Le Corbusier'nin Göbeği

Amber EROYAN / 19 Ağustos 2014
Fransız adaşımız "Le Ventre de l'Architecte"i keşfe çıkıyoruz bu ay. Le Corbusier'nin başyapıtlarından Cité Radieuse'ün içinde yer alan restoran, hem göze hem damağa hitap eden bir mola noktası...

Mimarın Göbeği olarak, Fransız adaşımız "Le Ventre de l'Architecte"i keşfe çıkıyoruz bu ay. Le Corbusier'nin başyapıtlarından Marsilya'daki Cité Radieuse'ün içinde yer alan restoran, ünlü konut birimini görmeye gelen mimarlar ve mimarlık meraklıları için hem göze hem damağa hitap eden bir mola noktası sunuyor.

Modern mimarlığın öncülerinden Le Corbusier'nin Marsilya'daki konut birimi Cité Radieuse (diğer adıyla l'Unité d'Habitation de Marseille) şüphesiz mesleğin hac noktalarından birisi.

Le Corbusier'nin renkli bir transatlantik şeklinde tasavvur edip 1947-1952 yılları arasında hayata geçirdiği yapı, II. Dünya Savaşı sonrasında Marsilya'daki sosyal konut ihtiyacını karşılamak üzere gerçekleştiriliyor. Fransa Kültür Bakanlığı tarafından 1986 yılında tarihi anıt olarak tescillenen Cité Radieuse'ün, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenmesi için de çalışmalar yürütülüyor.

Üçüncü ve dördüncü katlarda yer alan Le Corbusier Oteli ile ona bağlı hizmet veren Le Ventre de l'Architecte restoranı ise konut biriminin daha az bilinen bölümleri...

Uzun süre atıl durumda kaldıktan sonra, 2003 yılında mimarlık tutkunu Dominique ve Alban Gerardin çifti tarafından yeniden canlandırılarak eski ihtişamına kavuşturulan otel-restoran, Le Ventre de l'Architecte ile birlikte yeni bir gastronomi durağına dönüşüyor.

Mekânı devraldıktan sonra ilk iki sene, tarihi anıt niteliğindeki yapının 2 yıldızlı oteline gerekli standartları geri kazandırmak ile uğraşan Gerardinler, sonraki iki yıllık zaman dilimini ise restoran, odalar ve resepsiyonun dekorasyonuna ayırıyor. İkili, üstlendikleri yenileme çalışmasının ardındaki "leitmotiv"i, ruhsuz süslemelerden ve kopya tasarımlardan kaçınmak olarak özetliyor.



Le Corbusier ve Charlotte Perriand tasarımı orijinal ya da tescilli röprodüksiyon mobilyalar ile aydınlatma elemanlarına yer vermeyi tercih eden Dominique ve Alban Gerardin bir yandan eskicileri dolaşıp bu parçaları toplarken, diğer yandan Cité Radieuse'den ve dönemin diğer mimar/tasarımcılarından esinlenen yeni parçalar çizdirip ürettiriyorlar. Malzeme anlamında ahşap, metal ve mermerin uyumlu birlikteliğinden bahsetmek mümkün...

www.1001salles.com

Asıl ilgi alanımız olan restorana geçecek olursak, dar ve uzun geometrisi ile bir tekne koridorunu andıran terasın, Frioul adalarına bakan manzarası ile başlayabiliriz. Ahşap zemin, 1930'lu yıllardan demir sandalyeler, Jean Prouvé tasarımı "pergel" (compas) masalar, sefere çıkmayı bekleyen "modernist" bir geminin güvertesindeymiş hissi veriyor insana...

Cité Radieuse'ün diğer birimlerinde olduğu gibi, üst katın geriye çekilmesiyle iki kat yüksekliğinde bir alana kavuşturulan restoran bölümü; Charlotte Perriand imzalı masaları, İskandinav sandalyeleri, Le Corbusier tasarımı "Laroche" ve Aulenti tasarımı "Pipistrelle" lambaları ile adeta bir tasarım cenneti!

Samimi, sakin ve zamanın dışında bir ortam sunan Le Ventre de l'Architecte'in mutfağı da mekana gösterilen özenden nasibini almış.

Restoranda 3 yıl boyunca ikinci şef olarak çalışan Jérôme Caprin, bu dönemde Le Ventre de l'Architecte'in, dünyaca ünlü gastronomi rehberi Michelin 'de yer almasını sağlıyor.

Otuz kişilik kapasiteye sahip restoranda, her gün 10'u aşkın farklı lezzet deneyimlenmeyi bekliyor!

 

www.gerardin-corbusier.com/ventre

www.1001salles.com


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :