Türk mahallesinde sosyal ve ekolojik bir mobil bahçe: Prinzessinengarten
01 Mart 2013
Aslında her şey bu bahçe ile başladı. Kentsel ve toplumsal motivasyonu, çevresel farkındalığı ve biraraya gelerek birlikte üretmenin fikrini bana bulaştıran bahçe örneklerinden bazıları ile dosya konusu için yeniden karıştırdığım arşivimin başlangıç noktası Berlin Prinzessinnengarten (Prensesler Bahçesi) oldu. Hemen izah edeyim…
Adını bir yerlerden duydum, bir gün kapısından içeri girdim ve hem ellerimle çalışmaya başlayarak dahil oluverdim hem de yüksek lisans tez konum olmasına karar verip araştırma ve gözlemlerimi sürdürdüm. Geçtiğimiz sonbaharda ise yaşadığım deneyime, tanıştığım birbirinden ilginç insanlara ve bahçe topluluğuna, şahit olduğum bu bahçe serüvenine ve mekanına teşekkür ederek oradan ayrıldım.
Peki neydi beni bu denli etkilemiş olan?
Bu bahçe sadece bir bahçe değildi. Bisiklet tamir atölyesinden kütüphanesine, kafe-bar alanından yaratıcı çocuk oyun sahasına, Türkler başta olmak üzere birçok göçmen mahallelinin katıldığı herkese açık bahçecilik aktivitelerinden kültür-sanat etkinliklerine kadar hem insan hem de eylem çeşitliliğini birarada barındıran bir mekan. Yaklaşık 1 dönüm kadar. Çok değil. Ama kendi kulvarında, uluslararası platformlarda sahip olduğu biyoçeşitlilik ve organik üretim konusunda yankılar bulan bir ün kazanmış durumda.
Yarım yüzyıldan fazladır boş duran bir kent arsasının sosyal ve ekolojik hedefler ve aktivitelerle birlikte yeşile dönüşünün, insanlarla dolup taşmasının bir hikayesi… Aktif, etkin ve başarılı bir kamusal mekanın herhangi bir tasarım ve tasarımcı müdahalesi olmadan oluşturulmasının bir örneği…
Hem de mobil bir bahçe, dilediğinde taşınılabilir… Ama bunun da bir nedeni var… Hem de politik!
>>>>>
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın