Tasarım-restorasyon projeleri ve uygulamalarının yanısıra mimarlık alanında da araştırmalar yapan Habitus Mimarlık Kurucu Ortakları Y. Mimar Pınar Bayraktar ve Y. Mimar Restorasyon Uzmanı Simge Balcı, Çat Kapı’da.
Covid-19 süreci sebebiyle fiziksel olarak gerçekleştiremediğimiz Çat Kapı röportajları çevrim içi olarak devam ediyor. Çat Kapı’nın 22 Eylül Çarşamba günü konukları, Habitus Mimarlık Kurucu Ortakları Y. Mimar Pınar Bayraktar ve Y. Mimar Restorasyon Uzmanı Simge Balcı oldu.
İdeal bir yaşam refleksi için kullanıcı ihtiyaçlarını okuyarak, mimarlığı yaşamsal bir kolaylaştırıcı olarak ele alan Habitus Mimarlık; bir yandan tarihi çevrede, koruma alanında faaliyetlerini sürdürürken, diğer yandan kentsel ve yapısal ölçekte mimari üretimlerine devam ediyor.
Petra The Flooring Co. desteğiyle gerçekleşen söyleşinin kısa başlıklarını buradan okuyabilir, tamamını ise YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.
Ezgi Tezcan: Sizi tanıyarak başlayalım, nasıl bir araya geldiniz?
Simge Balcı: Pınar ile Yıldız Teknik Üniversitesi’nden dönem arkadaşıyız. 2010 senesinde mezun olduk, deneyimlerimizin ardından kendi ofisimizi açtık ve Habitus Mimarlık olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Pınar Bayraktar: Mezuniyet sonrası farklı ofislerde deneyimlerimiz olduktan sonra, 2013 senesinde kendi ofis sürecimizi başlattık. Bununla beraber sadece ofis değil yüksek lisanslarımızı da bu süreçte tamamladık. Simge’nin kentsel boşluklar üzerine benim ise savaş sonrası ve kentler üzerine yaptığımız çalışmalar var. Bunları da ofis sürecine adapte etmeye çalışıyoruz.
ET: Ofisi kuralım, dediğiniz nokta neresiydi?
PB: Sosyal çevre içinde de konuşuyorduk. Ofisimiz olsa bakış açılarımızda nasıl olur, bunun altından kalkabilir miyiz, kendi çalıştığımız ofislerde ne gibi pratikleri farklı olarak yapabiliriz?, gibi tartışmalarımız vardı. Bunlarla beraber proje anlamında da birtakım olasılıklarla karşılaşınca, neden olmasın?, dedik. Fikren kurduğumuz doğruları pratiğe aktarabilecek miyiz?, sorusu ile de ilk adımı atmış olduk. Sonrasında da, her adımda biraz daha gelişerek ve farklılaşarak devam ettik.
ET: Sizin Habitus Mimarlık olarak farklı yapmak istediğiniz şeyler nelerdi?
SB: Biz her zaman tasarıma ve tarihi eserlere özel bir ilgi duyuyorduk. Bu bağlamda da mimarlık tarihi, arkeolojik alanlar üzerine araştırma yapmak gibi bir fikrimiz vardı. Restorasyon bunun hayata dönüşmüş hali oldu. Restorasyon ile birlikte tarihi yapıların çok içine giriyorsunuz. Uzun bir süreç, sabır isteyen ve genellikle çoğu mimarın genelde tercih etmediği bir alan. Ama biz kendimizi geliştireceğimiz alanlar bulduğumuz için bunu tercih ettik. Aslında restorasyon ve tasarımı bir arada götürüyoruz. Hem proje hem de uygulama alanında çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Göztepe Tren İstasyonu, Şantiye Yönetimi: Habitus Mimarlık
ET: Başka faaliyet alanlarınız neler?
PB: Bir yandan üretime devam ederken bir yandan da akademiyle mimari bilginin üretim alanıyla da sürekli temas etmesi gibi bir derdimiz var. Ben 2016’dan beri YTÜ’de tasarım atölyelerinde proje yürütücülüğü yapıyorum. Aynı zamanda ikimizde çeşitli sempozyumlara katılmaya çalışıyoruz. Bazen workshoplar düzenliyoruz, bazen var olan workshoplara katılıp kendi bilgimizi tazelemek ve geliştirmek için uğraşıyoruz. Buna ek olarak son dönemde giriştiğimiz "harici" diye bir bölümümüz var. Sitemizde de yeni bir alan ve kendi içimizde yeni bir tartışma konusu. Biraz kendi düşündüğümüz ve ürettiğimiz şeylerin kaydı. Mimari ya da akademik metnin dışına çıkarak kendimizi en rahat ifade ettiğimiz şekilde ürettiğimiz metinleri ortaya çıkarıyoruz.
Büyükada Dinçer Evi, Proje: Habituus Mimarlık
Simge Balcı ve Pınar Bayraktar; Göztepe, Yeşilköy ve Bakırköy Tren İstasyonlarının uygulama süreçlerini, çalışmaları devam eden Büyükada Dinçer Evi ve Tarihi Kağıthane Köyü Karakolu projelerini ve Milas’ta yer alan, tamamlanan taş ev projelerine detaylıca değindiler.