İspanya Barselona merkezli Lagranja Design, Lagranja İstanbul olarak Türkiye’de de hizmet veriyor. Daha çok otel, restoran, ofis gibi ticari projelere yönelik çalışmalar yapan Lagranja Design’ı Lagranja İstanbul’dan Tunga Baysal, Ece Satıbol ve Sedef Demir’le konuştuk.
Gabriele Schiavon ve Gerard Sanmartí tarafından 2002 yılında kurulan İspanya Barselona merkezli Lagranja Design, 2013 yılında kurulan ortaklıkla Türkiye’de de hizmet vermeye başladı. Barselona’daki ofisinde 20’ye yakın çalışanı olan firmanın Türkiye’de ise 3 kişilik bir ekibi bulunuyor. Otel, restoran, ofis gibi ticari projelere yönelik çalışmalar yapan Lagranja Design’ı, firmanın Türkiye’ye geliş sürecini ve Türkiye’de yaptığı çalışmaları Lagranja İstanbul’dan Tunga Baysal, Ece Satıbol ve Sedef Demir’le konuştuk.
Nurullah Kaya: Bize öncelikle kendinizden ve Lagranja’nın hikayesinden bahseder misiniz?
Tunga Baysal: Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi mezunuyum. Fakat aileden gelen bir mimarlık esintisiyle, ekonomiden çok mimariye yöneldim. Babamların kurduğu mimarlık ofisinde çalıştım. Çalıştığımız ofislerde tasarım işini yapan, yapması gereken mimar, iç mimar arkadaşlar olduğu için de daha çok işin proje geliştirme, yöneticilik kısmında yer aldım. İçinde yer almaktan keyif aldığım bir sektör oldu.
2013 yılında Barselonalı bir firma olan Lagranja Design ile tanıştım. İtalyan Venedik Teknik Üniversitesi mezunu Gabriele Schiavon ve Barselonalı Gerard Sanmartí tarafından 2002 yılında kurulmuş bir firmaydı. Onlarla burada proje yapma amaçlı temasa geçtik. Sonrasında ilişkilerimiz gelişti; Türkiye’de yerleşik bir düzene geçersek buradaki projelerde başarılı sonuçlar alabileceğimizi gördük ve fiziki olarak ortaklığı kurmaya, sonrasında da Lagranja Design olarak devam etmeye karar verdik.
Barselona’daki ofisimizde şu anda 20’ye yakın çalışanımız var. Türkiye’de 3 kişiyiz. Organik bir yapı oluşturduk. Projeler çoğaldığı zaman Barselona ofisinden takviyelerle çalışıyoruz. Burada işler yavaş olduğu zaman da buradaki arkadaşlar Barselona’ya gidebiliyorlar. Geçen seneye kadar burada iki İspanyol arkadaşımız çalışıyordu, Türkiye’de yaşıyorlardı. İspanya’daki projeler ağırlaşınca oraya gittiler.
Tamamen ticari projelere yönelik çalışıyoruz; otel, restoran, ofis. Ev konusunda hiç kendimizi öne atmadık. O yüzden ofisin mantalitesi de hep o yönde ilerledi ve gelişti. Şu anda İspanya’da projelerimiz var. Singapur’da tanıdığımız bir yatırımcı bize projeler vermeye başlayınca orada diazon bir ofis kurduk ve projeler yapmaya başladık. Oradaki projeleri de İstanbul ve Barselona ofisleri üzerinden yürütüyoruz.
NK: Ece Hanım, sizi de dinleyelim. Bize biraz kendinizden ve Lagranja’ya kadar olan yolculuğunuzdan bahseder misiniz?
Ece Satıbol: 1997 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne giriş yaptım. (Mimar olmayı hep istemiştim, bunun bir tesadüf değil bilinçli ve istekli bir seçim olduğunu da söylemek isterim) Uzun süren bir öğrenim süresinden sonra mimarlık mezuniyetini aldım, ki bu süreçte çok değerli hocaların atölyelerinde yer aldım. Mezun olduktan sonra gerek iç mekân uygulamaları yapan ofislerde gerek aralarında KG Mimarlık’ın da olduğu mimarlık ofislerinde deneyim edindim. Kurumsal bir firmada proje yöneticisi olarak çalıştığım bir dönemim de oldu. Bunlar benim altyapımı oluşturdu. 2009 yılına kadar bu şekilde geçti. 2009 yılından sonra serbest çalışmaya başladım. Konut, idari yapılar ve birkaç ticari projeyi yürüttüm. Bu arada Yıldız Teknik Üniversitesi’nde turizm yapıları üzerine yüksek lisans yaptım. 2015 yılında ise Lagranja ile yollarımız kesişti, onun öncesinde de aslında tanışıklığımız vardı. O tarihten beri de projeleri birlikte yürütüyoruz.