"SİM, Teknokent'ten daha üretken bir model"

04 Kasım 2011

"Türkiye'nin 2023 gibi hedefleri varsa, buna SİM gibi projelerle varacak"

Neden özellikle Ankara'da yapılmasını tercih ediyorusunuz?

Burada bütün üniversiteler sizin laboratuarınız. Ortada entelektüel bir birikim var. SİM de bu merkezleri canlandırma projesi. Entelektüel sermaye hızla katma değere dönüştürülebileceği için Ankara'yı seçtik.

Mevzuatlar konusunda bazı eksiklikler olduğunu söylüyordunuz, bunlar nasıl giderilecek?

Hayır, bu proje güncel Ar-Ge mevzuatına da uyuyor. Personel sayısı itibariyle Ar-Ge merkezi özelliğine ve vergi muafiyetine sahip. Teknokent yasasına da uyuyor. Zaten projeyi bunların üzerine oturttum. DPT'ye ve Bölgesel Kalkınma Dairesi'ne projemizi sunduk, çok ilgi gördü. Eğer bu ülkenin 2023 gibi hedefleri varsa, bu hedeflere bu gibi projeler sayesinde varılacak.

KOBİ'ler sanayinin en küçük hücresi. Her KOBİ bir proje yapmak için laboratuar kurarsa bunun maliyeti çok yüksek olur. Ben ise, aynı sermaye yatırımıyla daha çok proje yapıldığı takdirde, 4-5 projeden birinin başarılı olma şansının, bir projenin başarılı olma şansından çok daha yüksek olduğunu söylüyorum. Dolayısıyla bir projeden para kazanan KOBİ, başarılı olursa başka projeler de yapabilecek. Bu, matematiksel anlamda çok daha gerçekçi bir model. Böylelikle, Batı toplumları tarafından eleştirilen en önemli eksikliğimiz de ortadan kalkacak; biz de organize olacağız.

Türkiye'de OSTİM'e veya hangi organize sanayi bölgesine giderseniz gidin, herkeste CNC'ler olduğunu göreceksiniz. Ama verimlilik itibariyle baktığınızda, günde ancak 3 saat çalışıyorlar. Burası ise 24 saat çalışan bir laboratuar olacak. 

Sizin OSTİM'le de ortak bir projeniz vardı…

Evet, OSTİM için kuvöz, antibiyogram dağıtıcısı gibi ürünler hazırladık. Öte yandan örnek bir proje geliştirip, Anadolu Organize Sanayi Bölgesi'ni yaptık. İlk defa idari bina fabrika binasından çıkarılsın diye savaş verildi ve o bölgede bu ayrım gerçekleştirildi. Biz bunu yaparken OSTİM'deki o büyük yangın faciası yaşandı ve pek çok insan yaşamını kaybetti. Binaların önü kapalı olduğu için itfaiye ulaşamadı. O dönemde zaten entelektüel sermayenin, fabrikanın üretim biriminden ayrılması gerektiğinin savaşını veriyordum. Sonuçta çelik strüktürlü, güneş enerjisi gibi temiz enerji kullanımına yönelik bir yapılaşmaya gittik. Her seferinde sistemi ileriye doğru zorluyoruz, yoksa konvansiyonel bir fabrika projesi çizmek çok kolay. Bu yapı grubunda makaslar dışarıdadır. Dolayısıyla güneş panelinde ısı 56 dereceyi geçtiği zaman paneli soğutmanız gerekiyor. 

Bu projede şu anda hangi aşamaya gelindi?

Bina şu anda hak sahiplerine dağıtılıyor. Bir diğeri ise yapım aşamasında. Tamamen farklı bir regülasyona yönelik bir sanayi bölgesi olacak. Klima santralinin yeri, levhayı asacağınız noktalar bile belli. Öndeki strüktürün içini tamamen doldurabileceğimiz gibi boş da bırakabiliriz. Bizdeki organize sanayi bölgelerindeki en büyük problem, düzen ve yangın güvenliğidir. Organizasyon ile tek ilişkisi, ismindeki organize sıfatıdır. Projemiz yeni yangın regülasyonlarına uygun olarak hazırlandı. Fabrikanın her noktasına dışarıdan ulaşabiliyorsunuz.


Marka Oluşum Süreci ve Ödüller Üzerine
İnovatif ve Çevreye Duyarlı Projeler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :