GAD Mimarlık imzası taşıyan projede sürdürülebilir ve doğa ile var olabilen bir tasarımı amaçlanmış. Çevre ve doğa ile birlikte çalışması istenen tasarım, aynı zamanda temel iklimlendirme ilkelerine de uygun.
Proje alanı Antalya Kundu’da, şehir merkezine 20 km, Antalya Havalimanı’na ise 12 km uzaklıkta ve ciddi turizm potansiyeli taşıyan bir bölgenin yakınında bulunuyor. 5 yıldızlı otellerin bulunduğu turistik kıyı şeridinin komşuluğundaki proje alanından Akdeniz’e doğrudan ulaşılıyor. Ayrıca, arazinin doğu sınırıyla komşu olan Aksu Deresi kıyısında spor ve sosyal etkinlikler için tesisler planlanıyor.
GAD Mimarlık’ın AHK Groups için gerçekleştirdiği ödüllü projede sürdürülebilir, çevresi ve doğa ile var olabilen bir tasarım amaçlanmış. Bu sürdürülebilir tasarım anlayışı, günışığından en üst düzeyde yararlanmayı ve doğal iklimlendirmeyi temel alarak kendi enerjisini üretebilen çevre dostu konutlar üretebilmeyi amaçlıyor. Araziye oturum, birim ve genel planlama düzeyinde, Kuzey-Güney aksı üzerinde belirlenerek; güneşten en üst düzeyde verim alabilmek hedeflenmiş. Çevre ve doğa ile birlikte çalışması istenen tasarım, aynı zamanda temel iklimlendirme ilkelerine de uygun. Yapıya ait bütün açıklıklar, daha konforlu bir iç mekân ve çevre sağlayabilmek adına Antalya’ya ait rüzgâr yönelimleri ve doğal havalandırma kuralları dikkate alınarak tasarlanmış.
Genel planlama anlayışı, yeşil ve doğal bir çevreyi kullanıcılara bırakmak, araç trafiğine yalnızca yer altında izin vermek üzerine kurulu. Bu sayede, konutlar ve doğa birbiriyle bütünleşirken, daha yaşanabilir ve yeşil ile iç içe bir ortam sağlamak amaçlanmış. Her konut birimi kendine ait otopark alanına sahip.
Birimler büyük, orta ve küçük olarak tasarlanmış. Projede; 4 büyük, 22 orta ve 12 küçük konut yer alıyor.
BREEAM sertifikası alması hedeflenen projede malzemelerin yerel malzeme kaynağından sağlanması, atık ve kirliliğin en düşük düzeyde tutulması amaçlanmış. Sıcak renkler, desenlerin kalıcılığı, değişen dokular gibi niteliklere sahip olan ve organik etki yaratan ahşap ve taş malzemeler ile zamansız mekânlar yaratılmış.
Modern yaşama tarzıyla doğayı bütünleştiren projenin bahçe ve yeşil alan yaklaşımı, temel yapı birimi üzerinde, özellikle geniş pencere açıklıklarının veranda ve havuza baktığı yönlerde belirginleşiyor. Suyun yansıtıcılığı, yeşil alanın yapılarla ve çevresiyle oluşturduğu sınırı bulanıklaştırıyor.
Sera (Greenhouse): Tasarımda, her bir konut biriminin güney cephesine yerleştirilmiş olan veranda boşluğu (sera/greenhouse), kullanıcı için dış alanda korunaklı, mevsime göre düzenlenebilecek bir rekreasyon alanı yaratıyor.
Fotovolatik paneller: Alandaki stratejik yönlenme, konutların güneye bakan çatı yüzeylerinde fotovoltaik panellerle yenilenebilir enerji üretimine olanak sağlıyor. Üretilen enerji miktarı, konutların tüketimini rahatlıkla karşılayabiliyor.
Tepe pencereleri: Çatı düzeyindeki açıklıklar/pencereler birimler içerisindeki doğal havalandırmayı sağlarken; günışığının, güneşin aşırı ısı etkisinden bağımsız olarak birimlerin içerisine süzülmesine yardımcı oluyor. Konutların, iç iklimi, sürdürülebilir doğal tasarım ilkeleri çerçevesinde sağlanıyor.
