Yöresel "Hızlı" Mutfak ve Yılbaşı Heyecanı, Almanya Sokaklarını Sardı

E. Seda KAYIM / 03 Aralık 2009
Kıta Avrupası’nın ve özellikle Almanya'nın tüm büyüklü küçüklü şehirlerinde, her sene Kasım ayının son çeyreğinden başlayarak hizmete açılan yeme-içme odaklı pazar yerleri, Mimarın Göbeği’nin ilgi alanındaki kentsel-mimari-gastronomik faaliyetlere en keyifli örneklerden birini oluşturuyor.



31 Aralık tarihi, dünyanın hemen her köşesi için benzer derecede önemsenen ve coşkuyla kutlanan bir anlama sahip. Bazı toplumlarda yalnızca yeni bir yıla girmenin verdiği heyecan ve onun simgesel anlamları ile karşılık bulan, pek çok ülkede de kendisine biçilen dini anlam ile yaygınlaşan yeni yıl ve Noel, elbette toplumsal düzlemde de birleştirici ve harekete geçirici bir "olay". Kentin gündelik dinamiklerine fiziksel anlamda geçici ama sosyal anlamları ile kalıcı bir müdahaleyi beraberinde getiren "Christmas", "Weinachten" ya da Noel sonuç olarak kentin mekansal özelliklerine de beklendik ve hatta geleneksel, ama bir o kadar da etkili bir değişim getiriyor. Üstelik bu değişim, sadece mağaza vitrinlerinin yeni yüzleri, aydınlatma elemanı süslemeleri ve kent meydanına konduruluveren büyük bir çam ağacı ile sınırlı kalmıyor. Kıta Avrupası'nın tüm büyüklü küçüklü şehirlerinde, her sene Kasım ayının son çeyreğinden başlayarak hizmete açılan yeme-içme odaklı pazar yerleri, Mimarın Göbeği'nin ilgi alanındaki kentsel-mimari-gastronomik faaliyetlere en keyifli örneklerden birini oluşturuyor.


Münih Marienplatz'da kurulan "Christkindlmarkt"

Almanya'daki Noel pazarları, "Weinachtsmarkt" ismini taşıyor. Gerçektende ülkenin kuzeyinden güneyine hemen tüm kentsel alanlarda, büyük şehirlerden dağ eteğindeki orta ölçekli kasabalara kadar tüm yerleşimlerde bir "Weinachtsmarkt" kuruluyor. Yeni yıl heyecanını –diğer Orta Avrupa ülkelerinden pek de farklı olmayan şekilde- yaklaşık bir ay öncesinden yaşamaya başlayan Alman kentleri için bu pazaryerleri, elbette bir fenomen değil; ancak gerçek bir toplumsal katalizör oldukları söylenebilir. Özellikle haftaiçi ve hatta Pazar günleri en geç akşam 8'den sonra tüm mağazaların kapatıldığı, tek tük lokantanın açık bulunabildiği ve haliyle sessizleşen, ıssızlaşan Alman şehirleri için "Weinachtsmarkt"lar, haftanın hemen her günü canlı ve uzun soluklu bir buluşma noktası oluşturuyor.


Stuttgart Noel pazarı

Noel pazarlarının strüktürel anlamda çığır açıcı veya şaşırtıcı bir yanı elbette yok. Yan yana neredeyse gelişigüzel dizilmiş bir dizi küçük kulübeden meydana gelen bu pazarlar, ölçek anlamında da genellikle bulundukları kentin büyüklüğüne doğru orantılılar… Genellikle, çünkü Almanya'nın nüfus ve de yüz ölçümü anlamında birbirine yakın görünen tüm büyük kentlerinde "Weinachtsmarkt"lar, aynı derecede geniş bir kentsel alana yayılmıyorlar.

Örneğin Stuttgart'ta karşınıza çıkan pazar yeri, kent merkezinin bir miktar batısında, şehrin en canlı caddesinin doğrudan üzerinde ve "Schwabenland" feodal yönetiminin merkezi olan eski bir sarayın karşısında konumlanıyor. Bir buz pateni pistini arkasına alan ve yaklaşık olarak - küçük olarak nitelendirilebilecek- 200 metrekarelik bir platformda açılan pazar, tüm kış ayları boyunca hizmet veriyor. Aralık ayına girilmesi ile birlikte neredeyse rizomal bir şekilde büyüyen ve kentin ara sokaklarına doğru yayılan "Stuttgarter Weinachtsmarkt", bir anlamda Noel'in ve elbette yeni yılın da yaklaştığınıın müjdeleyicisi oluyor.



