel, Düzey, Güney, her türlü isim verdiler.
2010 yılında Rusya ofisinin açılmasıyla birlikte bu ada bir de "DP+" ekleniyor.
BT: Rusya'daki işe ufak bir ofisle başladık. Başta sadece Haldun ve bir sekreter arkadaşımız vardı. Ondan sonra birkaç tane güzel iş yaptık. Yaptıklarımız başkalarını refere etti.
Bu projeler hangileriydi?
BT: İlk önce birkaç tane alışveriş merkezi konsepti yaptık. Bunlar daha küçük ölçekli işlerdi. Pyatigorsk ve Maykop alışveriş merkezleri ile başladık. Fitness Center ve Almaz da Rusya'da direkt aldığımız ilk işlerden. Bunların birkaçının uygulama projesini de yaptık. Uygulamasını yapınca tanınırlığımız biraz daha arttı. Ankara ve Rusya'daki çalışan sayılarımız birer birer arttı. Senelerdir bizimle olan bazı arkadaşları Rusya'ya gönderirsek iletişim açısından daha iyi olacağını düşündük. Indrit Bleta, Aslı Kaya Bleta ve T.Tolga Özçelik oraya gittiler.
Şu anda Ankara ve Moskova ofislerinizdeki çalışan sayıları neler?
BT: Moskova daha kalabalık. Mimari projeler Ankara'da yapılıyor. Orada daha çok toplantılar, görüşmeler, koordinasyon turları, kontroller, şantiye işleri yürütülüyor. Bir de beraber çalıştığımız düzenli ekipleri (elektrik mühendisleri, danışmanlar, proje firmaları vs.) genelde buradan seçiyoruz. Rusya'daki teknoloji ve yangın projelerinin hepsinin oradaki ekipler tarafından yapılması gerekiyor. Onun için oradaki kadroyu daha çok koordinasyon kadrosu olarak oluşturuyoruz. Bu sefer biz mimarlık yaparken, oradaki mimar arkadaşlar e-mail yazıp telefon açmak durumunda kalıyor. Bunu kırmak için de konseptlerden birinin yürütücülüğünü Ankara ofisi yapıyorsa diğerini Rusya ofisi yapacak şekilde ayarlıyoruz.
GT: Skype'tan konsept tartışmaları yapıyoruz.
Peki ofis bünyesinde bir proje yönetim birimi oluşturmayı düşünmez misiniz? Belki tasarımdan çok bu kısımla ilgilenmek isteyenler olabilir.
BT: Projeyi Ankara ofisi yaptığında Selda Hanım mutlaka o işin içinde oluyor. Keşke bu kişiler sürekli değişse. Bazı arkadaşlara "buradan alabildiğin her şeyi al ve kendi ofisini kur" diyoruz. Çünkü buradan her şeyi almış biçimde ayrılabilmesi için konseptten detaya kadar her şeyin içinde olması lazım. Açıkçası ben de devamlı e-mail yazmak istemem. Mühendislerle konuş, toplantı organize et, insan belli bir süre sonra sıkılır, gitmek ister. Bunun için böyle bir yöntem bulduk; bir önceki projede Aslı yürütücüyse, sonrakini Katya yürütüyor. Onlar da kendilerini bu şekilde dönüştürmeye çalışıyorlar. Sonuçta bu birliktelikteki 4. yılımız, emeklediğimiz bir sürü konu, yaptığımız bir sürü hata olabilir.