Ahşap kaplama: Konut birimlerinin doğu ve batı cepheleri geçirgen yüzeylerle kaplıyken, kuzey ve güney cepheleri ahşap kaplamayla korunuyor. Bu kaplama tasarımda ikinci bir cephe katmanı ve kabuk olmasının yanısıra yapıyı çevresel koşullardan korumak için biçimlenirken, konut birimlerinin dış formuna bir dil kazandırıyor. Bu kabuk, iklimlendirmeye yardımcı olurken iç mekândaki ışık dengesini ve bina çevresinin peyzajında özel alan ayrımını sağlayarak tasarımda önemli rol oynuyor.
Arazi ve Peyzaj
Alanda, konut sakinlerinin, 600 m2’den 975 m2’ye kadar olan evlerde lüks yaşamayı seçebilecekleri, 15 farklı villa tipi bulunuyor. Bağımsız birer birim gibi yaşamasından çok birbirine eklemlenen villa birimleri yerelliğe uygun bir tasarım bağlamına sahip. Bağımsız villalar ise yaşayanlar arasında ilişkileri şekillendiren bir silsile yaratıyor. Amaç, her villayı, çevresinde serbest dolaşımı olan ayrı bir yaşam alanı olarak tanımlamak. Dolaşım alanının ortak kullanımı; paylaşmayı, bağlanmayı ve etkileşimi teşvik ediyor. Bu yaşam yaklaşımı, sürdürülebilirlik unsurlarını toplumsal değişimin bir kaldıracı/itici gücü olarak görüyor. Yerleşim bölgesi su kenarında, açık hava etkinliklerine ya da ortak alanlarda komşularla ilişki kurulmasına elverişli.
“Yeşilin Ötesinde Sürdürülebilirlik (Sustainability Beyond Green)” anlayışı; konutlarda enerji üretimi, yağmur suyu toplama gibi özelliklerde ve yapay havalandırma çözümleri kullanmadan iç mekân iklimini yaratan ve koruyan yapı formunda kendini gösteriyor. Dışardaysa, kullanıcıların çevresiyle olan bireysel ilişkilerini güçlendiren ve keşfedilmeye değer yerelliğe eklenen bir yaklaşım egemen.
Peyzaj tasarımını yönlendiren yaklaşım; “Varlığını Sürdürme Sanatı” (The Art of Survival) anlayışı üzerinden, traşlanmış yeşillendirme yerine yerel bitki popülasyonunun güçlendirilmesi olmuş. Bu noktada, yakın dönemde Antalya bölgesinde türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan kızılçam, meşe gibi yerel ağaç türleri tercih edilmiş. Bununla birlikte, daha geniş ölçekte çeşitli yerel karasal ve su bitki türlerinin, birçok organizmaya ev sahipliği yapan nehir bölgesine yerleştirilmesiyle doğal canlı çeşitliliği ve yerel ekoloji desteklenmiş.
Nehrin kıyıları, amfibik canlıların suya ve sudan kıyıya erişimine izin vermek ve bunun yanısıra su düzeyindeki düzensiz değişimlerle baş edebilmek için tasarlanmış, katmanlı bir iskele (düzlem) olarak düzenlenmiş. Bununla birlikte bölgesel bir değer olan arıcılığın da peyzaj tasarımına dahil edilmesi önerilmiş. Bu çiftliklerin amacı sakinlerin çevreleriyle yeniden bağlantı kurmalarına, bütün ekosistemin önemini öğrenmelerine ve korkuları aşmalarına yardımcı olmak. Bu çabanın ödülleri, iki çeşit organik bal olacak: bölgeye özel, lezzetli, az bulunan yabani çiçek balı ve çam balı.
Var olan tasarımı genişletmeye yönelik gelecek planlarında; aynı alanda, yaya dolaşım yolları ve (yerel ulaşım ağına bağlanacak) yeraltı kotundaki otopark sistemi ile birbirine bağlanan dört tane daha villa kümesi planlanıyor. Üst ölçekte arazi planıysa, çeşitliliğe sahip içiçe bağlanan yeşil alanlar ve nehrin yeniden düzenlenmiş göl bölgesine ve araziye uzatılmasını içeriyor.
YAPI Dergisi’nin 425 / Nisan 2017 sayısında yayımlanmıştır. Dergiden daha fazla makale okumak için akıllı telefon ve tabletlerinize derginin dijital uygulamasını ÜCRETSİZ olarak buradan yükleyebilirsiniz.