Stuttgart'ın kuzeyinde konumlanan ve hem endüstri geçmişi hem de demografik özellikleri ile Stuttgart'a benzediği söylenebilecek Frankfurt'ta ise Noel pazarları, kent merkezinin pek çok yerinde ve ilk bakışta kopuk gibi gözüken bir noktasallıkla kuruluyorlar. Yerinde kurulan ahşap kaplama strüktürler, başka bir tanımla pavyonlar ya da kulübeler, neredeyse Frankfurt merkezinin tüm irili ufaklı meydanlarını istila ediyorlar.

Şehrin coğrafyasını büyük ölçüde tanımlayan Main nehrinin tek bir yakası boyunca dağılan bu pazarlar, aslında elbette bağımsız, kopuk ve tesadüfi değiller. Aksine, yaya hareketinin yoğunlaştığı noktaları referans alan, sürekli birbirine değen ve tam olarak da bu sayede "navigasyon"u destekleyen "Weinachtsmarkt"lar, sessiz gözüken bir caddeden saptığınızda, ya da çıkmaz bir sokakta ilerlerken karşınıza çıkabiliyorlar. Bu da anlaşılır şekilde kentsel sirkülasyonun sürprizli olma faktörünü büyük ölçüde arttırıyor.


"Frankfurter Weinachtsmarkt"

Üstelik Frankfurt'ta pazar yeri eğlencesi, Stuttgart'tan farklı olarak dönme dolaplar, atlı karıncalar ve çarpışan araba pistleri ile destekleniyor. Frankfurt'ta Aralık ayı boyunca ve özellikle de akşamları, Alman vernaküleri örneği yapıları barındıran "Neue Kraeme" caddesine veya şehir merkezinin başlangıcını temsil eden "Haupt Wache" binasına ulaşmak ise, hemen her köşede karşınıza çıkan "Weinachtsmarktlar" yüzünden oldukça güçleşiyor. Ancak yanlış anlaşılmasın; sözü edilen olumsuz bir kalabalık ve karmaşa asla değil! Çünkü yılın diğer tüm ayları Türkiye'den alışık olduğumuz türden bir hareketliliğe pek de sahne olmayan Alman kentlerine gelen bu canlılık bize, kaba bir benzetme ile İstiklal Caddesi'nin hınca hınç yoğunluğunu ve onun doğurduğu kentsel potansiyelleri hatırlatıyor. Sonuç olarak bu oldukça basit, kırmızı-beyaz-yeşil renklerde süslenmiş ve hemen her köşesi LED'ler ile aydınlatılmış "kitsch" strüktürler, bahsi geçen potansiyeli ortaya çıkaran birer katalizör haline geliyorlar.



Stuttgart, Münih, Frankfurt, Salzburg ya da Strasbourg... Orta Avrupa'nın yıl başı pazarlarının tümünün ortak noktası, yeme-içme odaklı bir hizmet sunuyor olmalarından geçiyor. Örneğin, Alman mutfağının "kahramanı" sosis, yıl başı pazarlarının vazgeçilmezi oluyor. Birbiri ardına sıralanan yiyecek çeşitleri; pizza benzeri "Flammkuchen", gerçek bir Alman spesiyali olan rosto benzeri "Fleischkaese", kızartılmış patates omleti "Rosti", kapuskaya Alman alternatifi "Sauerbraten" veya bir tür erişte olan "Spaetzle", "Weinachtsmarkt"ın kurulma nedeni haline geliyor. Bir yandan sıcak şarap -"Glühwein"- ve bira, diğer taraftan çeşit çeşit şekerleme, kestane, çikolata tüketen şehrin kullanıcıları ve ziyaretçileri için pazar yeri, gerçek anlamı ile gastronomi hizmetinin kentsel mekan ile buluştuğu toplumsal bir üretim –ve haliyle tüketim- mecrası olarak karşımıza çıkıyor.


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :